Afgan gazeteci Rahman, kargo uçağıyla Afganistan'dan kaçışını anlattı

Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) ait kargo uçağıyla, 800'ü aşkın insanla Afganistan'dan kaçan gazeteci Ramin Rahman o anları, 'Tamamen felaketti, insanlar içecek su bulamadı. Anneler, bebeklerini hava alabilsin diye yukarıda tutuyordu. Dışarıdan silah sesleri duyuluyordu' sözleriyle anlattı.

Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) ait kargo uçağıyla, 800'ü aşkın insanla Afganistan'dan kaçan gazeteci Ramin Rahman o anları, “Tamamen felaketti, insanlar içecek su bulamadı. Anneler, bebeklerini hava alabilsin diye yukarıda tutuyordu. Dışarıdan silah sesleri duyuluyordu” sözleriyle anlattı.

Afganistan'dan kaçmak isteyen binlerce insan geçtiğimiz günlerde, Kabil Havalimanı'nda ABD'nin gönderdiği C-17 tipi askeri kargo uçağına akın etmişti. Uçağa 800'den fazla kişi binerken, o uçakta bulunan Afgan gazeteci Ramin Rahman o anları İHA muhabirine anlattı. Ramin, ABD'nin askerlerinin uçağa binme emri verdiği anda orada bulunan binlerce kişinin izdihama yol açtığını, çocukların ve kadınların ezildiğini söyledi. Uçakta bulunan insanların nefes almakta zorlandığını belirten Ramin, kadınların bebeklerinin nefessiz kalıp ölmemesi için yukarıda tuttuğunu dile getirdi. Bir saat 20 dakika süren umutlu bekleyiş esnasında Taliban tarafından ABD askerlerine ateş açıldığını ifade etti.

"Afganistan'dan kaçma sebeplerimden birisi mesleğim"

Afgan gazeteci Ramin Rahman, gazeteci olarak Afganistan'da çalıştığını belirterek, “Birçok yabancıyla çalışıyordum. Afganistan'dan kaçma sebeplerimden birisi mesleğim. Yüzüm, medyada ve sosyal medyada yer alıyordu. Çalıştığım yabancılar fotoğraflarımı etiketlemenin yanı sıra benim paylaşımlarımı öneriyordu. Bunlar Afganistan'dan kaçmama sebep oldu. Ayrıca, Taliban'ın bölgeye ele geçirince gazetecilerin ve sosyal medyada yer alan insanların peşinden gideceği söylentileri üzerine Afganistan'dan kaçmaya karar verdim” dedi.

"Kaçma çalışmalarımız akşam 9'dan gece 12'ye kadar sürdü"

Havalimanında yaşanan olayların bir felaket olduğunu söyleyen Rahman, “Ne yazık ki mümkün olan yollarla hayatımızı kurtarmaya çalışıyorduk. Kaçma çalışmalarımız akşam 9'dan gece 12'ye kadar sürdü. Bu zaman zarfında uçaklara binmeye çalıştık. Amerika, Kabil Havalimanı'na bir kargo uçağıyla geldi. Kargo uçağının indiği yerle havalimanı arasında biraz mesafe vardı. Bizi uçaklara binmeye zorlayan Amerikan askerleri vardı. Birçok insan bu olayı görünce uçaklara doğru koşmaya başladı. Ben de o insanlardan biri olduğum için ben de aynısını yaptım. En başta kimseye bir şey soramıyorduk. Askerler, bize sadece, ‘burada durun, sıraya geçin, Taliban buraya gelemez' dediler. Bu insanları biraz sakinleştirdi. Ardından bu şekilde 50 dakika bekledik. Sonrasında ABD vatandaşı olan bir kadın bu insanlara ne olacak diye sordu. Askerler ise ‘biz de tam bilmiyoruz ama hepinizi buradan götüreceğiz” diye konuştu.

“Tamamen felaketti, insanlar içecek su bulamadı”

Rahman, insanların sakin kalmaya çalıştığını ifade ederek, “ABD helikopteri gelerek yeşil renkli lazerlerle insanlara yol gösterdi. Bu yüzden insanlar tekrardan galeyana gelerek uçağa doğru hızlıca koşmaya başladı. Tam bir felaketti. Çocuklar, kadınlar, birçok yaşlı insan uçağa binmeye çalışan insanlar yüzünden yere düşerek yaralandı. Ardından askerler uçağa binmeye çalışan yüzlerce insanı koordine etmeye çalıştı. Yaşadığımız felaket ve kaos bu anlarda da devam etti. Buna rağmen uçağa binmeyi başardım. Bini aşkın insanla beraber bu uçağa bindik. Kargo uçağının kaç kişi aldığını bilmiyorum ama bu durum tamamen felaketti. İnsanlar içecek su bulamıyordu ve içerisi aşırı sıcaktı” açıklamasında bulundu.

Taliban'ın o anlarda havalimanına doğru yanaştığını söyleyen Rahman, insanların çok korktuğunu, kadınların ve bebeklerin durmadan ağladığını dile getirdi. Sonrasında uçaktan çıkmaya karar verdiğini söyleyen Rahman, “Anneler, bebeklerini hava alabilsin diye yukarıda tutuyordu. Uçaktan çıktıktan sonra Amerikan askerleri uçağa geçmemi söyledi. Çünkü bir saldırı olacağı yönünde uyarılmışlar. Kimsenin uçaktan çıkmasına izin verilmedi. Askerler bize buranın en güvenilir yer olduğunu söyledi. Dolayısıyla ben de uçakta kalmaya karar verdim. Askerlere bundan sonra ne olacak diye sorduğumda ‘biz de bilmiyoruz, komutanımızın emirlerini bekliyoruz, biz de bize emredileni yapıyoruz” şeklinde konuştu.

