Başkan Gök'ün 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Mesajı
Milliyetçi Hareket Partisi Malatya İl Başkanı Gökhan Gök, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü sebebiyle bir mesaj yayınladı.
Milliyetçi Hareket Partisi Malatya İl Başkanı Gökhan Gök, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü sebebiyle bir mesaj yayınladı.
Başkan Gök Yayınladığı mesajda; “Çanakkale Zaferi, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda milli bir uyanışın ve birlik ruhunun da simgesidir. O gün, atalarımızın gösterdiği vatanseverlik, cesaret ve fedakarlık, bugün bizlere ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Çanakkale, milletimizin birlik ve beraberlik içinde hareket ettiği zaman ne kadar güçlü olduğunun en büyük kanıtıdır.” diyen Başkan Gök'ün mesajının devamı şöyle;
BU ŞANLI ZAFERİ FEDAKAR ATALARIMIZA BORÇLUYUZ
“ Bu sene 109. Yıldönümünü kutladığımız Çanakkale Zaferi, Türk Milleti'nin tüm dünya tarihine adını altın harflerle yazdığı gündür. Tarihi yeniden yazan Türkler, emsali görülmemiş bir destan ile yapılmış ve tasarlanmış tüm hain planları yerle yeksan ettiler. Yersiz kaldılar, öksüz kaldılar, katıksız kaldılar ama vatansız kalmadılar. ‘Vatan' kelimesi en derin ve kesif anlamını bu zaferle birlikte kazandı.
Çanakkale Zaferi, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda milli bir uyanışın ve birlik ruhunun da simgesidir. O gün, atalarımızın gösterdiği vatanseverlik, cesaret ve fedakarlık, bugün bizlere ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Çanakkale, milletimizin birlik ve beraberlik içinde hareket ettiği zaman ne kadar güçlü olduğunun en büyük kanıtıdır.
Bizler bu vatanı, tek bir neferi bile dönmeyen 57. Kolorduya borçluyuz, savaşa koşan ve geri dönemeyen tıbbiye ve muallim mekteplerinin ulvi kişiliklerine borçluyuz. Çocuklarını sırtına alıp cepheye su taşıyan ve ekmek pişiren analara borçluyuz. Bir gecede koca bir delikanlıya dönen 15'lilere borçluyuz. İyileşecek hastalar için iğneleri ve ilaçları idareli kullanmak kanaatiyle kendi öz evladından ilacı esirgeyen ve onun şehadetine şahitlik eden Doktor Tarık Nusret'lere borçluyuz. Erkek kılığında cepheye koşan ve defalarca yaralanan genç kızlarımıza, tek başına koca köyü müdafaa eden ve onlarca işgalciyi tek başına yok eden yeni gelinlerimize; son torba ununu, son katığını, son örgüsünü askerlere gönderen yaşlı ninelerimize borçluyuz. Arkasında kendisinden başka kimsesi olmayan anasını, hanımını, kızlarını bırakıp da cepheye koşan yiğit adamlara; tüyü bitmemiş koca yürekli delikanlılarımıza borçluyuz.
Bu kadar borcu olan bir toplumun atalarını ve atalarının bu şanlı zaferini unutması mümkün
müdür? Elbette değildir. Milliyetçi ve Ülkücü her birey aslında bu yolun bir neferidir. Bizler; atalarımıza yakışan bir nesil olmak için, adlarını her daim haykırmak için varız; var olmaya da devam edeceğiz. Hiç kimse ve hiç bir şey bizi yolumuzdan bir an olsun ayırmaya muktedir olamaz. Damarlarımızda akan kan, muzaffer bir milletin kanıdır ve ona layık olmak her Türk vatandaşının birinci vazifesi olmalıdır.
Böylesi bir zaferle Yüce Türk Milleti'ni şereflendiren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının; Seyit Onbaşı'nın, Kara Fatma'nın, Bigalı Mehmet Çavuş'un, Nezahat Onbaşı'nın, Üsteğmen Hasan'ın ve adını saymakla bitiremeyeceğimiz nice şehidimizin ruhları şad olsun. Bu zafere canıyla can vermiş 57 bin askerimize ve bu sayının içinde zikrettiğimiz 177 Malatyalı Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum. Çanakkale Zaferimizin 109. Yıldönümü kutlu olsun.”