Günümüz dünyasında genel gidişe baktığımızda işlerin iyiye gitmediğini görmekteyiz. Dünya genelinde karmaşalar, savaşlar, çatışmalar, artan intiharlar, hastalıklar, ekonomik krizler bitmek bilmiyor. Bunun nedeni ise her zaman söylediğimiz gibi insanlığı oluşturan her bireyin içinde artan kaos. Peki, neden her insanın iç dünyasındaki kaos tırmanıyor? Yaşamın genel dinamiklerine baktığımızda her şeyin ikiliklere dayandığını görmekteyiz. Örneğin sevgi dönüşünce nefret, merhamet dönüşünce öfke, takdir dönüşünce kıskançlık ve paylaşımcılık azalınca bencillik ortaya çıkmaktadır. Aslında bu iki kutup aynı madalyonun iki yüzüdür. İnsan doğala aykırı dinamiklerin içine girmeye başlayınca enerjisini düşürmekte ve sevgi nefrete, merhamet öfkeye, takdir kıskançlığa, paylaşımcılık bencilliğe dönüşmektedir. Bu durumda kişi eğer uyanık ve farkında değilse bu negatif enerjiler git gide birikmeye ve artmaya başlar belli bir noktadan sonra da kontrolden çıkar. Artık kişi bu duygularla baş edemez hale gelir. Çünkü kişi uzun süre farkındalıksız kalmış duruma hiçbir müdahale etmemiştir ta ki baş edilmez durumlar patlak verene kadar. Ama olay bu noktaya geldiğinde ise işler çığırından çıkmış olabiliyor. O yüzden de savaş, intihar, çatışma, hastalıklar vb. her türlü olumsuz olaylar patlak veriyor.
Aslında insan bilinçli bir yaşam sürse ve farkındalıkla yaşasa bu durumlarla yüzleşmek olanaksız olurdu. Çünkü insan her an uyanıktır, neler olup bittiğinin an be an farkındadır ve ne yapması gerektiğini bilir. Gerekenler tam da olay olduğu anda yapılır ve çözümlenir. Ama günümüzde sorun şudur ki insanlar uyurgezer gibi yaşamaktadır. Kendiyle bağını yitirmiştir. Kendinden bir haberdir, kim olduğunu, ne yaptığını, nereden geldiğini, nereye gideceğini bilmeden yaşar. Bu robotik hayatın içinde kişi ne eylemlerinin ne de yaptığı eylemlerinin sonuçlarının farkındadır. Çoğu zaman insan ne yediğini, ne konuştuğunu, nasıl yaşadığını düşünmeden farkındalıksız bir şekilde yaşar. Bedeniyle, zihniyle, duygularıyla, iç dünyasıyla bağı kopmuştur. Hal böyle olunca da olaylar sarpa sarıp patlak verene kadar da hiçbir şeyin farkında olmaz. Ama işler çığırından çıkınca da çözülmesi daha zor bir durum bekler bireyi.
İşte tüm bunların olmaması için insan farkındalığını yükseltmeli ve bilinçli olmalıdır. Tüm sorunlar farkındalık düşüklüğünden kaynaklanır. Çözüm ise yine farkındalıktan geçer. Peki, farkındalık nedir ve nasıl yükselir? Farkındalık aslında elle tutulacak bir olgu değildir. Farkındalık bilincin yansımasıdır. Bilinç ışıktır ve farkındalık ise bilinç ışığının olduğu noktada ortaya çıkan idraktir. Karanlık bir odada bir şeyin farkında olamazsınız. Önce ışığı yakarsınız ve sonra da odada olanların farkında olursunuz. Tıpkı bunun gibi farkındalık için bilincin ışığını kullanmak gerekir. Ama bu nasıl olacak? Bunun için bir araç olmazsa olmazdır. Durup dururken bilinç ve farkındalık yükselemez. Yani sıradan mekanik hayatın içinde zihinle veya suni çabalarla kimse farkında ve bilinçli bir moda geçemez. Bunun olabilmesi için insan bir dönüşümden geçmeli ve bir yöntem, bir araç kullanmalıdır.
İşte bu yöntem değişim sanatıdır. Dünya Değişim Akademisi de tam da bunun için vardır. O dönüşümü mümkün kılacak bilgi ve teknikleri paylaşmak için. Bilinç konusunda ise Bilinçli Olma Sanatı programı ile bilinçli olma ve farkındalığı yükseltme yolculuğunuzda önemli bir adım atabilirsiniz.
İnsan bütünsel bir varlıktır. Yani bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal boyutları birlikte taşıyan bir varlıktır insan. Dolayısıyla insanı ele alacaksak tüm bu boyutları birlikte ele alacak bir metoda ihtiyacımız vardır. Yani birini dışarda bırakan bir yöntem kesinlikle gerçek çözüme ulaştırmayacaktır. Çünkü insanın yaşadığı tüm sorunlarda insan varlığının tüm boyutları işin içindedir. Dünya Değişim Akademisi’nde uygulanan değişim çalışmalarında da bütünsel bir yaklaşım sunulmaktadır. Programlar 8 çalışmadan oluşmakta ve her programda konuya özel olarak hazırlanmış bilgi ve tekniklerle tam nokta atışı uygulamalar yapılmaktadır. Nefes, hareket, zihin, farkındalık ve bilgeliği bir araya getiren bu eşsiz programlar sorun her ne ise tam o noktada muazzam kazanımlar sağlamaktadır.
Öte yanda olayı daha da ilerletebilir, siz kendiniz de bir Değişim Uzmanı olabilirsiniz. Bunun için de Dünya Değişim Akademisi ve Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YENİSEM) iş birliği ile hazırlanan Değişim Uzmanlığı Eğitim programlarına katılabilirsiniz. Eğitim, 8 gün her gün 2 saat olmak üzere toplam 16 saatten oluşmakta. Eğitime katılarak siz de uluslararası geçerliliği olan Değişim Uzmanlığı sertifikasına sahip olabilirsiniz. En yakın Değişim Uzmanlığı Eğitimi Programı ise 4-11 Nisan tarihlerinde gerçekleşecektir. Eğitime katılarak Değişim Uzmanı olabilir hem kendinizi hem de tüm dünyayı değiştirebilirsiniz.
Çünkü her şey bireyle başar;
KENDİNİ DEĞİŞTİR DÜNYAN DEĞİŞSİN, DÜNYANI DEĞİŞTİR DÜNYA DEĞİŞSİN!