Uluslararası tarih eğitimi sempozyumu başladı
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Atatürk Araştırma Merkezi ile Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi iş birliğinde BAİBÜ Kongre Merkezi'nde Milli Mücadele'nin başlangıcının 100'üncü yılı anısına yapılan 6'ncı Uluslararası Tarih Eğitimi Sempozyumu'nun açılışı gerçekleştirildi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesindeki Atatürk Araştırma Merkezi ile Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi iş birliğinde BAİBÜ Kongre Merkezi'nde Milli Mücadele'nin başlangıcının 100'üncü yılı anısına yapılan 6'ncı Uluslararası Tarih Eğitimi Sempozyumu'nun açılışı gerçekleştirildi.
Açış konuşmaları ile başlayan sempozyumda 200'den fazla bildiri yer aldı.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Avcı'ya burada bir konuşma yaptı. Avcı, Tarih Eğitimcileri Derneği tarafından temelleri atılan Tarih Eğitimi sempozyumlarının, bu yılki etkinliğinin kendi üniversitelerinde yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gerçekleşen sempozyumun önemini şu sözlerle ifade etti: 'Tarih öğretimi tarihin kendi kadar değerlidir. Tarih öğretimi ile barış ortamını da savaş ortamını da kurabilirsiniz. Tarih insanları birleştirir veya kutuplaştırır. Bu sebeple tarih öğretimi önemli; bu sempozyum ikisini birden içerdiği için daha çok önemlidir'.
Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güngör Karauğuz, konuşmasına eğitim fakültesinin tarihini, zaman içinde geçirdiği değişimleri anlatarak başladı. Eğitim fakültesinde, 'Zaman bendedir ve mekan bendedir' düsturu ile topluma arkasını dönmeden, ben değil biz diyebilen öğretmenler yetiştirmeyi ilke edindiklerini dile getirdi. Sempozyum için 'İnsanımıza ışık ve rehber olacak bilgi şöleni olacaktır' ifadelerini kullandı. Karauğuz'un ardından kürsüye çıkan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişar'lı günümüzde bilgiye ulaşmanın kolay olduğunu fakat doğru bilgi kaynağına ulaşmanın zor olduğunu bu sebeple tarihi doğru öğretmenin çok önemli olduğunu dile getirdi.
Bolu Valisi Ahmet Ümit konuşmasında, 'Tarih bir millerin hafızası, datası ve geleceğinin kşifi, kinatın vicdanıdır. Bizler tarih boyunca hürriyet ve istiklalin sembolü olmuş bir milletin evlatlarıyız. Şanlı bir tarihimiz, yüce bir milletimiz, köklü bir devletimiz var. Ecdat tarih yazmış evlat tarihi mutlaka okumalı' ifadelerine yer verdi.
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu konuşmasına kurumun çalışma alanlarından ve bugüne kadar destek verdiği, gerçekleştirdiği eğitim sempozyumlarından söz ederek başladı. İnsana ve onun geçmişine doğru sorgulayıcı ve eleştirel bir yaklaşımla yapılan yolculuk olarak tarihin, toplumsal hafızanın güçlü ve güvenilir olmasına olanak sağladığını, düşünmek, düşündürmek, keşfetmek, keşfettirmek, ilişkilendirmek, fikir üretmek ve zamanımıza çıkarımlarda bulunmak için ışığından istifade ettiğimizi dile getirdi. Sofuoğlu; 'Tarih öğretiminde; tarih öğretmenleri, öğrenciler, tarih ders kitapları, sınıf ortamı ve ölçme ve değerlendirme ile ilgili yeni yaklaşımlar söz konusudur. Bu anlamda tarih derslerini geleneksel kalıplardan çıkarıp, yeni yaklaşımların ilkeleri doğrultusunda yeniden biçimlendirilmesi hem araştırmacılar hem de tarihçiler tarafından ilgi ve kabul görmektedir. Bu çerçevede tarih eğitim ve öğretiminin yaşadığı kısır döngünün aşılmasına yönelik çalışmalar sürüyor ve artarak devam ediyor' dedi.
Sofuoğlu'nun ardından kürsüye çıkan MEB Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran, tarihin hep bir ezber dersi olarak görüldüğünü fakat matematikten farklı olmadığını dile getirdi. Safran, 'Tarih dersini ezber dersi olarak gördük, bu dersin uygulaması olmaz diyerek insanımızı tarihten soğuttuk. Tarih eğitimiyle uğraşan, bu alanı çalışan arkadaşlarımız; bunun böyle olmadığını tarihinde aynı zamanda bir matematik dersi gibi olduğunu çok güzel uygulamalarla, bilimsel makalelerle destekleyerek öğrencilere tarihi sevdirmenin yollarını aradılar' dedi.
