Bir Yaş Günü Hikayesinden Yüreklere Dokunan Etkinlik

Öğretmen Olmak, Sadece Derse Girmek Değil…' diyen, nefsin ötesinde yüreklere dokunarak, hayata anlam katan öğretmen olmak denir ya…

“30 Yaş Hikâyem” diyerek, yüreklere dokunduğu süreci şiir tadında anlatan Berçem BEYAZ öğretmenim, “İyi ki varsınız” diyoruz.

Değerli öğretmenimizin anlattıkları, Batman/Gercüş'te dokunduğu yürekler, yarınları inşa edecek…

Berçem BEYAZ öğretmenimizin anlatımıyla;
30. YAŞ HİKAYEM

Bir fikir ile çıktım yola…
Bugün benim doğum günüm. Biliyorum eş, dost, akraba bütün sevenlerim her yıl olduğu gibi bu yıl da hediyeleriyle, mesajlarıyla, kocaman gülümsemeleriyle, kucaklamalarıyla sarıp sarmalayacak beni.

Sevmek, sevilmek ve bunu hissetmek şahane bir duygu. Ancak en az onun kadar şahane olan bir duygu var ki…
Sevindirmek…

Öğretmen olduğumda bunun güzelliğini fark ettim. Hem de görev yaptığım okula ilk gittiğim gün. Sınıfa girip o pırlanta gibi çocukların gözlerinin içine baktığım gün.

O gün bu gündür inandığım tek şey çocukların her bir an mutlu olması gerektiğidir. Bunun yanında eğitimin bir parçası olarak sürekli okumaları gerektiği…

Çünkü biliyorum; bir çocuk okuduğu ölçüde başka bucaklara yelken açar, okuduğu ölçüde düşünceleri deryalara dönüşür, sorgular, kendisini ve çevresini anlamlandırır, zihninde oluşan düşünceleri toparlayıp ifade etme becerisi gelişir, kendini ifade ettikçe özgürleşir, mutlu olur…

Asla yazarak bitiremeyeceğim bir zenginlik okumak…
Ve ben en çok çocukların okumasını istediğimi fark ettim. Özellikle küçük köy okullarında eğitim gören çocukların okumasını, onların kitaplarının olmasını, okullarına ait birer kütüphanelerinin olmasını…
Bir çocuğun okuyacağını bilmek benim için en büyük hediye olurdu.

Böylece bir fikir ile çıktım yola,
Ailemden, çevremdekilerden, bütün sevenlerimden doğum günümde pasta, hediye vs. değil ilkokul seviyesinde bir kitap seti almalarını istedim. İçinde beş ya da on kitap bulunan bir set. Bu kitaplarla da küçük, şirin bir köy okuluna rahatlıkla bir kütüphane yapabilirim diye düşündüm. En azından bir okuldaki çocuklara yıllarca yetecek kadar okuma fırsatı sunabilirim, yüreklerine belki de geleceklerine ufacık da olsa dokunabilirim.

Daha sonra yanımda olmayan ama beni uzaktan da destekleyeceğinden emin olduğum arkadaşlarım için bir de sosyal medya platformlarından paylaşım yaptım.

Sonrası mı?
Sonrası heyecan, duygu selleri, koşturmacalar, mutluluklar, daha çok arkadaşımın, daha çok akrabam ve hatta tanımadığım bir sürü insanın destekleri…

Paylaşımı yaptıktan sonra hemen kitaplar gelmeye başladı. Kimi beni yakalayıp elden teslim etti. Kimi anında sipariş verip kargoladı. Kimi eşinden, dostundan toplayıp yanıma getirdi. En son alışveriş arabasıyla eve kitap taşırken buldum kendimi. Bunun yanında bir de dünyalar güzeli mesajlar, iyi dilekler, duygu dolu yazılar, gelen kitaplar için teşekkür yazılarını yaşlı gözlerle yazmalar. Üstüne kitaplara bakıp bakıp kendi kendine gülümsemeler, evin içinde ağzı kulaklarında öylece dolaşmalar…

O kadar şahane bir süreç başlatmışım ki bunu heyecandan yerimde duramadığım zaman anladım. Kendi öğrencilerim bile bana her gün kütüphanelerin durumunu sorduğunda anladım. Öğrencilerimin ( aslında her şeyi benden ilk onlar duydukları için ilk onlar dahil olurlar) sınıfa ellerinde kitaplarla gelmesiyle anladım.

