Dr. Hasan YAĞAR

BİR YILAN HİKÂYESİ

Dr. Hasan YAĞAR

ﺍ Elif    ض‎ Dad
ب Be    ط Tı
ت Te    ظ Zı
ث Se    ع Ayn
ج Cim    غ Ğayn
ح Ha    ف Fe
خ Hı    ق Kaf
د Dal    ك Kef
ذ Zel    ل Lam
ر Ra    م Mim
ز Ze    ن Nun
س Sin    ه He
ش Şin    و Vav
ص Sad    ي Ye
(ء Hemze)    
    Bu konuyu, üzerinden epey yıllar geçmiş olmasına rağmen ( 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı “ Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun”un kabul edilerek 3 Kasım 1923 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanmasıyla birlikte uygulamaya başlanan) HARF İNKILÂBI üzerinde bazı grupların konuyu ciddi bir mesele haline getirip üzerinde ırıng mırıng ederek “BİR GÜNDE MİLLET CAHİL BIRAKILDI” tarzındaki konuşmaları sebebiyle seçmiş olduk.
    İşin en ilginç tarafı ise işin içerisinde eskilerin tabiriyle “mürekkep yalayanların” da bulunuyor olmasıdır. Bu ise cidden ve fevkalade düşündürücüdür. A birader işin üzerinden tam 96 yıldan fazla zaman geçmiş ve her şey de yerli yerine oturmuş vaziyette, bilmem ki sizler hangi hesabın peşindesiniz. 
     Bakınız bendeniz üniversite dâhil olmak üzere bu harflerle enine boyuna haşir ve neşir olmuş biriyim. Cidden bu harflerle kolayca okuyup yazmak pek mümkün olmuyor. Binaenaleyh bu alfabede sesli harfler bulunmadığı için eğer kelimeyi tanımıyorsanız yanlış okuma ihtimaliniz çok yüksektir. Bir de bu harfler başta ayrı, ortada ayrı ve sonda daha ayrı yazılmak zorundadır. Yukarıdaki tabloyu inceleyecek olursanız aynı sesi vermesi gereken harf fazlılığını görürsünüz. Mesela zalim yazmak için ظ Zı harfini; Zeynep yazmak için de ز Ze harfini kullanmak zorundasınız. Oysa bizde her ikisi de (Z) harfiyle yazılır. Öğrenci olarak bunun aynısına uymazsanız sıfırı çekersiniz. Diğer bir örnek olarak kalem yazmak için ق Kaf harfini; kelam yazmak için de ك Kef harfini kullanmanız gerekir. Oysa bizde her biri için (K) harfi kullanılır. Bu örnekleri çoğaltmak fevkalade mümkün. Mesela bizdeki (H) harfi yerine keza farklı kelimeler için geçerli olmak üzere ح Ha ; ه He harfleri söz konusu. Diğer taraftan bizdeki (S) harfi karşılığında keza farklı farklı kullanımlar için geçerli olmak üzere ص Sad, س Sin ve dahi  ث Se harfi bulunmaktadır. Bilindiği üzere bizde her biri için (S) harfi kullanılır. Başka bir örnek olarak aynı şekilde farklı kelimelerin kullanımında geçerli olmak üzere bizdeki (T) harfi yerine kullanılan ت Te, ط Tı harfleri mevcuttur. Başka bir örnek olarak bizdeki (D) harfi yerine ض‎ Dad, د Dal harfi söz konusudur. Bu örneklerle meselenin özünün açığa çıkmış olduğu kanaatini taşımaktayız. İlave olarak yazmak gerekirse bir de kelimenin şiddetini artırmak için bizde kullanılan iki harf yerine o alfa bede şedde denen bir işaret de kullanılmaktadır.
    Efendim bakınız Cumhuriyet benden sadece 20 yıl büyük. Çocukluğumda ve erişkinliğimde çok iyi biliyorum ki köyümüzde harf İnkılâbından önce üç kişi okuryazardı. Birisi benim dedem Hamit Akçin, diğeri halamın beyi Hacı Mehmet Karhan ötekisi de Molla Hasan dedikleri Hasan Akçin vardı. Şimdilerde köyümde yüzlerce üniversite mezun ve öğrencisi mevcut. Uzun lafın kısası şu ki Arap Alfabesi okuma yazma konusunda kolay kapı açan bir anahtar değil. 
    Birçok kez gözlendiği üzere, “ efendim insanlar ölülerinin mezar taşını okuyamıyor” konusunu hep gündem yapan insanımız var. A birader işin üzerinden nerdeyse 100 yıl geçmiş. Günümüz mezarlarının tamamı da yeni harflerle yazılmış durumda. Artık eski mezar yazılarını okuyacak kimse de pek kalmadı zaten. Kısacası havanda su dövmenin pek anlamı da kalmadı. Boşuna kendinizi heder etmeyin deriz. Takdir tabi ki sizlerin.
    Ha, mesele Kur’an okumak ise, isteyenler sadece Arap Alfabesini ve dahi harekeleri talim etmek üzere orijinal metni okuyabilirler. Ama bir şartla. Anlamını da tercümelerinden okuyup öğrenmek kaydıyla. Bu konuda bir sürü safsata ortalıkta dolaştırılmaktadır. Onlara kimselerin itibar etmemeleri gönüllerden geçen bir haslettir. Şöyle denmektedir: “Kur’an’ın orijinal yazılı yüzüne bakmak bile sevaptır”. Yazıklar olsun. Yüce Yaratıcı böyle abes bir şeye nasıl imkân sağlayıp insanları beyhude işlerle meşgul olmasını ister. Bu söylem ise sadece ve sadece Yüce Yaratıcıya iftira etmekten başka bir şey olmasa gerek. Bunu ne Hz. Resul ne de Sahabe-i Kiram yaptı. O’nu okudular ve uyguladılar. Bu sayede, kız evlatların diri diri toprağa gömülüp öldürüldüğü bir topluma ve muhite bu sayede bir medeniyet getirdiler. Bunun benzerini, “medeni dünya” denen bu günümüzde dahi müşahede etmek maalesef mümkün değil. Hasbelkader okuyamamış veya inadına okutulmamış insanımızı aldatmanın hiçbir manası yok. O iş sadece bir vebal almaktan başka bir şey olmasa gerek.
    Sevgili dostlar fen ve bilim Batıya kaydığı için Gazi Mustafa Kemal bu işi yaptı ve çok da iyi etti. Hasbelkader Hicaz’a gittiğimde Latin harfi denen söz konusu harflerin orada da tüm dükkân ve mekânlarda Arap Harfleriyle birlikte yazılı olduğunu müşahede ettim. Hatta bu konuyu, 92.000 insanımızın Allahuekber dağlarında donarak ölümüne sebep olan Enver Paşa’nın da gündeminde olduğu bilinen bir tarihi gerçektir. Ama Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Harp zamanı harf olmaz” dediği de tarihi bir vakıadır. Aklıselim her bir insanımıza selam ve muhabbetle.  


 

Yazarın Diğer Yazıları