YÖK Başkanı Saraç, öğretmen yetiştirme konusunu değerlendirdi
YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç, 'Öğretmen yetiştirme dediğimizde eğitim fakültelerinin iki ayağının olduğunu unutmamak gerekiyor birincisi yükseköğretim sisteminde öğretmeni yetiştiren kurumlar, ikincisi bu yetişen öğretmenleri istihdam eden bir başka kurum ve bakanlık. Her iki kurumun birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışması icap ediyor. Uyumlu bir çalışma olacağına inanıyorum' dedi.
YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç, “Öğretmen yetiştirme dediğimizde eğitim fakültelerinin iki ayağının olduğunu unutmamak gerekiyor; birincisi yükseköğretim sisteminde öğretmeni yetiştiren kurumlar, ikincisi bu yetişen öğretmenleri istihdam eden bir başka kurum ve bakanlık. Her iki kurumun birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışması icap ediyor. Uyumlu bir çalışma olacağına inanıyorum” dedi.
YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç, ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ dolayısıyla Türkiye’de YÖK bünyesinde eğitim gören engelli öğrenciler ile YÖK Başkanlığında bir araya geldi. Açılış konuşmalarını gerçekleştiren Saraç’a basın mensupları tarafından Milli Eğitim Bakanı (MEB) Ziya Selçuk’un öğretmen yetiştirme konusundaki açıklaması soruldu. MEB Selçuk’un öğretmen yetiştirme konusunda YÖK’le iş birliği içerisinde değişikliğe gidiyoruz açıklamasına YÖK Başkanı Saraç, “YÖK, öğretmen yetiştirmede her zaman MEB’le işbirliği içerisindeydi. Bütün eğitim fakültelerindeki öğretmen yetiştirme programlarının müfredatı, kazanımları, aranılan yeterlilikler ve yetkinlikler MEB’in talepleri doğrultusunda şekillenmekte. Bu süreç devam eden bir süreç. Toplum değişiyor, insan değişiyor; yükseköğretim sistemi de dinamik bir sistem olduğu için değişiklik ve yeniliklere adapte olması gerekiyor. Bu bağlamda MEB’le uzun bir zamandır, bazı eğitim fakültelerinin pilot okul olarak seçilmesi ve gerekli faaliyetlerin yürütülmesi çalışmalarına başlandı” cevabını verdi.
Saraç, meselenin çok yönlü olduğunu belirterek yapılan çalışmaların başarıya ulaşacağına dair inancını da paylaştı. Saraç, “Bu meselenin diğer bir yönüyse; yeni YÖK olarak bir yetki paylaşımı çerçevesinde yasal düzenleme teklifimiz oldu ve meclis tekliflerimize olur verdi ve yasalaştırdı. O yasalaştırılan tekliflerden bir tanesi de, Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kuruluydu. Pek çok alanda ülkemizin ihtiyaç duyduğu pozisyonlarının, sayılarının ilgili bakanlıklar, kurumlar ve tabii özel sektör temsilcilerinin de bulunduğu bir heyet tarafından uygulanması ve ortaya koyulması. Bunun sonucunda da YÖK’ün başlattığı girişimin ilk olumlu sonucunu da geçen sene bütün Türkiye gördü. Hem ön lisansta hem lisansta hem de birinci ve ikinci öğretimde bütün üniversitelerde doluluk oranları yükseldi. Çünkü rasyonel bir planlama yaptık YÖK olarak. Bu planlamanın paydaşlarından bir tanesi de tabii ki MEB. Bu bağlamda eğitim fakültelerinin kontenjanlarında yüzde 10’luk bir düşüş söz konusu oldu. Gerçeklere dayalı bir planlamaydı. Öğretmen yetiştirme dediğimizde eğitim fakültelerinin iki ayağının olduğunu unutmamak gerekiyor; birincisi yükseköğretim sisteminde öğretmeni yetiştiren kurumlar, ikincisi bu yetişen öğretmenleri istihdam eden bir başka kurum ve bakanlık. Her iki kurumun birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışması icap ediyor. Uyumlu bir çalışma olacağına inanıyorum. Uygulama başarılı olursa diğer üniversitelere de yaymayı planlıyoruz. Başarılı olmaması için de bir sebep görmüyorum” ifadelerini kullandı.