Dr. Aziz Alper Biten üniversiteli gençlerle buluştu

Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Aziz Alper Biten, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ev sahipliğinde düzenlenen İpek Yolu Kariyer Fuarı'nda üniversiteli gençlerle bir araya geldi.

Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Aziz Alper Biten, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ev sahipliğinde düzenlenen İpek Yolu Kariyer Fuarı'nda üniversiteli gençlerle bir araya geldi.

Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen söyleşiye üniversiteli gençler büyük ilgi gösterdi. Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Aziz Alper Biten, üniversiteli öğrencilere, 'Sağlık Bakanlığı Personel İstihdam Şekilleri ve Kariyer İmkanları' hakkında bilgiler verdikten sonra, kişisel gelişim konusunda söyleşi yaptı. Gaziantep Sağlık Müdürü Ümit Mutlu Tiryaki ve Sağlık Sen Gaziantep Şube Başkanı Mehmet Ali Arayıcı'nın da katıldığı söyleşiye ilgi büyük oldu.

'Başarının önündeki en büyük engel korkudur'

Başarının önündeki en büyük engelin korku olduğunu ifade eden Dr. Aziz Alper Biten, üniversiteli gençlere, 'İçinizdeki korkuyu yenmeyi başarırsanız, en büyük kahraman siz olursunuz. Korkularımız, kaygılarımız, başarının önündeki engellerdir. Bunlar bir çok fiziksel hastalığın da temel nedeni olabilir. Bir şeyi yapmak, o şeyi yapmayı düşünüp durmaktan daha kolaydır' dedi.

'Özgüven ve saygısızlık arasında ince bir çizgi vardır'

Gençlere, iş hayatında ve özel hayatta başarılı olması için tüyolar vererek ve tavsiyelerde bulunan Dr. Aziz Alper Biten, 'Öncelikle özgüvenli olun. Ancak, saygısızlıkla özgüven arasında çok ince bir çizgi vardır. O çizgiyi aşmayın. Nezaketi, saygıyı hiç bir zaman elden bırakmadan özgüven sahibi olun. Kendinize güvenin. Dengeli insan hayatla birlikte akar, hayattan korkmaz. Korkunun efendisi siz olun. İçinizde uyku problemi olanlar vardır. Bu da başarıya giden yoldaki büyük bir problemlerden bir tanesidir. Uyku problemi tıbbi bir hastalıktan kaynaklanmıyorsa, ilaç almanıza, tedavi olmanıza gerek yok. Çok basit bir yöntemi var. Böyle bir probleminiz varsa koyunları saymak yerine elinizdeki imkanları sayın. Eğer uyuyamıyorsanız muhakkak kitap okuyun. Hatta uyku probleminiz varsa sevmediğiniz, nefret ettiğiniz bir kitap okuyun. Bir iki sayfa okuyunca hemen uykunuz gelecektir' ifadelerini kullandı.

'Okursanız, hadiseleri yorumlama tarzınız gelişir'

Kitap okumanın önemine değinen Dr. Biten, ''Kitap okumak zihnimizi geliştirir, beyin gelişimini artırır. İster sevdiğiniz, ister sevmediğiniz, ister anladığınız, ister anlamadığınız kitap olsun, kitap okumak dilinizi, kaleminizi ve zihninizi geliştirir. Hadiselere bakış açınızı, olayları yorumlama tarzınızı geliştirir. Bir olay olduğu zaman o olayın arkasından nereye gideceğinizi öngörebilirsiniz. Ne olursanız olun. Muhakkak bir hobimiz olsun. Zihninizi ve ufkunuzu açar. Mutluluk bulaşıcıdır, depresif olursanız etrafınızı da depresif hale dönüştürürsünüz. Para asla mutluluk olamz. Ancak maalesef dünya bu yöne doğru gidiyor. Böyle bir akım var. Şunu unutmayın; kesinlikle para kazanacaksınız. Arabanız, eviniz olacak. Sizin hedefiniz asla para kazanmak olmamalı. Çünkü zaten para kazanacaksınız. Zaten olacak bir şey hedefiniz olamaz. Hedefleriniz farklı olsun, büyük olsun. Zihninizi açın, kendinizi serbest bırakın. Zihin yapımızla, cenneti cehenneme çevirebiliriz. Bunun tersini de yapabiliriz. Zihnimiz çok güçlüdür. Zihnimizin ne kadar güçlü olduğunu farkına varırsak bir çok şeyin üstesinden gelebiliriz. Özgür olun. Özgürlüğe koşun. Gençler özgür olmak istiyor. Ama özgürlüğümüzün önündeki asıl engel bizleriz. Özgürlük sadece hapishaneye atılarak kısıtlanmaz. Özgürlük aynı zamanda kendi zihninizle kısıtlanır. Özgürlüğe açılan kapı ardına kadar açıkken, pencerenin arkasında özgürlüğe kanat çırpan kuş gibi olmayın. Camdan içeriye bir serçe girer, camı açarsınız, kapıyı açarsınız ama o gider cama çarpar. Dışarı çıkamaz. Özgürlüğe giden kapı açıkken, o kapıyı görmez, gider kapalı cama vururuz. Bazen de kapı açıktır ama bir yerlerde anahtar ararız. Kapı gerçekten açıktır. Ama siz boş yere anahtar ararsınız. Siz önce kapıya bir elinizi atın, bir deneyin. Kapı, gerçekten kapalı mı? Açıksa anahtar aramaya gerek yoktur' diye konuştu.

Öğrenciler tarafından büyük ilgi gören söyleşi, hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından son buldu.

İhlas Haber Ajansı

Bakmadan Geçme