• Haberler
  • (Özel) Kopan parmağın bedeli 12 bin TL

(Özel) Kopan parmağın bedeli 12 bin TL

Ünlü bir fast food zincirinin açılışında parmağı kopan Hatice Kılıç'ın açtığı tazminat davası 7 yıl sonra sonuçlandı.0 Kılıç'ın yıllardır sürdürdüğü mücadelesinin sonunda kopan parmağı için 12 bin TL tazminat ödenmesine karar verildi.

Ünlü bir fast food zincirinin açılışında parmağı kopan Hatice Kılıç’ın açtığı tazminat davası 7 yıl sonra sonuçlandı.0 Kılıç’ın yıllardır sürdürdüğü mücadelesinin sonunda kopan parmağı için 12 bin TL tazminat ödenmesine karar verildi.

Antalya’nın Manavgat ilçesinde dev bir fast food zincirinin açılışında parmağı kopan Hatice Kılıç’ın açtığı tazminat davası sonuçlandı. Kılıç’a kopan parmağı için 12 bin TL. tazminat ödenmesine karar verildi.

Hatice Kılıç, yaklaşık 7 yıl önce torununun ısrarıyla ünlü bir fast food zincirinin açılışına gitti. Evlerine 10 metre uzaklıktaki açılış için beklemeye başlayan Kılıç’ın arkası bir anda yüzlerce vatandaşla doldu. Torununun izdihamdan zarar görmemesi için işletmenin kapısına tutunarak torunu için güvenli alan oluşturan Kılıç’ın parmağı, işletme çalışanlarından birinin kapıyı açıp hızla kapamasıyla koptu. Eli kanlar içinde kalan Kılıç’ın yaşadığı acıya 7 yaşındaki torunu da şahit oldu.

Kılıç, yaşanabilecek izdiham için hiçbir güvenlik önleminin alınmadığını belirterek, işletmenin güvenlik kamera görüntülerini sildirdiğini ve işletme müdürünün kendisini tehdit ettiğini iddia etti. Yaşanan kaza sonrası torunu ile uzun süre psikolojik tedavi gören Kılıç’a yıllardır sürdürdüğü mücadelesinde 12 bin TL tazminat ödenmesine karar verildi. Öte yandan, dev fast food zincirine daha önce yaşanan olumsuzluklardan dolayı dava açılmış, işletmenin yüklü bir tazminat cezası ödemesine karar verilmişti.

"Torunum et yemez, kan görmeye dayanamaz"

Hakkını aramak için mücadelesini devam ettireceğini belirten Hatice Kılıç, “Torunum açılışa gitmemiz için zorladı beni. Lojmanın 10 metre ilerisine açılıyordu. Bir ay önce başlandı tanıtımlara, reklamlara. 10 liralık hamburger 1 lira diye. Anons edildi. Biz de gidelim deyince torunumu alıp gittik. Ön tarafta bana yol verdiler. Arkamda yoğun bir kalabalık oluştu. 150 kişilik yere bin kişi yığıldı sıkıştık. Çocuğu kurtarmak için işletmenin kapısına tutundum. Sürmeli kapı varmış Küçük bir saksı çiçeği geldi. Onu almak için kapıyı açtılar. Kapıyı şiddetle kapatınca parmağım gitti. Torunum da şahit oldu. Torunuma oldu olan. Kaprisli oldu, bunalımlı oldu. Et yemez, kan görmeye dayanamaz. 2 ay yoğun bunalım süreci yaşadık. Devlet hastanesine götürdüler. Dikemeyeceklerini söyleyince Antalya’ya gittik. Her yere elleri uzandı. Karakola gittim. Beni kimse çağırmıyor, parmağım koptu dedim. Parmağım kapının iç tarafından alındı. Hastanede kaldık. İşletmenin müdürü geldi yanıma. Güvenlik yoktu. Ruhsat yok, izin yok. Ben şikayet ettikten sonra alındı" dedi.

"Bana ’büyük balık küçük balığı yutar’ dedi"

Zorlu bir tedavi süreci yaşadığını ifade eden Kılıç, "1 ay tedavi gördüm. İşletme Müdürü, ’hiç bizi şikayet etme, bu aramızda kalacak’ dedi. Aynı zamanda işletmemizin eli uzun her yere uzanırız’ dedi. Tehdit edildim. Bana büyük balık küçük balığı yutar dedi. Kaybettiğim parmağım için 12 bin lira. Elimi kısıtlı kullanıyorum. Psikolojim çok etkilendi. Güvenlik kamerasını sildirdiler. Kamera görüntüsü de yok" diye konuştu.

"Evde et deri kelimeleri yasak"

Kızının ve annesinin yaşanan olaydan çok olumsuz etkilendiğini kaydeden İlknur Kılıç, "Ben sabah işteyken açılış günü çok kalabalık bir şenlik yapılıyor. Kaldırıma sığamıyor kalabalık ve caddeye yayılıyor. Annem ve kızım kalabalığın önündeler. Çalışanlardan biri açılış için gelen çiçeği almak için cam kapıyı açıyor kalabalık açıldı sanıp öne doğru hamle yaparken çiçeği alıyor ve çok sert bir şekilde kapı kapatılıyor. Annem de hem düşmemek hem torununu koruyabilmek için tutunmaya çalışıyor. Ama tutunduğu yer kapının arası. Kalabalığın üzerine kapı parmağı kıracak şekilde kapatılıyor. Kızımın her yeri kan içindeydi. Okul forması beyaz ve bembeyaz o forma anneannesinin kanı içindeydi ve ağlamaktan gözleri çok kötüydü. Anlatamıyordu sadece fışkırıyordu diyordu ve bir süre anlatamadı. Korkuyordu ve geceleri sayıklıyordu. Kızım hale et yiyemiyor ve hala o günü yaşıyor. Evde et, deri kelimeleri yasak" dedi.

Bakmadan Geçme