Başta ailem, arkadaşlarım, görev yaptığım okulumdaki öğretmenlerim, öğrencilerim, velilerim, Batman'ın değerli ekibi Bir Kalp Bin Umut Derneği katkılarıyla yüzlerce kitabımız oldu. Değerli bir tanıdığımız okullarımız için çok güzel kitaplıklar yaptı. Bu kitaplıkları okullarımıza nasıl ulaştıracağız derken İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz nakliye aracını gönderdi. Hep birlikte köy okullarımız için seferber olduk ve görevimizi tamamladık.

İşin en güzel taraflarından biri de buydu, bu birliktelik…
Birlik olmanın bize ne kadar güzel yollar oluşturabileceğini bir kez daha gördüm ve içim bir kez daha umutla doldu.
Sonuç olarak ben bir köy okuluna kendi çapımda ufak bir kütüphane yapabilirim derken yüreği güzel birçok kişinin de dahil olmasıyla üç köy okuluna kütüphane yapmaya yetecek kadar kitabımız oldu.

Evet bugün doğum günüm. Hedeflediğim üç kütüphaneden iki tanesini bugün tamamladım.

Aynı gün üçüncüsünü yetiştirmek zor olacağından onun için de ileri bir tarihte kütüphanemizi oluşturmak üzere kitaplarımızı saklı tutuyorum. Üstelik yeni kitaplarımız da gelmeye devam ediyor. Önümüzdeki haftalarda ilk fırsatta üçüncü kütüphanemizi de yapabilmeyi diliyorum.

Bu günden bana kalan bolca gülümseme, minik kolların bolca sarılmaları, alkışlarla doğum günü kutlamaları, kitap aşkıyla dolu çocukların yüreklerindeki heyecan, kitapları gördükleri ve onları raflara birlikte dizdiğimiz andaki mutlulukları…

Ben sevdiklerimin hediyelerinden vazgeçmedim, sadece o hediyeleri çok değerli bir amaca dönüştürdüm; çocuklarımızın geleceklerine hizmet etme amacına…

Her şey çocuklar için…
Her şey önce onların ve onlarla birlikte hepimizin geleceği için…” Diyor.
Bu güzel etkinliğin paylaşılması, diğer illerde, diğeröğretmenlerimize model olması amacıyla paylaşmanın vazife olduğu inancındayız.

Harput Sancak Haber ailesi adına binlerce teşekkür ediyor, “İyi ki varsınız” diyoruz.

“30 Yaş Hikâyem” diyerek, yüreklere dokunduğu süreci şiir tadında anlatan Berçem BEYAZ öğretmenim, “İyi ki varsınız” diyoruz.

Değerli öğretmenimizin anlattıkları, Batman/Gercüş'te dokunduğu yürekler, yarınları inşa edecek…

Berçem BEYAZ öğretmenimizin anlatımıyla;
30. YAŞ HİKAYEM

Bir fikir ile çıktım yola…
Bugün benim doğum günüm. Biliyorum eş, dost, akraba bütün sevenlerim her yıl olduğu gibi bu yıl da hediyeleriyle, mesajlarıyla, kocaman gülümsemeleriyle, kucaklamalarıyla sarıp sarmalayacak beni.

Sevmek, sevilmek ve bunu hissetmek şahane bir duygu. Ancak en az onun kadar şahane olan bir duygu var ki…
Sevindirmek…

Öğretmen olduğumda bunun güzelliğini fark ettim. Hem de görev yaptığım okula ilk gittiğim gün. Sınıfa girip o pırlanta gibi çocukların gözlerinin içine baktığım gün.

O gün bu gündür inandığım tek şey çocukların her bir an mutlu olması gerektiğidir. Bunun yanında eğitimin bir parçası olarak sürekli okumaları gerektiği…

Çünkü biliyorum; bir çocuk okuduğu ölçüde başka bucaklara yelken açar, okuduğu ölçüde düşünceleri deryalara dönüşür, sorgular, kendisini ve çevresini anlamlandırır, zihninde oluşan düşünceleri toparlayıp ifade etme becerisi gelişir, kendini ifade ettikçe özgürleşir, mutlu olur…

Asla yazarak bitiremeyeceğim bir zenginlik okumak…
Ve ben en çok çocukların okumasını istediğimi fark ettim. Özellikle küçük köy okullarında eğitim gören çocukların okumasını, onların kitaplarının olmasını, okullarına ait birer kütüphanelerinin olmasını…
Bir çocuğun okuyacağını bilmek benim için en büyük hediye olurdu.

