Eğitim-Bir-Sen Başkanı Söylemez Kadının Gücü Ailenin ve Toplumun Temel Taşıdır
Batı kültür ve uygarlığının kadını önce ucuz iş gücü olarak istihdam ettiğini ve emeğini sömürdüğünü belirten Eğitim Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, 'Kapitalizm, daha sonra ilkesiz ahlâksızlığına kadını alet ve aracı kılmış, duygu ve mecburiyetini talan ve istismar etmiştir.' dedi.
BM tarafından 'Dünya Kadınlar Günü' olarak kararlaştırılan 8 Mart'ın, genelde bütün kadınların, özelde çalışan kadınların çalışma koşullarını iyileştirmek, sosyal, ekonomik, kültürel haklarını çoğaltmak, sorunlarını tartışmak, başarılar ve mağduriyetler üzerinden farkındalığı artırmak maksadıyla kutlandığını ifade eden Söylemez, 'Ne var ki adeta insan soyuna pusu kuran kimi karanlık odaklar tarafından bugünün, maksadı dışına çıkarıldığını görmek üzücüdür.' dedi.
'Dünyanın birçok mazlum coğrafyasında her türlü mağduriyete maruz kalan milyonlarca kadın var'
Dünyanın birçok mazlum coğrafyasında terör, savaş, sürgün ve soykırımın ölümcül koşullarında her türlü mağduriyete maruz kalan milyonlarca kadının yaşam, hak, onur ve özgürlük mücadelesine sağır, kör ve dilsiz kalan odakların gerçek manada kadından yana olmadıklarını belirten Söylemez; kadını yalan, talan ve bozgunculukları için istismar malzemesi olarak kullandıkları her geçen gün daha etkin ve yaygın anlaşılmakta olduğunu söyledi.
'Kadının hayat içinde konum ve saygınlığını muhafaza etmek önemlidir'
Aileden başlayarak toplumu sağlam, sağlıklı ve güçlü kılan asıl aktörün kadın olduğunu vurgulayan Söylemez, 'Kadının hayat içinde konum ve saygınlığını muhafaza etmek önemlidir. Kadınlarını zelil eden toplumlar zillete duçar olur. Kadınlarını alçaltanlar yükselemezler. Kadınlara saygı, medeniyetin en temel göstergesidir.' ifadesini kullandı.
Medeniyet hayatında kadının erkekten farklı yaradılışı sebebiyle ne dışlandığını ne de istismar edildiğini belirten Söylemez, kadın erkek ilişkisini toplumsal bütünlük, adalet ve hakkaniyet esası üzerine bina ettiklerini vurguladı.
'Kapitalizm, ilkesiz ahlksızlığına kadını alet ve aracı kılmış, duygu ve mecburiyetini talan ve istismar etmiştir'
Batı kültür ve uygarlığının kadını önce ucuz iş gücü olarak istihdam ettiğini ve emeğini sömürdüğünü belirten Söylemez, 'Kapitalizm, daha sonra ilkesiz ahlksızlığına kadını alet ve aracı kılmış, duygu ve mecburiyetini talan ve istismar etmiştir. Kadını önce tüketimin kölesi sonra tüketim nesnesi olarak değersizleştirmişlerdir.' ifadelerini kullandı.
'Toplumsal cinsiyet ve cinsiyetsizleştirmeyi özgürlük olarak piyasaya süren şeytani anlayış, insan soyunu yok edecek evrensel bir fesat ve bunalım dünyası kurmanın çabası içindedir'
Kadının duygusu, sevgisi, şefkati, ruhu, onuru, ontolojik varlığı, ailesi ve en nihayet bütün naif fıtrî değerleriyle varlığının kendisinden ve bütün bir insanlıktan çalındığını belirten Söylemez, 'Toplumsal cinsiyet ve cinsiyetsizleştirmeyi özgürlük olarak piyasaya süren şeytani anlayış, sadece kadın için değil, insan için hiçbir ontolojik anlam ve amaç inşa edemediği gibi insan soyunu yok edecek evrensel bir fesat ve bunalım dünyası kurmanın çabası içindedir.' dedi.
Söylemez, kadının toplumsal uyumun, saygı ve hürmetin, aile yapısının huzur ve güvenine dayalı toplumsal ahlk ve dayanışmanın ana unsuru olduğunu belirtti.
'Kadını korumak toplumu korumaktır'
Kadının çalışma hayatının her kademesinde yer alması gerektiğini belirten Söylemez, 'Kadını korumak toplumu korumaktır; bugünü ve yarını korumaktır. Bizim değer dünyamızda kadın şu ya da bu düşüncenin ne aracı ne oyuncağıdır; yaşamın ana öğesi, kurucu ve koruyucu unsuru olarak evde, toplum, kültür ve çalışma dünyasında hayatın asıl paydaşı, ortağıdır.' ifadelerini kullandı.
'Toplu felaketlerin ilk ve en ağır yükünü çocuklarıyla birlikte kadınlar çekmiştir, çekmektedir'
Cinsiyet sebebiyle kadın emeğinin istismar ve sömürü konusu edilmesinin ahlksızca bir hak gaspı olduğunu belirten Söylemez, savaştan teröre, yokluktan göçe kadar tüm toplu felaketlerin ilk ve en ağır yükünü çocuklarıyla birlikte kadınların çektiğini ve çekmekte olduğunun altını çizdi.
'Güçlü kadın, güçlü aile; güçlü aile, güçlü toplum demektir'
Cumhurbaşkanının tensipleriyle 2025'in 'Aile Yılı' ilan edilmesini takdir ettiklerini belirten Söylemez, 'Ailenin korunması ve güçlendirilmesi amacıyla özellikle çalışan kadınlarımızın haklarını daha da genişleten yasal düzenlemelerin yapılmasını talep ve teklif ediyoruz. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü aile güçlü toplum demektir.' ifadelerini kullandı.
'28 Şubat'ta olduğu gibi darbelerin, gözü yaşlı, gönlü yaslı ilk mağduru kadınlar ve kızlar olmuştur'
28 Şubat'ta olduğu gibi darbelerin, gözü yaşlı, gönlü yaslı ilk mağduru kadınlar ve kızlar olduğunu belirten Söylemez, 'Özellikle yakın geçmişimizde Türkiye'yi ideolojik değiştirme, dönüştürme operasyonlarının kadınlar ve kadınlarımızın örtüsü gibi mahrem ve manevî simgeleri üzerinden yapılmak istenmesinin anlamını çok iyi bilen Eğitim-Bir-Sen olarak, başta şiddetten kaynaklı hiçbir mağduriyetin yaşanmaması dileği ile bütün kadınların kadınlar gününü tebrik ediyoruz.' diye konuştu.