Depremden geriye kalan acı hikaye
Elazığ'da 24 Ocak'ta meydana gelen depremde enkaz altında kalarak hayatını kaybeden babanın, deprem sırasında pencereye doğru fırlattığı 13 yaşındaki oğlu yaralı kurtuldu, annesinin de sağ kurtarılmasında önemli rol oynadı.
Elazığ'da 24 Ocak'ta meydana gelen depremde enkaz altında kalarak hayatını kaybeden babanın, deprem sırasında pencereye doğru fırlattığı 13 yaşındaki oğlu yaralı kurtuldu, annesinin de sağ kurtarılmasında önemli rol oynadı.
24 Ocak'ta meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremden en çok hasarı gören yerlerden biri de Sivrice ilçesine bağlı Çevrimtaş Köyü oldu. Deprem sonrası evlerin neredeyse tamamının yıkıldığı köyde enkaz altında kalan 52 yaşındaki 5 çocuk babası Ramazan Ertaş hayatını kaybetti. O anda baba Ertaş'ın pencereye doğru attığı 13 yaşındaki oğlu Emirhan, enkaz altında konuştuğu annesi Tülay'ın yönlendirmesiyle kendi imkanlarıyla kurtulmayı başardı. Kaburgasında kırık olan Emirhan, annesinin sağ kurtarılmasında da önemli rol oynadı.
'Babam kolumdan tutup cama doğru attı'
Deprem anında kurtulamayacaklarını düşündüğünü ancak annesinin verdiği destek ve umutla kendi imkanlarıyla dışarı çıktığını belirten 13 yaşındaki Emirhan Ertaş, 'Deprem anında babam kolumdan tutup cama doğru attı. O sırada da cenin pozisyonuna gelip duvarı tuttum. Ondan sonra zaten büyük bir gürültü oldu. Taş ve tahtalar üstüme düşünce o sıra bayılmış gibi oldum. Gözümü açtığımda yerin altında olduğumuzu fark ettim. O sırada babam anneme sesleniyor ve annem de onu duyamamış. Babam bana 'Emirhan' diye seslendi, ben de 'baba iyi misin' dedim ama cevap vermedi. Ben de dışarı çıkmaya çalıştım. O ara annem de 'çıkmaya çalış' diyordu. Ben de 'anne öleceğiz, hakkını helal et' diyordum. Annem de 'çıkmaya çalış' diyerek umut veriyordu. Annem hemen ayağımın altındaydı ve ben de sağlam bir taş buldum ve taştan destek alarak yukarı çıktım. Elimin üstüne bir yastık düşmüştü, onu ittim ve bir elimi dışarı çıkardım. 'Bismillah' diyerek yukarı yani dışarıya çıktım' dedi.
Kırık kaburgasıyla annesinin kurtarılmasına yardım etti
Kaburgasında kırık olmasına rağmen annesini kurtarmaya çalıştığını dile getiren Ertaş, 'Dışarıda komşularımız bizlere ışık tutuyordu. Onlardan ışığı aldım ve çıktığım delikten anneme doğru tuttum. Annemin de yüzü tamamen toz olmuştu. Bana, 'yardım çağır' diyordu. O sırada da Ahmet adında bir komşumuzun oğlu yardıma geldi ve ben de kürek almaya gittim. Küçük bir kürek getirdim ama benim kaburgamda büyük bir ağrı vardı ve kırık varmış. O ağrı ile iki üç kere annemi kontrol ettim. Daha sonrasında da beni bir arabaya alıp üzerime battaniye serdiler. Yaklaşık 4 saat arabada bekledim ve o sırada da annemi çıkarıp hastaneye göndermişler. Hastaneye gittik ama olay yerinde babamın vefat ettiğini anlamıştım' diye konuştu.
Eşinin son sözü, 'Tülay öldüm, ölüyorum' oldu
Olay anını anlatan eşi ile son konuşmalarına da değinen Anne Tülay Ertaş, 'Divandan cama doğru yöneldim ama karanlık olduğu için hatırlamıyorum. Adım atar atmaz sanki kıyamet koptu. Kendimize geldiğimizde 'Emirhan' dedim, Emirhan da 'Eyy Anne' dedi. ' İyi misin' dedim, 'Anne ölüyoruz, öleceğiz' dedi. Ben de öyle deme dedim. O bizden üstteydi ve ona çıkıp çıkamayacağını söyledim. Sonra 'besmele' ve 'tekbir' getirerek yukarı doğru çıktı. Çıktıktan sonra yardım çağır dedim ve o anda kim var kim yok anımsayamıyorum. Ondan sonra orayı eştiler ve kurtardılar. Toprağı eştikten sonra baktım ki yumuşaklık var. Karanlık olduğu için hiçbir şeye göremiyordum yukarıdan bana ışık tuttukları için etrafımı görebiliyordum. Elimle üzerimdeki toprağı temizlerken eşimin bir ayağı benim bacağımın altında bir ayağı da üstümde. O anda zaten dünyam başıma yıkıldı. Eşimin ayağını tuttum bayılmıştır diye, 'Ramazan, Ramazan' diye seslendim. Ayağına vurdum ve bir tepki vermedi. Ben ona seslendiğimde sadece iki kelime söyledi. 'Ramazan iyi misin' dedim, 'Yok Tülay öldüm' dedi. 'Ben öldüm, ölüyorum' o kadarcık bir kelime. O sıra eşimin ayağını kucakladım. Ancak yardıma gelenler sakin ol bayılmıştır, gelip kurtaracaklar deyip umut verdiler' ifadelerini kullandı.
