Kurtulmuş Basın Kuruluşlarının Ankara Temsilcileriyle TBMM'de Bir Araya Geldi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin, 'Hem Türkiye'nin onayıyla NATO'ya girmeyi bekleyeceksiniz hem de kendi ülkenizde terör örgütlerine ve İslam karşıtı bu insanlık dışı faşist gösterilere zemin hazırlayacaksınız.
Bunların İsveç tarafından kısa sürede gözden geçirileceğini ve olumlu adımlar atılacağını ümit ediyorum." dedi.
Kurtulmuş, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle TBMM'de bir araya geldi.
Türkiye'de bugüne kadar Meclis İçtüzüğü konusunda çok çalışma yapıldığını anlatan Kurtulmuş, kendisinin de yaz boyunca içtüzük üzerine bir çalışma yaptığını ve nelere ihtiyaç olduğu konusunda notlar aldığını söyledi. Parti gruplarının da bu konuda çalışma yaptığını bildiğini aktaran Kurtulmuş, ön yargısız, herhangi bir çerçeve ile sınırlama yapmaksızın parti gruplarının yaptığı çalışmalardan sonra ortak bir komisyon kurularak Meclis İçtüzüğü çalışmasının gündeme getirilebileceğini belirtti.
Genel Kurulda muhalefetin konuşma süreleri konusundaki önerileri sorulan Kurtulmuş, "Burada asıl olan muhalefetin gerçekten söz hakkının korunması. Bunun için komisyonların iyi çalışması gerekiyor. Plan Bütçe Komisyonu çalışıyor ama ihtisas komisyonlarının da iyi çalıştırılmasının Genel Kurul görüşmelerini çok rahatlatacağı kanaatindeyim. Bir daha Genel Kurulda yoğun tartışmaların, lüzumsuz ve saatler süren atışmaların olmayacağı, daha nezih bir ortamın olabilmesinin ön koşulu, komisyonların iyi çalışması, komisyonlarda söz haklarının korunması. Bunlar sağlanabilir, zor şeyler değildir. Meclisin Genel Kurul görüşmelerini rahatlatmak bakımından da bunun gerekli olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye İşçi Partisinden Hatay Milletvekili seçilen ancak Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildiği için tutuklu bulunan Can Atalay'ın tahliyesi konusunda "anayasaya uyulmadığı" yönündeki bir soru üzerine Kurtulmuş, Atalay ile ilgili TBMM'nin tavrının ortada olduğunu, yemin töreninde adının okunduğunu söyledi. Can Atalay'ın, partilerin tamamının anlayış birliği içerisinde İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeliğine seçildiğini anımsatan Kurtulmuş, "Burada Meclis kendisini mahkeme yerine koyacak değildir. Mahkeme kararını verecek, tutukluluk halini kaldıracak ve yemin etmesi ile sonraki yasal süreçlerin devam etmesi mümkün olacaktır. Burada Can Atalay konusunda Meclisin tavrı ortadadır." diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin sistem olarak bürokratik oligarşiden çok çektiğinin altını çizerek, Türkiye'de atanmış insanların, siyasetin üstünde belirleyici güçler oluşturduğunun, bazı yüksek yargı mensuplarının siyasi partileri hizaya çekmeye çalıştığının, yüksek rütbeli subayların siyaset zeminine bir şekilde müdahale ettiklerinin unutulmaması gerektiğini vurguladı. Kurtulmuş, "Meclisteki oylamalardan önce buraya gelen bazı yüksek rütbeli subayların milletvekillerini nasıl etki altına aldığını hepimiz biliyoruz. Yüksek yargı organlarının başkanlarının, eski bir yüksek yargıcın 367 garabetini çıkararak TBMM iradesini nasıl ipotek altına aldığını dün gibi hatırlıyoruz. Bürokratik oligarşiden kastımız budur. Onların yerine kararı Meclis, seçilmişler verecektir. Bu anlamda Türkiye çok büyük bir mesafe almıştır. Ama atılması gereken adımlar da samimiyetle gündeme getirilebilir." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye'nin birçok kazanım elde ettiğini dile getiren Kurtulmuş, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız, kendi iç işleyişleri içerisinde kendi sorumluluklarını yerine getireceklerini ancak Türkiye'nin daha güçlü ve daha büyük bir millet olarak ileriye gitmesi hedefi etrafında bütünleşmeleri gerektiğini söyledi.