“Dışarıdan silah sesleri duyduk”

Afgan gazeteci Rahman, ABD askerlerinin herkesi uçağa aldıktan sonra yaklaşık 1 saat 20 dakika boyunca uçakta beklediklerini bildirdi. “Dışarıdan silah sesleri duyduk” diyen Rahman, “Amerikalılar ise araçlarıyla uçağı çevrelediler. Uçakta pencere olmamasına rağmen duyduklarımızla bu olayları hayal ettik. Her şeye rağmen uçak kalktı ve Katar'a iniş yaptı. Şu an Katar'ın Amerikan Askeri Üssündeyiz” ifadelerini kullandı.

Şu anda bulunduğu Amerikan Üssü'nde 5 bini aşkın insanın olduğu bilgisini veren Rahman şunları söyledi:

“Tam sayıyı ben de bilmiyorum ama binlerce insan var fakat insan sayısı sürekli artıyor. Bunun yanı sıra Amerikalıların Afganistan'daki Kabil Havalimanı'ndan 3 bin kişi daha kurtaracağını duydum. Burası büyük bir üs. Yemek şartları gibi konularda bizim için ellerinden gelenleri yapıyorlar ama sayı çok fazla ve bu yer yeterli değil. İnsanlar buradaki üssün içindeki diğer hangarda yalnızca uyuyor."

Geleceği hakkında sorulan soruya yanıt veren Ramin Rahman, “Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Sözde Almanya'ya gidecektim. Çünkü ben Almanya'da bir medya şirketinde çalışıyorum. Oraya gitmeyi istiyorum. Almanlar bana kısa sürede gelip beni oradan alacaklarını söyledi. Durumum bu ama birçok insan o uçağa hiçbir şeyleri olmadan biniyor. Sadece ihtimalleri ve fırsatları gördükleri için biniyorlar çünkü Kabil çok tehlikeli ve Taliban bütün ülkeyi ele geçirdi. Taliban sanki Afganistan'ın her yerinde” dedi.

“Taliban hala aynı Taliban, sadece iyilermiş gibi davranıyorlar”

Rahman, Afganistan'da yaşayacağı hayatın yaşamak istemediği bir hayat olduğunu söyleyerek, "Taliban hala aynı Taliban sadece iyilermiş gibi davranıyorlar ama özünde hiçbir şey değişmedi. Ülkenin her yerini ele geçirmiş olsalar da onlarda hiçbir şey değişmeyecek. Bütün ülkeyi alsalar da davranışlarından hiçbir değişiklik olmayacak, onlar sadece iyi gibi davranıyorlar. Özünde hiçbir şey değişmedi. Onlar değişmeyecek, çünkü onlar hala 14'üncü yüzyılda yaşıyor. Benim görüşüme göre Taliban değişmeyecek, Taliban hala 1996'daki Taliban" değerlendirmesinde bulundu.

“Bütün insanlar, Afganistan'dan kaçmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar”

Rahman, Afganistan'dan kaçmak isteyen çok fazla insan olup olmadığı sorusu üzerine ise şunları söyledi:

“Herkes. İmkanı olan herkes Afganistan'dan kaçmayı planlıyor. Taliban'ı destekleyenler sadece orada yaşamak zorunda olanlar. Bunlar dışında herkes ülkeden kaçmak istiyor. Çünkü, insanlar temel yaşam haklarının olmadığını düşünüyorlar. Bu yaşamak değil, sadece hayatta kalmak. Bütün insanlar fırsatı olanlar, Afganistan'dan kaçmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar ama Taliban'ı desteklediğini söyleyen insanlar bence yalan söylüyor. Çünkü bu kabul edilemez. Türkiye Müslüman bir ülke. Türkler, sınırlarını açmalı ve Afganistan'dan kaçanları kabul etmeli. Çünkü şu an ülkemizde bir kriz söz konusu ve Türkiye bu konuda daha iyi bir pozisyonda. Türkiye'nin sınırlarını açıp Afganları mülteci olarak kabul etmesi gerçekten çok iyi ve bizlere yardımcı olacak bir durum olur. Bir insan olarak şunu söylemek istiyorum. Yalnızca Türkiye değil bütün dünya bize yardım etmeli çünkü biz insanız ve şu an bir kriz anı yaşıyoruz."

“Eğer Afganistan güvende değilse emin olun dünya güvende değil”

Uluslararası destek talebinde de bulunan Rahman, “Ülkedeki krizin sebep olduğu şiddet seviyesini herkes rahatlıkla görebilir. Taliban bütün ülkeyi ele geçiriyor. Eğer Afganistan güvende değilse emin olun dünya güvende değil. Taliban teröristti ve hala terörist. İnsanlar bunu neden unutuyor? Bilmiyorum. Onların okulları ve hastaneleri patlatmasının yanı sıra birçok masum insanı katlediyor. Bir insan olarak dünyanın bu soruna bir çözüm bulmasını istiyorum” açıklamalarında bulundu.

Bakmadan Geçme