Son zamanlarda özellikle haberlerde daha sık rastladığımız bir konu da 3. Dünya Savaşı. Şu an gerek ülke olarak gerek küresel olarak zor bir sürecin içindeyiz. Pek çok şey bozuluyor. İnsanlar içsel ve dışsal olarak sürekli bir çatışma halinde. Mutsuzluk, depresyon ve intiharlar artıyor. Burada karanlık bir tablo çizmek istemesek de gerçekleri de görmemiz önem taşımakta. Peki, insanlık şu anda neden bu noktada ve daha da önemlisi buradan çıkış nedir?
İnsanlık elbette bir günde bu noktaya gelmemiştir. Asırlarca kuşaktan kuşağa aktarılan yozlaşmanın ve bozulmanın sonucu şuan olduğumuz noktaya yani 3. Dünya Savaşının eşiğine gelmiş durumdayız.
İnsan git gide doğal hayattan uzaklaşıp kendi doğasına yabancı bir hayat dinamiği kurmuş ve bir nevi bindiği dalı kesmiştir. Kendi eliyle kendi kuyusunu kazmıştır. Her sorunda olduğu gibi ilk adım ise farkında olmaktır. Farkındalık iyileşmenin başlangıcıdır. Ama neyin farkında olmak? Kendimizin. Yani herkes kendine dönüp aslında iç dünyasındaki savaş alanını görmelidir. Herkes içinde bir savaş yaşamasına rağmen tüm çabası bundan kaçmak üzerinedir. Bu şekilde kaça kaça insanlık şuan köşeye sıkışmıştır. Çünkü kendimizden kaçamayız. İçimizdeki savaşlardan ve sorumluluktan kaçamayız. Dolayısıyla acilen olgunlaşmak, sorumlu olmak ve kaçmayı bırakmak gerekir. Dışarda olan biten her ne varsa insanın içindekinin dışa vurmasıdır. Dışarıdaki tüm sorunlar bizlerin içsel durumlarının bir aynasıdır. Eğer aynada görünen görüntü artık korkunç hale geldiyse aynadan kaçmak yerine kendimizi değiştirmek dönüştürmek zamanı gelmiştir. Tüm savaş ve çatışmaların nedeni savaşanların içindeki savaştır. Aksi halde kimse ne savaşabilirdi ne de savaştırılabilirdi. İçinde savaş olmayan kimse savaştırılamaz. O yüzden savaşın olmaması için yapmamız gereken şey isyan etmek, şikâyet etmek, öfke ve nefret üretmek değil içimizdeki savaşa girip oradan galip çıkmaktır. Çünkü savaş zaten bir öfke ve nefret eylemidir. Üretilen her öfke ve nefret ifadesi sadece bu savaşın kumbarasına bir katkıda bulunmaktır.
Savaşların olmamasını istiyorsak insanlığı öfke ve nefret bakımından fakirleştirmemiz gerekir; ona katkı sunup zenginleştirmek değil. Ve biz bu katkıyı kendi öfke ve nefretimizle yaparız. Hepimiz bu insanlığın bir parçası olarak öfke ve nefret kazanına kendi öfke ve nefretimizle ekleme yaparız ve her yapılan ekleme bizi bu kazanın patlama anına yakınlaştırır. Artık insanlığın ortak kolektif alanına öfke ve nefret katmaktan vazgeçmeliyiz. Ama asıl konu burada başlar. İçimiz öfke ve nefret dolu iken başka ne katabiliriz ki? O yüzden de öfke ve nefretten ibaret iç dünyamızı öfkeden ve nefretten arındırmamız gerekir. Burada da işin aracı Değişim Sanatıdır. Çünkü öfke ve nefret durup dururken ya da zihinsel çabalarla giderilemez. Nasıl ki kirlendiğimizde temizlenmek için su elzemdir, içsel kirliliklerin suyu değişim teknikleridir. Dünya Değişim Akademisi tam da bu yüzden vardır. İnsanlığın ihtiyacı olan bilgi ve teknikleri sunmak ve dönüşümü sağlamak için. Peki, burada Değişim Sanatı çalışmaları bu etkiyi nasıl yaratır. Değişimin ilk adımı FARKINDALIKTIR. Bir şeylerin değişmesi gerektiğini anlayan insan ise ikinci aşamaya gelmektedir. Bunu nasıl yapacağım, nereden başlayacağım? İnsan bütünsel bir varlıktır. Yani bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal boyutları birlikte taşıyan bir varlıktır insan. Dolayısıyla insanı ele alacaksak tüm bu boyutları birlikte ele alacak bir metoda ihtiyacımız var. Yani birini dışarda bırakan bir yöntem kesinlikle gerçek çözüme ulaştırmayacaktır. Çünkü insanın yaşadığı tüm sorunlarda insan varlığının tüm boyutları işin içindedir. Dünya Değişim Akademisi’nde uygulanan değişim çalışmalarında da bütünsel bir yaklaşım sunulmaktadır. Programlar 8 çalışmadan oluşmakta ve her programda konuya özel olarak hazırlanmış bilgi ve tekniklerle tam nokta atışı uygulamalar yapılmaktadır. Nefes, hareket, zihin, farkındalık ve bilgeliği bir araya getiren bu eşsiz programlar sorun her ne ise tam o noktada muazzam kazanımlar sağlamaktadır.
Söz konusu durumda ise Şiddeti Aşma Sanatı çok isabetli bir seçim olacaktır. Bu bir şaka değildir, artık olayın ciddiyetini görmeliyiz. Dünya git gide daha zor süreçlere doğru ilerliyor ve bizler bunun için bir şey yapmazsak yani kendimizi değiştirmezsek bu gidişin bir patlama noktası kesinlikle gelecek ve o zaman kazanan kimse olmayacak.
Hem içsel savaşlarımızı durdurmak hem dünya savaşına mahal vermemek için artık harekete geçme zamanı gelmiştir.
Dünya Değişim Akademisinde pek çok konuda çok etkili bilgi ve teknikler sayesinde KENDİNİZİ DEĞİŞTİRİN DÜNYANIZ DEĞİŞSİN, DÜNYANIZI DEĞİŞTİRİN DÜNYA DEĞİŞSİN.
Öte yandan kendiniz de bir Değişim Uzmanı olup bu eşsiz bilgi ve teknikleri herkesle paylaşmaya başlayabilir, kendinize ve dünyaya yapabileceğiniz en büyük iyiliği yapabilirsiniz. Bunun için de Dünya Değişim Akademisi ve Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YENİSEM) iş birliği ile hazırlanan Değişim Uzmanlığı Eğitim programlarına katılabilirsiniz. Eğitim, 8 gün her gün 2 saat olmak üzere toplam 16 saatten oluşmakta. Eğitime katılarak siz de uluslararası geçerliliği olan Değişim Uzmanlığı sertifikasına sahip olabilirsiniz. En yakın Değişim Uzmanlığı Eğitimi Programı ise 10-17 Ocak tarihlerinde gerçekleşecektir. Eğitime katılarak Değişim Uzmanı olabilir hem kendinizi hem de tüm dünyayı değiştirebilirsiniz.