Teravih Namazı Ve Jet İmamlar Macerası
Dr. Hasan YAĞAR
Bilindiği üzere her yıl mübarek Ramazan ayı geldiğinde Yatsı Namazı ile Vitir Namazı arasında Teravih adıyla 20 rekât namaz kılınmaktadır. Bu namazın farz mı, vacip mi, sünnet mi veya nafile mi ve hatta Hz. Resul (as.) zamanında kılındı-kılınmadı veya camide asla kılınmadı konusunda ciddi manada tartışmalar bulunduğu; bu ibadete gönül vermiş hemen her Müslüman’ın malumudur. Hatta halife Hz. Ömer döneminde camide cemaatle kılınmaya başlandığı veya başlatıldığı hakkında ayrıca tartışmalar da azımsanmayacak boyuttadır. Bu konuda naçizane olarak yaptığımız araştırmada bu namazın “NEVAFİL-ARTI” anlamında olarak NAFİLE olduğu ağırlık kazanmaktadır. Hemen şunu belertelim ki NAFİLE, güncel olarak kullandığımız “BOŞ-GEREKSİZ” manasına asla değildir. Arapça dilinde “ARTI DEĞER” manasında kullanılmaktadır.
Diğer taraftan bu mübarek namaz hakkında öyle sonuçlar üretilmiş durumda ki değme gitsin. Mesela deniyor ki, bu namaza fasılasız olarak 10 gün devam eden her kişi mutlaka cenneti garantiler. Sevgili dostlar, bırakın teravihin ilk 10 gününü tamamlayanlar, günübirlik 5 vakit namaz kılanlar için dahi böyle bir garanti söylemek her bakımdan abesle iştigalden başka hiçbir anlam taşımaz. Zira kimin cennete ve kimin de cehenneme gideceğini kul değil, Yüce Yaratıcı bilir. Binaenaleyh bu yetki sadece O’na aittir. Ha, teravihi teşvik anlamında söylenen bir beyandır denirse amenna ve saddakna bendeniz de o beyan karşısında şapka çıkarır tüm benliğimle onaylarım. Amma ve lakin bu beyan din ve dahi Kur’an ahkâmı konusunda bilgi sahibi olamamış insanımızı başka mecralara yöneltmektedir. Mesela Kur’an beyanıyla farz olan namazlarını maalesef sadece bu beyana güvenerek ihmal eden insanımızın haddi hesabı yok gibidir. Kanaatimizce bu beyanla “kaş yapalım derken göz çıkarılmış” bulunmaktadır. Tabi ki takdir insanımıza aittir. Zira “her koyun kendi bacağından asılır” sözü tam da bunu işaret etmektedir. Bilenlerimiz bilir: Ruz-i Mahşerde yani Mahşer Gününde her kes tek başına sorgulanacak, anne, baba, kardeş, eş vs. dâhil olmak üzere hiç kimse başkasının hesabından sorumlu olmayacaktır. Ve herkes sadece kendi terazisinin derdine düşecektir. Takdire maruz olarak söylemeliyim ki bu söylemle cidden kaş yapalım derken göz çıkarılmıştır.
Şimdi gelelim esas konumuza: Bakınız Teravih, sözlükte “RAHATLATMAK” “DİNLENDİRMEK” anlamına gelen TEREVİHA kelimesinin çoğuludur. Dinî literatürde ise, yukarıda da değinildiği üzere Yatsı Namazı ile Vitir Namazı arasında NAFİLE-ARTI değer olarak kılınan namaza denmektedir. Ancak bu paragrafın başında beyan edildiği üzere meselenin aslı rahatlatmak veya dinlendirmek olan bu namaz öyle bir hızla kınıyor ki “tadili erkân” yani namazın gerekleri bakımından yetişene aşk olsun. Hatta cemaatteki yaşlı insanların imama yetişemediği söz konusudur. Tüm bunlara rağmen bazı insanımız tarafından en erken kıldıran imam anlamında olarak “ JET İMAM” unvanıyla halk arasında ün salan imamların bulunduğu camiler araştırılmakta ve tercih edilmektedir.
Sevgili dostlar, bakınız aslı; Arapça dilinde SALÂT/DESTEK olan namaz, dilimize Farsçadan geçmiş bulunmaktadır. Aslına göre konuşacak olarsak, bizler namaz kılarken Allah’tan, DUA ederek destek istemiş oluyoruz. Peki, Allah aşkına “ha babam de babam” anlamında tabir caizse jet hızıyla hangi yüzle Allah’tan destek istenebilir ki? Aslı esası dua ve niyaz olan namaz suretiyle böyle alelacele Yüce Yaratandan destek isterken, Rabbimiz: “kulum hayrola acelen ne” demez mi? Bu şekilde destek İstenebilir diyen birileri varsa, hodri meydan beri gelsin.
Sevgili dostlar; “Allah güzeldir, güzel işi sever” diye fevkalade anlamlı bir beyan vardır. Kanaatimiz odur ki, zaten toplam 30 gün olan şu mübarek namazı-dua ve niyazımızı- tabir yerinde ise adam gibi yapalım da bir şeylere benzeyebilsin. Şayet sayı fazla deniyorsa bu kısaltılabilmelidir. Binaenaleyh hakkında ayet bulunmayan, yani farz olmayan bir namazdır. Her kim vakti zamanında bunu 20’ye çıkarmışsa bir ehli İslam da çıksın ve bunun dosdoğru kılınabilmesini temin amacıyla mesela 10 rekâta düşürebilmelidir diye düşünmekteyiz. Zira mevcut haliyle mesele âdete ibadet olmaktan çıkmış, affa mazhar ümidiyle söyleyecek olursak, iş “komediye” dönüşmüş durumdadır.
Sevgili dostlar; teşbihte hata olmaz deniyor ya. Peki, Allah aşkına söyler misiniz, her hangi bir beşeri makama böyle alelacele istek ve dilekte bulunabilir mi? Vallahi bulunulmaz. Adamı makamdan derhal kovarlar. Bulunabilir deniyorsa mesele yok. O zaman tam yol ileri olsun. Ne diyelim. Sürçülisan ettiysek af ola.
Şimdiden tüm İslam âleminin yaklaşmakta olan ve erişmek ümidinde olduğumuz Ramazan Bayramını kutluyor ve hayırlara vesile olması temennisiyle Allah’tan diliyorum. Selam ve dua ile.