'Kocam öldü demiyorum, şehit oldu'
Eşinin deprem anından elinden tuttuğunu ve o anda elinden kayıp gittiğini dile getiren Tülay Ertaş, 'Beni dışarı çıkardıktan sonra eşimi de çıkarmışlar. Beni ambulansa alıp götürdüler. O sırada diğer oğlum Mehmet de yanımdaydı. Eşimin durumunun nasıl olduğunu sorduğumda ise damar yolunun açıldığı, kalp masajıyla hayata döndüğünü söyledi, umutlandım. Hastaneye vardığımızda da bana gelen haberler de eşimin sağ olduğu yönündeydi. Çocuklarımın babası sağ diye umutlandım. Bekle bekle haber yok. O an haber geldi. Deprem anında çocuklarım aklıma geldi. Bende ölseydim 5 çocuğum hem öksüz hem de yetim kalacaktı. Demek ki Rabbim, benim ve eşimin kaderini böyle yazmış. Ben kocam öldü demiyorum, şehit oldu. Eşimi ve çocuklarımı bir kefeye koyamıyorum, hepsi de benim canım ciğerim. Ben eşimi çok seven bir insandım' diyerek yaşadıkları depremi anlattı.
'Köyle beraber bizde yıkıldık'
Depremden sonra annesi ile kardeşinin bir hafta hastanede yattığını aktaran ağabey Aykut Ertaş ise, 'Çok şükür, Emirhan'ın durumu şu an daha iyi. Annemi de hastaneye günlük götürüp getiriyoruz. Travmaya bağlı beyin damarlarında yırtık tespit ettiler. Denge ve görme problemi var. Evlatlarından biri olmadan yürüyemiyor. En büyük yıkım fay hattı üzerinde olan bizim köyde oldu. Köyle beraber biz de yıkıldık. Babam gençti, onu kaybettik. Ardında 5 tane yetim bıraktı' şeklinde konuştu.
24 Ocak'ta meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremden en çok hasarı gören yerlerden biri de Sivrice ilçesine bağlı Çevrimtaş Köyü oldu. Deprem sonrası evlerin neredeyse tamamının yıkıldığı köyde enkaz altında kalan 52 yaşındaki 5 çocuk babası Ramazan Ertaş hayatını kaybetti. O anda baba Ertaş'ın pencereye doğru attığı 13 yaşındaki oğlu Emirhan, enkaz altında konuştuğu annesi Tülay'ın yönlendirmesiyle kendi imkanlarıyla kurtulmayı başardı. Kaburgasında kırık olan Emirhan, annesinin sağ kurtarılmasında da önemli rol oynadı.
'Babam kolumdan tutup cama doğru attı'
Deprem anında kurtulamayacaklarını düşündüğünü ancak annesinin verdiği destek ve umutla kendi imkanlarıyla dışarı çıktığını belirten 13 yaşındaki Emirhan Ertaş, 'Deprem anında babam kolumdan tutup cama doğru attı. O sırada da cenin pozisyonuna gelip duvarı tuttum. Ondan sonra zaten büyük bir gürültü oldu. Taş ve tahtalar üstüme düşünce o sıra bayılmış gibi oldum. Gözümü açtığımda yerin altında olduğumuzu fark ettim. O sırada babam anneme sesleniyor ve annem de onu duyamamış. Babam bana 'Emirhan' diye seslendi, ben de 'baba iyi misin' dedim ama cevap vermedi. Ben de dışarı çıkmaya çalıştım. O ara annem de 'çıkmaya çalış' diyordu. Ben de 'anne öleceğiz, hakkını helal et' diyordum. Annem de 'çıkmaya çalış' diyerek umut veriyordu. Annem hemen ayağımın altındaydı ve ben de sağlam bir taş buldum ve taştan destek alarak yukarı çıktım. Elimin üstüne bir yastık düşmüştü, onu ittim ve bir elimi dışarı çıkardım. 'Bismillah' diyerek yukarı yani dışarıya çıktım' dedi.
