- Haberler
- Sağlık
- Uzman isim açıkladı: 'Ülkemizde 100 bin kişide 250 civarında kanser tanısı koyuluyor'
Uzman isim açıkladı: 'Ülkemizde 100 bin kişide 250 civarında kanser tanısı koyuluyor'
Diyarbakır Memorial Hastanesi'nde Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan, Türkiye'de her sene 100 bin kişide 250 civarında kanser vakasına rastlanıldığını söyledi.
Diyarbakır Memorial Hastanesi’nde Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan, Türkiye’de her sene 100 bin kişide 250 civarında kanser vakasına rastlanıldığını söyledi.
Kanser hastalığından kaynaklı ölümlerin gerçekleşmesi gelişmiş ülkelerde 1. sırada yer alırken, gelişmekte olan ülkelerde ise bu durum 2. sırada yer almaktadır. Bu sebeple uzmanlar kanser hastalığının önemli bir halk sağlığı problemi olduğunun altını çizerek, kanser taramalarının ihmal edilmemesini söyledi.
Ülkemizde de belli başlı kanser türlerinin önemli oranda görüldüğünün vurgusunu yapan Diyarbakır Memorial Hastanesi’nde Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan, tedavi aşamasında 3 önemli ana ayak olduğunu belirtti.
Kaplan, “Meme kanseri, akciğer kanseri ve prostat kanseri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde önemli oranda görülmektedir. Ülkemizde de 100 bin kişide 250 civarında her sene yeni kanser vakası yaşanmaktadır” dedi.
Kanser tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler olduğunu söyleyen Kaplan, “Bu alanda da önemli gelişmeler olmaktadır. Kanser tedavisinin cerrahi, radyoterapi ve sistemik tedavi olmak üzere 3 önemli ana ayağı var. Cerrahi tedavideki gelişmeler geniş ameliyatları daha dar ameliyatlar haline getirip organ koruma kurgulanmış durumda. Mesela bir rektum cerrahisinde eskiden daha çok kolostomi hasta görülürken artık daha az görülmektedir. Meme kanserinde de aynı şekilde, daha önceden hastaya mastektomi ameliyatı yapılıp meme tamamen alınıyordu. Ama günümüzde meme koruyucu cerrahileri gündemdedir. Bu da sistemik tedavilerin güçlenmesinde ortaya çıktı. Radyoterapideki gelişmelere gelecek olursak, burada lokal hedefleyen tedavilere geldik. Bu da bize şunu sağlıyor; daha dar alandan daha yükseğe çıkılabiliyor. Bu da etrafa yan etkilerin azalmasına ve o bölgeye etkinin arttırılmasına sebep oluyor. Bu daha etkili bir tedavi, daha az yan etki sağlıyor. Sistemik tedavilere gelecek olursak 2000’li yıllara kadar kemoterapiler gündeme gelmişti. Ancak 2000’den sonra hedef tedaviler veya akıllı tedaviler ortaya çıktı. Bu tümörde bulunan bir reseptörü veya molekülü hedefleyerek orayı yakalayıp sadece tümör hücresine etki gösteriyor. Böylelikle hasta daha az yan etkiyle karşımıza geliyor” ifadelerinde bulundu.
Erken teşhiste hastanın gereksiz tedavilerden kurtulduğunun altını çizen Kaplan, şunları kaydetti:
“Kanser taramaları önemlidir. Çünkü ne kadar kanseri erken yakalarsak o kadar uzun sağ kalım elde edebiliyoruz. Ancak kanser taramaları da her hastalıkta uygun olmayabiliyor. Taramanın uygun olduğu kanserler; rahim ağzı kanseri, meme kanseri, prostat kanseri, kolon kanseri ve buna son dönemde yoğun sigara içicilerinde oluşan akciğer kanseri eklendi. Hasta ne kadar erken tespit edilirse daha yüksek imkanda kür imkanı sunuluyor. Bunun yanında hasta gereksiz tedavilerden kurtuluyor.”