Doç. Dr. Ağır, Türkiye-Rusya ilişkilerini anlattı
Malatya İnönü Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Ağır, Türkiye-Rusya ilişkilerindeki esas sorunun, ilişkilerin belirli bir sistematiğe dayanmaması olduğunu belirterek, iki ülke için ortak bir vizyonun oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Malatya İnönü Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Ağır, Türkiye-Rusya ilişkilerindeki esas sorunun, ilişkilerin belirli bir sistematiğe dayanmaması olduğunu belirterek, iki ülke için ortak bir vizyonun oluşturulması gerektiğini ifade etti.
İnönü Üniversitesi'nde, Türkiye-Rusya İlişkileri konulu çevrim içi seminer düzenlendi. Türkiye-Rusya İlişkileri konulu çevrim içi seminerinde konuşan İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Ağır, Türk-Rus ilişkilerinin tarih boyunca, nüfuz alanlarının çakışmasından dolayı rekabetçi bir durumun söz konusu olduğunu aktardı.
Doç. Dr. Ağır, Orta Asya, Kafkasya ve diğer bölgelerde yaşanan rekabetin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini engellediğini belirtti.
'Suriye krizi, Türkiye-Rusya ilişkilerinde farklı bir dönem açtı'
Suriye krizinin ise Türkiye-Rusya ilişkilerinde farklı bir dönem açtığını ifade eden Ağır, iki ülkenin bölgesel bir kriz sebebiyle hem çatışmanın eşiğinde olduklarını, hem de iş birliği imkanlarına kavuştuklarını vurguladı.
Suriye'de yaşanan krize Türkiye ve Rusya'nın dhil olma sebeplerinden de söz eden Ağır, 'Rusya açısından bakacak olursak, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bölgede etki alanlarını sınırlandırmak, ilerde kendisine rakip olabilecek bölgesel güçlerin oluşmasını engellemek, iç politikada güç kazanmak, silah sanayisini tanıtmak ve ticaretini arttırmak ve tarihsel bir hedef olarak Akdeniz'de güç kazanmak isteniyor. Türkiye'nin nedenlerine baktığımız zaman ise sınır güvenliği, mülteci hakları, topraklarına yönelik füze saldırıları, terör örgütleri faktörü ve bölgesel güç kazanımı isteniyor' dedi.
Türkiye ve Rusya'nın, Suriye krizine dhil olma nedenleri incelendiğinde Rusya'nın küresel politik hedeflerinin bulunduğunu, Türkiye için ise Suriye krizinin bir varoluş meselesi olduğunu ifade etti.
Türkiye-Rusya ilişkilerindeki esas sorunun ilişkilerin belirli bir sistematiğe dayanmaması olduğunu belirten Ağır, iki ülke için ortak bir vizyonun oluşturulması gerektiğini ifade ederek sözlerini tamamladı.
İnönü Üniversitesi'nde, Türkiye-Rusya İlişkileri konulu çevrim içi seminer düzenlendi. Türkiye-Rusya İlişkileri konulu çevrim içi seminerinde konuşan İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Ağır, Türk-Rus ilişkilerinin tarih boyunca, nüfuz alanlarının çakışmasından dolayı rekabetçi bir durumun söz konusu olduğunu aktardı.
Doç. Dr. Ağır, Orta Asya, Kafkasya ve diğer bölgelerde yaşanan rekabetin iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimini engellediğini belirtti.
'Suriye krizi, Türkiye-Rusya ilişkilerinde farklı bir dönem açtı'
Suriye krizinin ise Türkiye-Rusya ilişkilerinde farklı bir dönem açtığını ifade eden Ağır, iki ülkenin bölgesel bir kriz sebebiyle hem çatışmanın eşiğinde olduklarını, hem de iş birliği imkanlarına kavuştuklarını vurguladı.
Suriye'de yaşanan krize Türkiye ve Rusya'nın dhil olma sebeplerinden de söz eden Ağır, 'Rusya açısından bakacak olursak, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) bölgede etki alanlarını sınırlandırmak, ilerde kendisine rakip olabilecek bölgesel güçlerin oluşmasını engellemek, iç politikada güç kazanmak, silah sanayisini tanıtmak ve ticaretini arttırmak ve tarihsel bir hedef olarak Akdeniz'de güç kazanmak isteniyor. Türkiye'nin nedenlerine baktığımız zaman ise sınır güvenliği, mülteci hakları, topraklarına yönelik füze saldırıları, terör örgütleri faktörü ve bölgesel güç kazanımı isteniyor' dedi.
Türkiye ve Rusya'nın, Suriye krizine dhil olma nedenleri incelendiğinde Rusya'nın küresel politik hedeflerinin bulunduğunu, Türkiye için ise Suriye krizinin bir varoluş meselesi olduğunu ifade etti.
Türkiye-Rusya ilişkilerindeki esas sorunun ilişkilerin belirli bir sistematiğe dayanmaması olduğunu belirten Ağır, iki ülke için ortak bir vizyonun oluşturulması gerektiğini ifade ederek sözlerini tamamladı.