Böylece bir fikir ile çıktım yola,
Ailemden, çevremdekilerden, bütün sevenlerimden doğum günümde pasta, hediye vs. değil ilkokul seviyesinde bir kitap seti almalarını istedim. İçinde beş ya da on kitap bulunan bir set. Bu kitaplarla da küçük, şirin bir köy okuluna rahatlıkla bir kütüphane yapabilirim diye düşündüm. En azından bir okuldaki çocuklara yıllarca yetecek kadar okuma fırsatı sunabilirim, yüreklerine belki de geleceklerine ufacık da olsa dokunabilirim.

Daha sonra yanımda olmayan ama beni uzaktan da destekleyeceğinden emin olduğum arkadaşlarım için bir de sosyal medya platformlarından paylaşım yaptım.

Sonrası mı?
Sonrası heyecan, duygu selleri, koşturmacalar, mutluluklar, daha çok arkadaşımın, daha çok akrabam ve hatta tanımadığım bir sürü insanın destekleri…

Paylaşımı yaptıktan sonra hemen kitaplar gelmeye başladı. Kimi beni yakalayıp elden teslim etti. Kimi anında sipariş verip kargoladı. Kimi eşinden, dostundan toplayıp yanıma getirdi. En son alışveriş arabasıyla eve kitap taşırken buldum kendimi. Bunun yanında bir de dünyalar güzeli mesajlar, iyi dilekler, duygu dolu yazılar, gelen kitaplar için teşekkür yazılarını yaşlı gözlerle yazmalar. Üstüne kitaplara bakıp bakıp kendi kendine gülümsemeler, evin içinde ağzı kulaklarında öylece dolaşmalar…

O kadar şahane bir süreç başlatmışım ki bunu heyecandan yerimde duramadığım zaman anladım. Kendi öğrencilerim bile bana her gün kütüphanelerin durumunu sorduğunda anladım. Öğrencilerimin ( aslında her şeyi benden ilk onlar duydukları için ilk onlar dahil olurlar) sınıfa ellerinde kitaplarla gelmesiyle anladım.

Başta ailem, arkadaşlarım, görev yaptığım okulumdaki öğretmenlerim, öğrencilerim, velilerim, Batman'ın değerli ekibi Bir Kalp Bin Umut Derneği katkılarıyla yüzlerce kitabımız oldu. Değerli bir tanıdığımız okullarımız için çok güzel kitaplıklar yaptı. Bu kitaplıkları okullarımıza nasıl ulaştıracağız derken İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz nakliye aracını gönderdi. Hep birlikte köy okullarımız için seferber olduk ve görevimizi tamamladık.

İşin en güzel taraflarından biri de buydu, bu birliktelik…
Birlik olmanın bize ne kadar güzel yollar oluşturabileceğini bir kez daha gördüm ve içim bir kez daha umutla doldu.
Sonuç olarak ben bir köy okuluna kendi çapımda ufak bir kütüphane yapabilirim derken yüreği güzel birçok kişinin de dahil olmasıyla üç köy okuluna kütüphane yapmaya yetecek kadar kitabımız oldu.

Evet bugün doğum günüm. Hedeflediğim üç kütüphaneden iki tanesini bugün tamamladım.

Aynı gün üçüncüsünü yetiştirmek zor olacağından onun için de ileri bir tarihte kütüphanemizi oluşturmak üzere kitaplarımızı saklı tutuyorum. Üstelik yeni kitaplarımız da gelmeye devam ediyor. Önümüzdeki haftalarda ilk fırsatta üçüncü kütüphanemizi de yapabilmeyi diliyorum.

Bu günden bana kalan bolca gülümseme, minik kolların bolca sarılmaları, alkışlarla doğum günü kutlamaları, kitap aşkıyla dolu çocukların yüreklerindeki heyecan, kitapları gördükleri ve onları raflara birlikte dizdiğimiz andaki mutlulukları…

Ben sevdiklerimin hediyelerinden vazgeçmedim, sadece o hediyeleri çok değerli bir amaca dönüştürdüm; çocuklarımızın geleceklerine hizmet etme amacına…

Her şey çocuklar için…
Her şey önce onların ve onlarla birlikte hepimizin geleceği için…” Diyor.
Bu güzel etkinliğin paylaşılması, diğer illerde, diğeröğretmenlerimize model olması amacıyla paylaşmanın vazife olduğu inancındayız.

Harput Sancak Haber ailesi adına binlerce teşekkür ediyor, “İyi ki varsınız” diyoruz.

Bakmadan Geçme