- "Türkiye son yıllarda ilkeli, çok taraflı ve bağımsız bir dış politika izliyor"
Kurtulmuş, İsveç'in NATO üyeliği konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Meclis karar verecek." sözünü sarf ettiği hatırlatılarak, "Bundan sonrası için Meclis dış politikada daha mı etkin olacak?" sorusuna karşılık, TBMM'nin zaten dış politikada etkin bir kurum olduğunu, hemen hemen bütün ülkelerle ilgili dostluk grupları bulunduğunu dile getirdi.
Mecliste, NATOPA'dan TÜRKPA'ya kadar çok sayıda dış komisyonun da olduğunu anımsatan Kurtulmuş, bu komisyonların TBMM'nin çok taraflı ilişkilerini yürüttüğünü ifade etti. Bu hafta içerisinde İrlanda'da düzenlenecek Avrupa Birliği ülkeleri Meclis Başkanları Toplantısına katılacağını bildiren Kurtulmuş, her platformu, Türkiye'nin tezlerinin anlatıldığı ve Türkiye'nin dostluklarını arttırdığı, düşmanlıklarını azalttığı uluslararası platformlar haline getirmek istediklerinin altını çizdi.
Türkiye'nin son yıllarda ilkeli, çok taraflı ve bağımsız bir dış politika izlediğine işaret eden Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna krizinde orta koyduğu tavırla bunu bütün dünyaya gösterdiğini belirtti. Kırım'ın ilhakı, Rusya'nın Ukrayna'nın son bölgelerinde aldığı ilhak kararını tanımadıklarını hem Ruslara hem de uluslararası platformlarda dile getirdiklerini anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bölgesel ve küresel çok büyük savaşların fitilini ateşleme kabiliyeti olan bu çatışmada Türkiye olarak her iki tarafla da konuşarak barışın yolunu bulmaya gayret ediyoruz. Bu önemli ve ayrıcalıklı bir dış politika anlayışıdır. Bunu devam ettirmek için parlamentolar arasındaki dostlukları arttırmak, ortak adımların atılmasını temin etmek, yeni Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde parlamentoların, bölge ülkeleri parlamentolarının, Avrupa parlamentolarının içerisinde Türkiye'nin tezlerinin daha etkin anlatılması ve sonuç alınabilmesi, TBMM'nin gücünden yararlanmak. Parlamenter diplomasiden kastettiğimiz budur."
- "Herhangi bir ülkenin NATO'ya girip girmemesi konusunda kategorik olarak çekincemiz yoktur"
İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi'ni TBMM Başkanlığına göndereceğini, kendisinin de tezkereyi yasalaşma sürecinin başlaması için Dışişleri Komisyonu'na havale edeceğini anlattı.
Komisyondaki görüşmelerin ardından konunun TBMM Genel Kuruluna geleceğini ifade eden Kurtulmuş, Meclis'in bu hususta karar vereceğine işaret etti.
"Nihayetinde bir uluslararası sözleşme olarak İsveç'in NATO'ya girip girmeme kararını verecek olan yer tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Cumhurbaşkanlığı burada göndereceği tezkereyle birlikte bu sürecin ilk adımını atacaktır." diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Biz bu konuda da çok ilkeli bir tavır içerisinde olduk. Yani Finlandiya ve İsveç'in her ikisi birbirine çok benzer, güvenlik öncelikleri birbirine çok benzer iki ülke olmasına rağmen Türkiye olarak Finlandiya'ya başka bir reçete, İsveç'e başka bir reçete uyguladık. Bunun sebebi de şuydu, özellikle İsveç'te hem Türkiye karşıtı bölücü örgütlerin çok rahat hareket ediyor olması hem de İslam karşıtı eylemlerin polis gözetiminde, tabiri caizse özendirilerek, sırtları sıvazlanarak bunların bir şekilde eylemlerine göz yumulması tabii ki Türkiye'nin kabul edebileceği bir şey değildir. Bununla ilgili defaatle uyarılar yapıldı. İsveç, 'Belli adımlar attım' dedi, bu konudaki iyileştirmeleri gündeme getirdi. Tekraren burada bir kere daha TBMM Başkanı olarak söylüyorum, bizim herhangi bir ülkenin NATO'ya girip girmemesi konusunda kategorik olarak bir çekincemiz yoktur. Ancak egemen bir ülke olarak Türkiye'nin önceliklerinin muhatabımız olan, yani İsveç tarafından da dikkate alınmasını, gereğinin yerine getirilmesini, hızlıca adımlar atılmasını temenni ediyoruz. Ayrıca anlamakta zorluk çektiğimiz bir husus, hem Türkiye'nin onayıyla NATO'ya girmeyi bekleyeceksiniz hem de kendi ülkenizde terör örgütlerine ve İslam karşıtı bu insanlık dışı faşist gösterilere zemin hazırlayacaksınız. Bunların ben İsveç tarafından da kısa sürede gözden geçirileceğini ve olumlu adımlar atılacağını ümit ediyorum."
