Dr. Hasan YAĞAR

MUSHAF OKUMAK MI YOKSA KUR'AN OKUMAK MI?

Dr. Hasan YAĞAR

Genelde güzelim Türkiye’de Kur’an yerine bir adı da Mushaf(Kur’an ayetleri yazılı Sahifeler Mecmuası) demek olan Kur’an metni okunmaktadır. Zira anlaşılmadan okunan ve akabinde öpülerek kıble duvarına asılan ve Yüce Yaratıcının bir HAYAT KİTABI olarak elçisi Hz. Muhammed (as)  vasıtasıyla tarafımıza okunup, anlayalım ve dahi uygulayalım diye tebliğ edilen ve bizler de O’nunla şerefyap olma şansına sahip olduğumuz bu eşsiz ve o kadar da hayat ve akıl düzenleyici ve dahi düzeltici bu mübarek metinler mecmuasını anlayamadığımız bir dille okumakta ısrar edip durmaktayız. İşte bunun için Kur’an değil Mushaf okuyoruz demek cüretinde bulunmuş oldum. 
    Hemen ve derhal kaydetmeliyim ki bunda asla sade vatandaşlarımızın hiçbir kusuru yok. Binaenaleyh bendeniz de dâhil olmak üzere bizlere hep Arapçanın kutsiyetinden bahsedilerek ve anlama yerine O mübarek metin tecvit denen okuma yöntemiyle okutuldu. Elan aynı yöntemle ve dahi Ramazan aylarındaki MUKABALE okumaları da dâhil olmak üzere adeta sanki inadına aynı minval üzere bu tür okumaya devam edilmektedir. Hâlbuki Allah indinde hiçbir dilin kutsiyeti yok. Mesela Hz. İbrahim (as)’e bazı suhuf/sayfalar SÜRYANİCE, Hz. Musa (as)’ya Tevrat İBRANİCE, Hz. İsa (as)’ya İncil ARAMİCE ve dahi Hz. Muhammed (as)’e Kur’an ARAPÇA nazil oldu. Bunda hiç şüphesiz o her bir Resulün muhatap toplumunun konuştuğu dil esas alınmış durumu özetlemiş olmaktadır. Yoksa tüm peygamberlere Arapça inzal yapılırdı. Mesele bu kadar açık ve seçik iken bizim bazı aklı evvellerimiz tutturmuşlar Arapçanın kutsallığından dem vurmaktalar. Esasen ve naçizane kanaatime göre bunu iddia edenlerin de her hangi bir kusur ve kabahatleri yok. (Tabi ki araştırma yapma zahmetine katlanmadıklarını izahtan vareste tutmak kaydıyla). Zira Osmanlı Uleması vakti zamanında, cennette Arapça veya Farsça konuşulacaktan ciddi manada dem vurmuşlardı. Ne hikmetse o fevkalade düşündürücü fikrin izleri maalesef bir türlü silinmemiş ve halen de silinememektedir. Hâlbuki Yüce Yaratıcı Kur’an’ında insanları muhtelif renk ve dillerde yarattığını haber vermektedir: RUM SURESİ, 22.Ayet: “Göklerin ve yerin yaratılmasında da, dillerinizin ve renklerinizin farklı olmasında da bilenler için ibretler vardır”. İşte Kur’an anlamadık bir dille okunduğu içindir ki daha nice mutlu ve kutlu haberlerden mahrum kalınmaktadır. İşte bu haber de göstermektedir ki Kur’an Arapça okunarak anlaşılmadığı takdirde daha çok aldanmalara kanıp gideceğiz. Tabi bu, sadece bir örnek olsa gerek.
    Diğer taraftan ve sırf bu sebeple, yani Kur’an’ı anlamadan okumak nedeniyle bazı insanlara “ALLAH DOSTU” yakıştırması yapılarak, hiç de layık olunmadık değerler verilmektedir. Peki, Allah aşkına ALLAH DÜŞMANI kim var ki. İman eden her kul Allah dostudur. Sakal, takke ve 99’luk tespih kullanan bazı din satıcıları, sırf bizler Kur’an’ın anlamını bilmediğimiz için birkaç Arapça cümleler sarf ederek ve bu okuduklarını da Kur’an diye insanlara yutturabilmektedirler. Üstelik Kur’an’ı Arapça okumayanları da hâşâ zındıklıkla itham