BÜYÜK ŞEHİR OLMAK - Nurullah VAROL

BÜYÜK ŞEHİR OLMAK


Doğunun güzel, sakin bir ili olan Malatya uzun yıllar bu sakinliğiyle varlığını sürdürmüştür. Lakin çok kozmopolitik bir nüfusa her zaman samiplik etmiştir. Öyleki bu şehirde hemen hemen hiç bir siyasi, mezhebi, cemaati yapısında egemen olduğu görülen bir yapı oluşturmamıştır. Yani A düşüncesinde 10 insan bulunuyorsa, B ve C düşünrcesinde de en az 6-8 insanı barındırmıştır. Bu yapısıyla küçük bir devletcik görüntüsü veren Malatya mız her zaman bir geçiş noktası olarak var olmuştur. Bürokrasinin daha son kademesi Malatya dır. Emniyat Müdürlüğü, Valilik vs. merkeze geçişin son durağa bu şehir adeta. 
Malatya'da Malatyalı sayısının giredek azaldğı bir dönemde (insanımız okumak, iş, ticaret vs. gereği büyük şehirlere giderken) doğu halkımızında yerleşim yeri olmaya başlamıştır. Bu da farklı kültür, farklı bir yapı olarak karşısıza çıkıyor. Birde Suriye'deku iç savaş sonraki musafir etmek durumunda kaldğınız savaş yargunu bir halkın varlığını aklayınca ifaade etmek istediğim yapıyı siz düşünün(!)
İmarda, yeşil alana beraberinde alt yapı sorunlarının devleşerek büyümesi karşısında dar bir alana hapselmiş şehir merkazi. Büyük şehir statüsüne kavuştuk, kavaşturk ama zannımca hala büyük şehir olamadık. Şehrimizi farklı merkazler kurarak nedense açmayı başaramadık. Malatya'nın doğu, batı, güney ve kuzey tarafında ikamet eden insanımız şehre (merkeze) alış veriş, ticaret için hala Valilik merkezli, kapalı çarşı etrafında kümeleniyor. 
Malatya'nın doğu  girişine özel ve  güzel bir alış veriş merkezi kuruldu şehir açılmadı. Türkiyenin hemen hemen tüm doğu illeindne batıya doğru bir büyüme var. Malatya mızda bu şekilde genişliyor. Çok güzel bir Fahri Kayahan semti inşa edildi, çok güzel ama hala o çevrenin insanı resmi ve ticari işleri için merkeze (valilik çevresine) geliyor. Bu semtlerin etrafında burlaşacağı bir yapı oluşturmadı. 
Şehir kalabalıklaşıp büyüdükçe, su, temizlik, imar gibi sorunlarda arkatar büyüyor. Malatya en son ciddi bir deprem yaşadıktan sonra sıkıntılı binalar kendini gösterdi. Bu nedeniyle (bahanesiyle) kentsel dönüşüm yapılabilirdi. Neden yapılmadı nasıl bir engel söz konusu bilemiyorum. Bu gün Akpınar mahellemiz yapılışı itibariyle eski binaların bulunduğu bu mahelle gözlemleyebildiğim kadarı ile olasi bir demrem sonrasında çok büyük bir tehlike arzetmekte. Binaların eski olması bir yana yerleşkesinin düz bir zemendi olması (bu zemininde sağlam bir zaa zemini olmaması) beni karamsan düşüncelere sevkediyor. 
Malatyamız ve sıkıntıları üzerine daha çok konuşacak gibiyiz. Diğer yazılarıdada farklı sıkıntıları kaleme almaya devam eteceğimi sanıyorum. Bu yazımda kısmen değinmeye çalıştığım belli başlı bazı sıkıntılar sanırım sizlerinde ikili muhabbetlerinizde değindiğiniz konularda. 
Yeni konlar ve bakış açısını içeren yazılarda buluşabilmek ümidi selam, muhabbet ve daim dûa ile...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
26Haz

NEDEN ve NASIL?

22Nis

VİCDANI KURUYAN BİR KITA

01Nis
27Mar

ŞEHRİNİN TAKİPÇİSİ!

15Mar