- "Boynumuzun borcunu ödemek zorundayız"
Kararın TBMM'nin takdirinde olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, Meclis'in görüşüne karşı bir şey söyleyemeyeceklerini vurguladı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni anayasayla ilgili soru üzerine şu ifadeleri kullandı:
"TBMM Başkanı olarak benim görevim, anayasa tartışmalarının önünü açmak, bunun doğru bir zeminde, doğru yöntemlerle tartışılmasını temin etmek, mümkün olan en yüksek siyasal katılımın bu anayasa tartışmalarının etrafında bütünleşmesini sağlamak ve inşallah yapabiliyorsak anayasayı da yaparak, millete, gelecek nesillere karşı olan sorumluluğumuzu daha da açık söyleyeyim boynumuzun borcunu ödemek zorundayız. Şimdi bu amaçla önümüzdeki haftalarda Meclis eski başkanlarımız, Türkiye'deki yüksek yargı mensubu arkadaşlarımız, bunları ya ayrı gruplar halinde ya da bir masa etrafında toplayarak anayasa tartışmalarıyla ilgili onların da tecrübelerini ve görüşlerini almak, sürecin başlangıcında olumlu katkılarını temin etmek niyetindeyim."
Cemil Çiçek'in TBMM Başkanı olduğu dönemdeki tartışmaları hatırlatan Kurtulmuş, o dönemde 64 madde üzerinde anlaşma sağlandığına işaret ederek hiçbir tartışmanın boşa gitmediğini kaydetti.
Anayasa konusunda ekonomiyle ilgili bazı taleplerin yer aldığının belirtilmesi üzerine Kurtulmuş, "Bana 'İdeal bir anayasa nedir?' diye sorsanız, bir cümle yazarım, devlet adaleti sağlamakla yükümlüdür." ifadesini kullandı.
Her fikre açık olunması gerektiğine vurgu yapan Kurtulmuş, iş dünyasının görüşlerinin, farklı siyasi görüşlerin, kanaat sahiplerinin görüşlerinin dile getirilmesinin, müktesebatın önemli olduğunu söyledi.
İç tüzük çalışmalarının baştan ele alınıp alınmayacağının sorulması üzerine ise Kurtulmuş, neyin aksadığını bildiklerini belirterek, "Yasama kalitesini nasıl artırırız? Meclis'in komisyonlarını nasıl daha iyi çalıştırabiliriz? Meclis'teki Genel Kurul tartışmalarını lüzumsuz, vakit alıcı ve rencide edici tartışmalar olmaktan nasıl kurtarırız? Birkaç günlük çalışmayla burada sonuç alınabilir. Anayasaya göre daha kolay. Ne istediğimiz daha somut olarak biliniyor. Anayasada da öyle ama o daha uzun metin çalışmalarını gerektirecek. Mutabakat, yüzde 100 mutabakat olmasa bile en azından çoğunluğu temsil eden bir mutabakatla ortaya çıkması daha zahmetli bir süreç. Onun için iç tüzüğü önceleyerek konuştum." diye konuştu.
- "Bazı komisyonların ayrılması, bazı komisyonların yeniden ihdas edilmesi gerekir"
İç tüzüğün yerel seçimlere kadar yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Eğer partiler oturur, konuşur, uzlaşırlar, belli bir noktaya gelirlerse hemen getirilebilir. İç tüzüğün yerel seçimle bir ilgisi de yok." yanıtını verdi.
Numan Kurtulmuş, partiler uzlaştığında iç tüzüğün çıkabileceğine inandığını sözlerine ekledi.
TBMM'deki komisyonların güncellenip güncellenmeyeceğine, yeni dostluk grupları kurulup kurulmayacağına yönelik soruya karşılık Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"İç tüzükte yapılması gereken çalışmalardan birisi de o. Fonksiyonel, Türkiye'nin ihtiyaçları olan, şu andaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin içerisinde ayrıştırılmış olan, devlet ve hükümet fonksiyonlarına uygun burada da komisyonların geliştirilmesi gerekir. Bazı komisyonların ayrılması, bazı komisyonların yeniden ihdas edilmesi gerekir. Bu çalışmayı da ana başlık olarak gündemimize alacağız. Ülkelerle ilgili dostluk grupları, şartlar hiçbir zaman aynı şekilde tecelli etmez. Değişen şartlar çerçevesinde milletin menfaatlerine uygun yeni dostluk gruplarının ihdas edilmesi de mümkündür, doğrudur."