Baki olan Yeni Malatyaspordur, takılmayın kişilerin arkasına’ içerikli belki de onlarca yazım vardır arşivde.
‘Kişilerin arkasına takılmayın’ dan kasıt onlara saygı-sevgi duymayın, görevleri bittikten sonra unutun ve emeklerini hiçe sayın değil elbette ki.
Ben kurumların görmesi gereken itibarı- temsil makamlarının görmesi gereken saygıyı kişinin ismine gösterip o kişiye kendisini her şeyin üstünde görmek gibi ‘benlik’ hastalığına yakalanmasına yol açacak zararlar vermeyin demek istiyorum.
Bakın tarihin çöp kutularına hep kamuoyu tarafından yaratılmış kartondan kahramanlarla doludur.
Ama maalesef şu günlerde yorumlara bakıyorum da ya siyah, ya beyaz.
Bir tarafta Adil Gevrekçiler, diğer tarafta ondan şahsi menfaat temin edemediğinden dolayı anti Adil Gevrekçiler.
En son örneğini geçenlerde dayak yedim iddiasıyla ortalığı ayağa kaldırmak isteyen spor müdürünün boş mevzusunda yaşamadık mı?
Kulüp umurlarında bile değil bu kişilerin, varsa yoksa Adil Gevrek’in onlara vermediği imtiyazların bünyelerinde oluşturduğu intikam hırsı!
Şimdi ben bu yazıları yazdığım için hiç akıl yürütme zahmetine bile katlanmadan, ‘Aha gardaşım sen de başkanının tarafını tutuyorsun’ diyenler muhakkak çıkacaktır.
Taraf tutmak elbette ki her bireyin günlük hayatta takındığını en insani tavırlardan biri.
Hangimiz taraf değiliz ki?
Ancak ben derim ki tuttuğumuz taraflar ‘ben’den çok ‘biz’ e fayda sağlayacak, ortak çıkarlarımıza hizmet edecek taraflar olsun.
Benim Adil Gevrek’e bakışım ve yorumlayışım da bu mesafede.
Memleket futbolu için ne yapmış ona bakarım.
Adam göreve geldiği günden beri kulüp seriye bağlamış gibi birer birer lig atlamış…
Süper Lig’de bir kaç yılda dikkate alınır bir kulüp olmakla kalmayıp, Avrupa’ya gitmiş.
Ve en önemlisi adam yarınları düşünerek tesisleşmeye önem vermiş.
Onun döneminde yeni tesisler tamamlanmış, onun döneminde altyapı birçok profesyonel takımda bile olmayan bir tesise kavuşmuş ve Türkiye’nin en önemli projelerinden birisinin fitilini ateşlemiş.
Ben bunları yapan kişinin şahsını değil, o kişinin bu eylemlerini yazmaz, yapılan hamlelerini övmez isem işimin gereğini yapıp yapmadığım konusunda kendimle çelişkiye düşerim.
Hem bence bu tavrım başkanın çalışma şevkini daha da arttırır, birileri için de örnek teşkil eder.
Peki bunları bile bile tersini yazmak kime yarar sağlar?
Bence sadece intikam hırsıyla yanıp tutuşan kişinin o anki öfkesini dindirir!
Ezcümle: Gelin kişileri yaptıkları ya da yapamadıkları eylemler üzerinden değerlendirelim.
İsimlerini değil, yaptıklarını gönül arşivlerimize yazalım.
ÖNCE TAKIMIN SELAMETİ SONRA HESAPLAŞMA!
Bu yazıyı bu sezonun başında yazdım… Ve bugün de altına imzamı atıyorum.
Bizler ne zaman ‘şucu’ bucu’ hastalığından kurtuluruz işte o zaman doğru yolu buluruz.
Galiba, maçlara sırf Adil Gevrek’e küfretmek için gelen, takımın oynadığı futbolla, aldığı sonuçla ilgilenmeyen arkadaşlara birilerinin yanlış yolda olduklarını söylemesi gerekiyor.
Evet Adil Gevrek özellikle bu sezon bilerek ya da bilmeyerek dünya kadar yanlış yaptı. Hatta buna aldığı başarılar ve elde ettiği şampiyonluklar sonrası şehrin kendisine verdiği sembolik payelerin bünyesinde oluşturduğu gücün akıl tutulmasına yol açması suretiyle ‘güç zehirlenmesi’ de diyebiliriz. Fakat buna rağmen saha sonuçlarıyla Küme düşecek ya da kalacak olan Adim Gevrek değil. Özelikle şu bir kaç hafta takıma motive olalım. Herkes eteğindekileri cebine koysun ve bir süre rüzgarın dinmesini beklesin. Hem o zaman benim de size anlatacağım çok önemli şeyler olacak. Az sabır, bir kaç haftaya her şey netleşir.
