Vicdan ve Merhamet Enkaz Altında, Fırsatçılık Zirvede

6 Şubat depreminin ardından, vicdan ve merhametin enkaz altında kaldığı, fırsatçılığın ve duyarsızlığın zirveye çıktığı bir toplum tablosu karşımıza çıktı.
6 Şubat 2024 tarihinde yaşanan büyük depremin ardından, üç dakika süren bu felaketin bizlere bir ders olması gerekiyordu. Ancak ne yazık ki, toplum olarak bu acıdan gereken dersleri çıkaramadık. Depremin hemen ardından, hayatlarımızın kırılganlığını ve sahip olduğumuz her şeyin aslında bize ait olmadığını anlamamız gerekiyordu. Ancak bunun yerine, vicdan ve merhamet kavramları yerle bir olurken, fırsatçılık ve duyarsızlık hızla yükseldi.
Deprem sonrası yaşanan fahiş fiyat artışları, ev ve dükkân sahiplerinin kontrolsüz kira zamları ve siyasetin piyasa kontrol ve denetimi konusundaki kayıtsızlığı, toplumun her kesiminde büyük hayal kırıklığı yarattı. Esnafın kriz anında dahi insanları mağdur etmesi, sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküşün de göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu durum, "Kul azıyor, Mevla yazıyor" ifadesiyle özetlenirken, toplumun geniş bir kesimi, yaşanan bu çöküşün nedenlerini sorguluyor ve derin bir hayal kırıklığı içinde kalıyor.
Depremden çıkarılması gereken dersler, vicdan ve merhamet yerine fırsatçılığın ve duyarsızlığın yükselmesiyle yerini bulamadı. Toplum olarak, yaşanan bu sürecin sorumlularını ve vicdanımızı yeniden inşa etmemiz gerektiği aşikar. Ancak şu an için olan biten her şey ortada; vicdan enkaz altında, fırsatçılık zirvede.