Güçlendirilmiş Parlamanter Sistem Ne Demek Bilen Var Mı? - Dr. Hasan YAĞAR

Güçlendirilmiş Parlamanter Sistem Ne Demek Bilen Var Mı?


Bilindiği üzere; Cumhur Başkanlığı Sistemi’nin Halk Oylaması yoluyla yapılan Anayasa değişikliği ile birlikte yürürlüğe girmesinin hemen arefesinden itibaren, kendilerini bu sonucun muhalifi olarak konumlandıran grup olarak CHP, İP, HDP ve SP’nin oluşturduğu “Millet İttifakı”, halk iradesiyle yürürlük kazanmış olan bu sistemi reddetmeye başlayarak “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” diye bir uygulamadan söz etmeye başladılar ve elan da hiç ara vermeden hemen her mahfilde ha bire vurgu yapmaktalar.  Vurgu yapmasına vurgu yapıyorlar da, ama bu “meşhur” ve dahi “meçhul ”sistemin ne demek olduğunu ise hiç mi hiç açıklamamaktalar. Zira sosyal ve siyasal oluşumlar üzerine hasbelkader doktora düzeyinde araştırma yapmış bir kul olarak daha böyle bir şeye rastlamadım. Ve yer kürede yer alan her hangi bir devlette de böyle bir uygulamaya bu güne kadar daha tesadüf edemedim. Cehaletimizin mazur görülerek başta ben aciz kulları olmak üzere halkımızı bu konuda bilgilendirmeleri büyük önemi haiz bulunmaktadır. Zira önümüzde bir seçim dönemi var ve her gün de yaklaşmaktadır. Biz acizlerine açıklayıversinler de bizlerin hareket edecekleri yönü lütfen gösteriversinler.

Sevgili dostlar; Türkiye Cumhuriyeti bendenizden sadece 20 yaş büyük. Şayet çocukluğumu saymazsanız, yaklaşık 65 yıldır hem de başkent Ankara’da yaşayan birisi olarak mazide kalmış olan ve malum ittifakın hararetle peşine düştüğü parlamenter sistemin bu memlekete ve dahi bu millete neler kazandırıp neler kaybettirdiğini bendeniz de o zatıâlileri kadar fikir sahibi bulunmaktayım. Ama ve ne var ki, bendenize göre “zatıâlileri” bir “hile-i şeriye” peşindeler. A birader güçlendirme diye bir kavramdan bahsediyorsunuz da bu nasıl bir şey olacak cidden cümle insanımızın merakını celp etmiş durumda. Nasıl bir destek vereceksiniz de eskiden olduğu gibi hükümetlerin ömrünü 6 aydan daha yukarıya çekebileceksiniz. Veya adına koalisyon denen 40 yamalı bohça misali hükümetleri nasıl süresi kadar hayatta tutabilecekseniz. Veya hükümet (!) olabilmek için mebus ayartmalarının önünü nasıl alabileceksiniz.  Ben aciz kullarına göre bu hiç mi hiç mümkün değil. Zira bu işin desteği ve kösteği yok. Madem güçlendirmeden bahsedilmektedir, o halde geriye yönelmenin ne anlamı var. Mevcut ve halk iradesiyle egemen kılınmış bu ve en son sistemi güçlendirmek daha doğru olmaz mı ki maziye dönüşün özlemi yaşanmaktadır. Oysa o sistemin pek de beğenilir ve dahi savunulabilir bir yanı olmasa gerek. Çünkü o “güzelim” günleri bendeniz gibi yaşayan herkes bilmektedir.

Eğer bu sevdanın esbabımucibesini soracak olursanız söyleyelim: Mazide kalan sistemde milletvekilleri aynı zamanda hükümet üyesi de olabiliyorlardı. Böyle olunca da her vekil böyle bir ümitle yaşıyordu ve bu sebeple belki gelecekte kendisi de hükümet üyesi olabilir düşüncesiyle hükümet üyelerine destek veriyordu. Binaenaleyh bu vesileyle hükümet üyelerine daha rahat ulaşabiliyor ve bazı ricalarını gerçekleştirebiliyorlardı. Belki bu uygulama bu gün için de geçerli ama eskisi kadar asla yoğun değil. Zira bu günkü sistemde her bir hükümet üyesi TBMM üyeleri arasından seçilebildiği gibi çoğunlukla dışarıdan da seçilebilmektedir. Bu ise parlamento üyelerini pek memnun etmemişe benzemektedir.  Hatta ve maalesef kendilerini bu sebeple İl Genel Meclis Üyeleri gibi görenler dahi var. Kısacası bu ve eskide kalmış daha başka avantajların yok edilmiş olması nedeniyle genel olarak parlamento üyeleri bu sistemden hoşnut değiller. Devletin ve dahi milletin kendilerine sağladığı fevkalade müstesna haklara rağmen bu böyle olmaktadır. Hâlbuki kendileri dünyalık bakımından zaten memleketin elitleri arasında yer almaktadırlar. Bu itibarla bu insanların bu işi fahri, yani karşılıksız olarak yapmaları gerekir diye düşünmekteyiz. Bu konum itibariyle kazandıkları sanları bile bir ayrıcalığın ifadesi olmasına rağmen daha başka ayrıcalıklar için çaba sarf etmenin sebebi hikmetini anlamak ise pek mümkün olamamaktadır.

Son Söz:

Bize göre kendilerini  “Millet İttifakı “olarak vasıflandıranlar “İRTCA” peşindeler. Zira irtica, başta DİN olmak üzere HER BİR KURUM için GEÇMİŞİ İSTEMEK anlamına gelmektedir. Türkiye’de irtica denince sadece ve hep din akla gelmektedir. Oysa bu koskoca bir yalanı ifade etmektedir. Binaenaleyh İRTİCA: HER BİR KURUM İÇİN GERİYE/GEÇMİŞE YÖNELMEYİ ifade eder. Tabi ki buna DİN de dâhildir. İRTİCANIN kökeni ise RÜCU/RİC’AT etmeye dayanır. Hele bir de Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP acaba bu konuda ne buyururlar !? Aklıselim herkese selam, sevgi ve saygı ile.  Dr. Hasan YAĞAR

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
18Nis
21Mar
24Şub

ÖRT Kİ ÖLEM

11Şub

Şu İşe Bak

10Oca

BİR YILAN HİKÂYESİ