Kırık kaburgasıyla annesinin kurtarılmasına yardım etti
Kaburgasında kırık olmasına rağmen annesini kurtarmaya çalıştığını dile getiren Ertaş, 'Dışarıda komşularımız bizlere ışık tutuyordu. Onlardan ışığı aldım ve çıktığım delikten anneme doğru tuttum. Annemin de yüzü tamamen toz olmuştu. Bana, 'yardım çağır' diyordu. O sırada da Ahmet adında bir komşumuzun oğlu yardıma geldi ve ben de kürek almaya gittim. Küçük bir kürek getirdim ama benim kaburgamda büyük bir ağrı vardı ve kırık varmış. O ağrı ile iki üç kere annemi kontrol ettim. Daha sonrasında da beni bir arabaya alıp üzerime battaniye serdiler. Yaklaşık 4 saat arabada bekledim ve o sırada da annemi çıkarıp hastaneye göndermişler. Hastaneye gittik ama olay yerinde babamın vefat ettiğini anlamıştım' diye konuştu.
Eşinin son sözü, 'Tülay öldüm, ölüyorum' oldu
Olay anını anlatan eşi ile son konuşmalarına da değinen Anne Tülay Ertaş, 'Divandan cama doğru yöneldim ama karanlık olduğu için hatırlamıyorum. Adım atar atmaz sanki kıyamet koptu. Kendimize geldiğimizde 'Emirhan' dedim, Emirhan da 'Eyy Anne' dedi. ' İyi misin' dedim, 'Anne ölüyoruz, öleceğiz' dedi. Ben de öyle deme dedim. O bizden üstteydi ve ona çıkıp çıkamayacağını söyledim. Sonra 'besmele' ve 'tekbir' getirerek yukarı doğru çıktı. Çıktıktan sonra yardım çağır dedim ve o anda kim var kim yok anımsayamıyorum. Ondan sonra orayı eştiler ve kurtardılar. Toprağı eştikten sonra baktım ki yumuşaklık var. Karanlık olduğu için hiçbir şeye göremiyordum yukarıdan bana ışık tuttukları için etrafımı görebiliyordum. Elimle üzerimdeki toprağı temizlerken eşimin bir ayağı benim bacağımın altında bir ayağı da üstümde. O anda zaten dünyam başıma yıkıldı. Eşimin ayağını tuttum bayılmıştır diye, 'Ramazan, Ramazan' diye seslendim. Ayağına vurdum ve bir tepki vermedi. Ben ona seslendiğimde sadece iki kelime söyledi. 'Ramazan iyi misin' dedim, 'Yok Tülay öldüm' dedi. 'Ben öldüm, ölüyorum' o kadarcık bir kelime. O sıra eşimin ayağını kucakladım. Ancak yardıma gelenler sakin ol bayılmıştır, gelip kurtaracaklar deyip umut verdiler' ifadelerini kullandı.
'Kocam öldü demiyorum, şehit oldu'
Eşinin deprem anından elinden tuttuğunu ve o anda elinden kayıp gittiğini dile getiren Tülay Ertaş, 'Beni dışarı çıkardıktan sonra eşimi de çıkarmışlar. Beni ambulansa alıp götürdüler. O sırada diğer oğlum Mehmet de yanımdaydı. Eşimin durumunun nasıl olduğunu sorduğumda ise damar yolunun açıldığı, kalp masajıyla hayata döndüğünü söyledi, umutlandım. Hastaneye vardığımızda da bana gelen haberler de eşimin sağ olduğu yönündeydi. Çocuklarımın babası sağ diye umutlandım. Bekle bekle haber yok. O an haber geldi. Deprem anında çocuklarım aklıma geldi. Bende ölseydim 5 çocuğum hem öksüz hem de yetim kalacaktı. Demek ki Rabbim, benim ve eşimin kaderini böyle yazmış. Ben kocam öldü demiyorum, şehit oldu. Eşimi ve çocuklarımı bir kefeye koyamıyorum, hepsi de benim canım ciğerim. Ben eşimi çok seven bir insandım' diyerek yaşadıkları depremi anlattı.
'Köyle beraber bizde yıkıldık'
Depremden sonra annesi ile kardeşinin bir hafta hastanede yattığını aktaran ağabey Aykut Ertaş ise, 'Çok şükür, Emirhan'ın durumu şu an daha iyi. Annemi de hastaneye günlük götürüp getiriyoruz. Travmaya bağlı beyin damarlarında yırtık tespit ettiler. Denge ve görme problemi var. Evlatlarından biri olmadan yürüyemiyor. En büyük yıkım fay hattı üzerinde olan bizim köyde oldu. Köyle beraber biz de yıkıldık. Babam gençti, onu kaybettik. Ardında 5 tane yetim bıraktı' şeklinde konuştu.