Çiler Karataş

Değer Ve Değersizlik

Çiler Karataş

Hayatta her zaman bir değer olgusu vardır. İnsanın bir şeylerle ilgilenmesi için o şeyde bir “değer” görmesi ve o şeye bir “değer” vermesi gerekir ve hal böyle olunca insanın kendisi de “değerli” olma çabası içinde olur. Çünkü sadece “değerli” şeylerle ilgilenilir. O da “değerli” olmalıdır ki bu yaşam sahnesinde onunla ilgilensinler. Bu noktadan sonra ise insan sadece değerli ve önemli olmak, ihtiyaç duyulan biri olmak, aranan biri olmak için çabalar. Aksi halde insan derin bir boşluk içine girer ve var olmak bile anlamsız gibi görünmeye başlar. Kişi eğer bir işe yaramıyorsa, değeri yoksa, hatta bir kedi ve köpek bile onunla ilgilenmiyorsa o zaman ne değeri vardır? Bu şartlanma ile programlanmış insan için ise tüm hayat mücadele, acı ve hüsranla dolmaya mahkûmdur. Çünkü her şey değer görmek ile ilgilidir. Burada görmek gereken en önemli gerçek şudur ki bu “değer” olgusu tamamen suni bir olgudur, bir tür illüzyondur. Gerçek değer ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu yapay değer hikayesinin başlangıcı ise çocukluğa uzanmaktadır. Çünkü insana çocukluktan şu öğretilir “olmadığın bir şey ol”. Şu an sen bir hiçsin. Ve olmadığın bir şey olmak için çabala. Daha iyi bir öğrenci ol. Ne diyor yetişkinler “akıllı ol”. Bu ne demek? Dolayısıyla akılsızsın demek. Akılsızsın akıllı ol. Uslu ol, uslu değilsin. İyi çocuk ol. Bu ne demek kötü çocuksun. Her seferinde çocuğa iyi çocuk ol diyorlar. Çocuk ne düşünüyor “demek ki ben kötü çocuğum. İşte değersizlik hissinin derin kökleri buraya dayanıyor ve bu histen kurtulmak ise normal şartlarda imkânsızdır. Bu her bir insanda vardır. Bu toplumun insana dayattığı bir olgudur. Oysa insan bir bebekken bile, parası, mesleği, diploması hiçbir şeyi yokken bile eşsiz ve en değerli varlıktır. Ama günümüzde insan büyük binaların arasında ve hırslı yaşam akışının içinde ezilip küçülmektedir. Örneğin küçük cansız bir taş parçasına milyon dolarlar verilmektedir. Ama size o parayı verirler mi? Kim verir? Hiç kimse.  İşte toplumun insanı değersizleştirmesi bundan ibarettir. Bir değersiz taş için o kadar para veriliyorken insan için hiçbir şey verilmiyor.  Tam tersine insanlar para ve çıkar uğruna savaşlarda ve küresel sömürü sisteminin çarklarında bir hiç gibi harcanmaktadır. Hal böyle olunca da insan kendinin değersiz bir hiç olduğu inancını tamamen kanıksamıştır. Bu çıkmazdan çıkış ise insanın tüm bu koşullanmalardan kurtulması ile mümkündür. İnsanın değeri sadece kendisi olmakla ilgilidir. Başka hiçbir şeye ihtiyaç yoktur. Bir kuruşa bile ihtiyacınız yoktur. Sizi değerli kılan sahip olduklarınız ve yaptıklarınız değil var olmanızdır. O zaman göreceksiniz ki aslında “hiç” olan şey bu dünyanın değer verdiği GEÇİCİ şeylerdir. Bu farkındalığa gelmek için üstünüze zorla giydirilmiş, dayatılmış suni kavramlardan, kimliklerden özgürleşmek ve kendini aşmak ve gerçek kendini keşfetmek gerekir. Beden, zihin, duygu, düşünce, kişilik, isim ve yüklenen tüm rollerden bir bir özgürleşmek gerekir. Ve o zaman koşulsuzca hem kendinizdeki hem de tüm varlıklardaki eşsiz değeri görmeye başlayacaksınız. 
Öte yandan bu kalıplardan ve koşullanmış zihinden özgür olmak kendi kendimize yapabileceğimiz şeyler değildir. Bunun için doğru araç, doğru harita ve gerçek bir rehber olmazsa olmazdır. 
Bu konuda Dünya Değişim Akademisi'nde sunulan değişim programlarından Öz değer Eksikliğinden Özgürleşme Sanatı Programı tam isabet olacaktır. Peki, burada Değişim Sanatı çalışmaları bu etkiyi nasıl yaratır biraz ona bakalım. En başta anlamamız gereken ilk unsur bir şeylerin değişmesi gerektiğidir. Değişimin ilk adımı ise FARKINDALIKTIR. Bir şeylerin değişmesi gerektiğini anlayan insan ise ikinci aşamaya gelmektedir. Bunu nasıl yapacağım, nereden başlayacağım? İnsan bütünsel bir varlıktır. Yani bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal boyutları birlikte taşıyan bir varlıktır insan. Dolayısıyla insanı ele alacaksak tüm bu boyutları birlikte ele alacak bir metoda ihtiyacımız var. Yani birini dışarda bırakan bir yöntem kesinlikle gerçek çözüme ulaştırmayacaktır. Çünkü insanın yaşadığı tüm sorunlarda insan varlığının tüm boyutları işin içindedir. Dünya Değişim Akademisinde uygulanan değişim çalışmalarında da bütünsel bir yaklaşım sunulmaktadır. Programlar 8 çalışmadan oluşmakta ve her programda konuya özel olarak hazırlanmış ve bilgi ve tekniklerle tam nokta atışı uygulamalar yapılmaktadır. Nefes, hareket, zihin, farkındalık ve bilgeliği bir araya getiren bu eşsiz programlar sorun her ne ise tam o noktada muazzam kazanımlar sağlamaktadır. Sizde Dünya Değişim Akademisi ile tanışarak, kendinizi değiştirme yolunda bir adım atabilir ve kendi dönüşüm yolculuğunuzu başlatabilirsiniz.
Öte yandan kendinizde bir Değişim Uzmanı olup hem kendiniz hem de çevreniz için çok değerli bilgi ve teknikleri paylaşabilir hale gelebilirsiniz. Dünya Değişim Akademisi ve Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YENİSEM) iş birliği ile hazırlanan Değişim Uzmanlığı Eğitim programlarına katılabilirsiniz. Eğitim, 8 gün her gün 2 saat olmak üzere toplam 16 saatten oluşmakta. Eğitime katılarak siz de uluslararası geçerliliği olan Değişim Uzmanlığı sertifikasına sahip olabilirsiniz. En yakın Değişim Uzmanlığı Eğitimi Programı ise 11-18 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecektir. Eğitime katılarak Değişim Uzmanı olabilir hem kendinizi hem de tüm dünyayı değiştirebilirsiniz.
Her zaman dediğimiz gibi;
KENDİNİ DEĞİŞTİR DÜNYAN DEĞİŞSİN, DÜNYANI DEĞİŞTİR DÜNYA DEĞİŞSİN!

Yazarın Diğer Yazıları