Açış konuşmalarının ardından, Prof. Dr. Arthur Chapman ve Prof. Dr. Süleyman İnan Tarih Eğitimi üzerine konferans verdiler. Prof. Dr. Chapman'a Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu, Prof. Dr. İnan'a ise Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Avcı hediyelerini taktim ettiler.
Sempozyum 12 Ekim Cumartesi gününe kadar eş zamanlı oturumlarla devam edecek.
Açış konuşmaları ile başlayan sempozyumda 200'den fazla bildiri yer aldı.
Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Avcı'ya burada bir konuşma yaptı. Avcı, Tarih Eğitimcileri Derneği tarafından temelleri atılan Tarih Eğitimi sempozyumlarının, bu yılki etkinliğinin kendi üniversitelerinde yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Gerçekleşen sempozyumun önemini şu sözlerle ifade etti: 'Tarih öğretimi tarihin kendi kadar değerlidir. Tarih öğretimi ile barış ortamını da savaş ortamını da kurabilirsiniz. Tarih insanları birleştirir veya kutuplaştırır. Bu sebeple tarih öğretimi önemli; bu sempozyum ikisini birden içerdiği için daha çok önemlidir'.
Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güngör Karauğuz, konuşmasına eğitim fakültesinin tarihini, zaman içinde geçirdiği değişimleri anlatarak başladı. Eğitim fakültesinde, 'Zaman bendedir ve mekan bendedir' düsturu ile topluma arkasını dönmeden, ben değil biz diyebilen öğretmenler yetiştirmeyi ilke edindiklerini dile getirdi. Sempozyum için 'İnsanımıza ışık ve rehber olacak bilgi şöleni olacaktır' ifadelerini kullandı. Karauğuz'un ardından kürsüye çıkan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişar'lı günümüzde bilgiye ulaşmanın kolay olduğunu fakat doğru bilgi kaynağına ulaşmanın zor olduğunu bu sebeple tarihi doğru öğretmenin çok önemli olduğunu dile getirdi.
Bolu Valisi Ahmet Ümit konuşmasında, 'Tarih bir millerin hafızası, datası ve geleceğinin kşifi, kinatın vicdanıdır. Bizler tarih boyunca hürriyet ve istiklalin sembolü olmuş bir milletin evlatlarıyız. Şanlı bir tarihimiz, yüce bir milletimiz, köklü bir devletimiz var. Ecdat tarih yazmış evlat tarihi mutlaka okumalı' ifadelerine yer verdi.
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu konuşmasına kurumun çalışma alanlarından ve bugüne kadar destek verdiği, gerçekleştirdiği eğitim sempozyumlarından söz ederek başladı. İnsana ve onun geçmişine doğru sorgulayıcı ve eleştirel bir yaklaşımla yapılan yolculuk olarak tarihin, toplumsal hafızanın güçlü ve güvenilir olmasına olanak sağladığını, düşünmek, düşündürmek, keşfetmek, keşfettirmek, ilişkilendirmek, fikir üretmek ve zamanımıza çıkarımlarda bulunmak için ışığından istifade ettiğimizi dile getirdi. Sofuoğlu; 'Tarih öğretiminde; tarih öğretmenleri, öğrenciler, tarih ders kitapları, sınıf ortamı ve ölçme ve değerlendirme ile ilgili yeni yaklaşımlar söz konusudur. Bu anlamda tarih derslerini geleneksel kalıplardan çıkarıp, yeni yaklaşımların ilkeleri doğrultusunda yeniden biçimlendirilmesi hem araştırmacılar hem de tarihçiler tarafından ilgi ve kabul görmektedir. Bu çerçevede tarih eğitim ve öğretiminin yaşadığı kısır döngünün aşılmasına yönelik çalışmalar sürüyor ve artarak devam ediyor' dedi.
Sofuoğlu'nun ardından kürsüye çıkan MEB Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Safran, tarihin hep bir ezber dersi olarak görüldüğünü fakat matematikten farklı olmadığını dile getirdi. Safran, 'Tarih dersini ezber dersi olarak gördük, bu dersin uygulaması olmaz diyerek insanımızı tarihten soğuttuk. Tarih eğitimiyle uğraşan, bu alanı çalışan arkadaşlarımız; bunun böyle olmadığını tarihinde aynı zamanda bir matematik dersi gibi olduğunu çok güzel uygulamalarla, bilimsel makalelerle destekleyerek öğrencilere tarihi sevdirmenin yollarını aradılar' dedi.
Açış konuşmalarının ardından, Prof. Dr. Arthur Chapman ve Prof. Dr. Süleyman İnan Tarih Eğitimi üzerine konferans verdiler. Prof. Dr. Chapman'a Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Adnan Sofuoğlu, Prof. Dr. İnan'a ise Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemal Avcı hediyelerini taktim ettiler.
Sempozyum 12 Ekim Cumartesi gününe kadar eş zamanlı oturumlarla devam edecek.