edebilmekteler. Oysa Yüce Rabbimiz bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu vurgulamaktadır: KAF SURESİ, 16 Ayet: “  Doğrusu insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biliriz. Zira Biz ona şah damarından daha yakınız”. Allah aşkına hangi kul ve her kim olursa olsun bu denli insana daha yakın olabilir. Sevgili dostlar, yukarıda da temas edildiği üzere hayatımızı düzenleyen ve aklımızı nasıl kullanacağımızı apaçık bizlere haber veren bu emsalsiz İLAHİ REÇETEYİ daha ne zamana kadar yapa yalnız bırakacağız. Binaen aleyh Hz. Resul (as) ahrette bizlerin Kur’an’dan uzaklaştığımızı Yüce Yaratıcıya şöyle şikâyet edeceğini yine bu İlahi Bildirimden öğreniyoruz: FURKAN SURESİ, 30. Ayet: “ Resul, Ey Rabbim! Ümmetim şu Kur’an’ı terk edilmiş bıraktı, diyecektir.” Şimdi bazı okuyucular biz O’nu terk etmedik, binaenaleyh orijinal metnini hep okuyoruz diyebilirler. Sevgili dostlar, bu okuma yanlış okumadır. Okumak, anlamak için yapılır. Aksi şekilde yapılan okuma seslendirmeden başka bir şey olamaz. Kur’an’ı nasıl okumamız gerektiği yine Kur’an tarafından bildirilmektedir: MUHAMMED SURESİ, 24. Ayet: “Onlar Kur’anı üzerinde düşünerek (tedebbür suretiyle)okumazlar mı? Yoksa kalplerinde kilitler mi var”. İşte buyurun Kur’an daha nasıl hitap etsin. TEDEBBÜR: ENİNE BOYUNA VE DETAYLICA ÜZERİNDE DÜŞÜNMEK anlamındadır. Peki, anlamadan bu iş nasıl yapılacak.
    Kur’an okuma konusunda insanlara dayatılan başka bir husus da, Kur’an okurken abdestli olmak ve abdestsiz Kur’an’a dokunamamak şeklindedir. Sevgili dostlar bu söylem Kur’an dışı bir söylemdir. Kur’an okumaya nasıl başlanacağı yine Kur’an ile haber verilmektedir: NAHL SURESİ,98.Ayet: “ Kur’an okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”. Yani euzübillahimineşşeytani recim diyerek okuyacağız. Başka bir merasime gerek yok. Abdestli olmak bir saygı unsurudur. Tabi ki abdestli okunursa daha iyi olur. Amma ve lakin gerek şart değildir. Mesela yolculuk yapan bir insanın telefonundan veya yanında taşıdığı Mushaf örneğinden ayetler okumasının hiçbir sakıncası yok. Olmamalı. Olmasa gerek. Abdestli okumayı adeta zorunlu kılanların bir de akıl almaz bir yaklaşımları var ki değme gitsin. Diyorlar ki ezbere okuyabilirsin, lakin Mushaf’a dokunamazsın. Gel de gülme. A birader lafız mı önemli, yoksa kâğıt mı? Bu beyefendilere ve dahi hanımefendilere sormak icap etse gerek.
    Bakınız bu söylem çok problemli bir dayatma. Mesela gayri Müslim birileri Müslüman olmak için KUR’AN okumak zorunda. Peki, bu insan abdest almayı bilmiyorsa o halde Kur’an okuyamayacak ve dolayısıyla Müslümanlığı da öğrenmemiş olacak. Sevgili dostlar kaldı ki abdest, sadece ve sadece namaz kılmak için şarttır. Abdest ayetleri Maide Suresi, 6.Ayet, Nisa Suresi, 43. Ayet, Müdessir Suresi, 4-5, Ayetler, Bakara Suresi 222. Ayet, Tevbe Suresi 108 ve Vakıa Suresi 79. Ayetlerde yer bulmaktadır. Detaylıcası ise Maide/6 ve Nisa/43’te beyan edilmiştir. İşte tüm bunlar Kur’an’ı anlamadan okumanın başımıza açtığı gailelerdir. Başka hiçbir şey değil. Her bir Kur’an sevdalılarına Selam ve dua ile.
 

Yazarın Diğer Yazıları