Ağbaba: Türkiye Günlerdir Zam Festivali Yaşıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Malatya'da gerçekleştirdiği basın toplantısında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP Malatya İl Başkanlığında gerçekleştirdiği basın toplantısında Ağbaba, akaryakıt zamları başta olmak üzere hayat pahalılığına değindi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doktorlara ilişkin açıklamasına sert tepki gösterdi.

“Havuz medyası stokçuları yazıyor. Stokçuların cezalandırılacağı söyleniyor. Dün Cumhurbaşkanı kadın muhtarları muhbir olmaya davet etti. Sanki zamların sebebi stokçuluk gibi gösteriliyor. Bunu geçmişte çok yaptı. 2018 seçimlerine giderken patlıcan, soğan, domatesi hedef göstermişti. Sebep ne stokçuluk, ne patlıcan, domates, sebep kötü ekonomi yönetimidir. Elektriğe yüzde 127 zam yaparsan dolar üç katına çıkarsa, akaryakıt fiyatları sonbahardan bugüne üç kat artmışsa bunun sebebi senin kötü yönetimindir. Sebep sulama suyundaki elektrik fiyatlarının, gübrenin, yem fiyatlarının artmasıdır. Maydanoz 5 TL olmuş, fiyatı artmayan ürün yok, stok diyorsun. Akaryakıt bayileri mi stok yapıyor? Yakında bayileri de hedef gösterirse şaşırmayın. Ya da bu fiyat artışlarını ‘Bay Kemal’ yapıyor derse şaşırmayın.”

TÜRKİYE GÜNLERDİR ZAM FESTİVALİ YAŞIYOR

“Erdoğan yakın zamana kadar kuyrukları örnek veriyordu. O zaman savaş ortamında ambargo sürecinde para vardı, mal yoktu; şimdi mal var, para yok. Müthiş Ekonomist ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyordu. Üç aydır faizi sabitlediler. Enflasyon yüzde 19’dan yüzde 54’e çıktı. Allah’ın sopası yok, sürekli CHP’yi suçlayanlar ilk kez bu dönemde bayat ekmek kuyrukları, ayçiçek yağı kuyruklarını bu ülkeye yaşattılar. Önümüzdeki aylarda durum daha da kötüleşecek. Enflasyonun artacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok. Türkiye günlerdir zam festivali yaşıyor. Benzine bir haftada 4 TL, motorine 6,5 TL zam geldi. Geçen yıl mazotun fiyatı 6,66 TL’ydi, şimdi sadece bir haftada gelen zam geçen yılın fiyatını geçmiş durumda. Akaryakıta üst üste 8 defa zam gelmiş. Benzine Perşembe gününden itibaren geçerli olmak üzere 2,25 TL, 79 kuruş zam geleceği söyleniyor. Ay sonuna kadar benzinin 30 lira bandına geleceği söyleniyor. Bu gidişle 40 lira da olur, 50 lira da. Bir kişi ‘olmaz’ diyebilir mi, diyemez. Yakında ‘Kur Korumalı Akaryakıt Sistemi’ne’ geçersek şaşırmayın.”

CHP İÇİN NE DEDİLERSE AYNILARINI KATBEKAT YAPTILAR

“Vatandaşın günlük rutini değişti: Sabah ekmek kuyruğu, öğlen yağ kuyruğu, akşam akaryakıt kuyruğu var. Ne diyorlardı: ‘CeHaPe dönemi kuyruklar vardı’. CHP için ne dedilerse aynılarını kat ve kat yaptılar. O dönem 2. Dünya Savaşı’nın etkileri sürüyordu. Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle ambargo vardı. O zamanki kuyruklar mal kıtlığı yüzünden oldu. Şimdiki kuyruklar fiyat pahalılığı yüzünden oluyor. Son zamlardan ardından 60 litrelik depodaki vergi payı 342 TL’ye çıktı. Devletin ÖTV ve KDV’den feragat ederek tüketicinin yükünü azaltması gerekiyor.”

ERDOĞAN, DOKTORLARI RAVZA KAVAKÇI’YLA KARIŞTIRMIŞ

DOKTORLAR YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR

“Erdoğan’ın okumuş kesime düşman. Dış politikada monşerler diyordu, rektörleri ve aydınları aşağılıyordu. Şimdi doktorları aşağılıyorlar. Ne diyor: ‘Doktorlar az para aldıkları için ayrılıyor, bu doktorları okutan bu devlet değil mi? Varsın gidiyorlarsa gitsinler, buralar boş kalmaz merak etmeyin’. Erdoğan “doktorları” karıştırmış herhalde. Büyük Doktor Ravza Kavakçı gibi her doktoru 2,1 milyon lirayla yurt dışına gitti sanıyor. Bu doktorlar bu memlekette yoksulluk sınırının altında maaş alıyor. 8 bin lira maaşla geçiniyorlar. Tıp fakültesini bu insanlar ilk 10 bine girerek kazanıyorlar. Tıp fakültelerinin hemen yanında artık Almanca kursları açıldı. Tedbir alacağına doktorları aşağılıyorlar. Gitmesi gereken biri varsa sensin. Bunların parasını sen vermedin. Bunlara öğrenim kredisi verdin, şimdi faizle alıyorsun. Doktorlar mecburi hizmet yaptı. Onlar borcunu ödedi. Onları millet okuttu. Gençlerin maalesef yüzde 70’i geleceğini yurt dışında arıyor. ‘Doktorlar geleceğini kendi doğdukları topraklarda neden kurmuyor’ diye soracağına ‘giderse gitsin’ diyor. Bir yanda üç beş maaş alan yandaş, 5’li çete, diğer yanda doktorlar…”

YENİ ŞAFAK KÖMÜRÜN, MAZOTUN, TÜPGAZIN TARİFİNİ DE VERSİN


 
“Türkiye gıda enflasyonunda dünyanın en yüksek ilk 4 ülkesinden biri. Lübnan yüzde 483’lük oranla ilk sırada yer alırken, onu yüzde 389’lük oranla Venezuela, yüzde 67,7’lik oranla Surinam sonra yüzde 64,47 biz geliyoruz. Şimdi suç stokçuların mı, enflasyonu bu hale getirenlerin mi? İnsanlar ekmek dışında bir gıda alamıyor. Yeni Şafak ise evde ayçiçek yağı yapma tarifi veriyor. Yeni Şafağın sayesinde artık her evde bir kimyager olacak. Yeni Şafak’tan ricamız bizlere bir an evvel fiyatı son bir yılda; yüzde 233 zamlanan Motorinin, yüzde 166’dan fazla zamlanan benzinin, yüzde 160 artan kömürün, yüzde 112 artan tüp gazın evde nasıl yapılacağına dair tarifi vermesini bekliyoruz.”

İSRAİL VE BAE’DE ÇARK EDEN AKP’YE SORUYORUM: ŞEREFSİZ KİM?

“Orta Doğu ve dünyanın lideri olduğunu söyleyen Erdoğan, bir Cuma Gazze’ye gideceğini söylemişti. Üzerinden 11 yıl geçti, 547 hafta geçti. Kendi 547 Cuma gidemedi ama İsrail Cumhurbaşkanı Herzog yarın buraya geliyor. Cuma’yı da Türkiye’de geçirecek. Türkiye dış politikasının geldiği nokta bu. İsrail’de bir gazete ‘Türkiye’nin politikasının değişmesinin nedeni ekonomi olabilir’ diyor. Geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail arasında İbrahim anlaşmaları yapıldı. Kudüs’ün İsrail’in olduğu onaylandı, bizimki önce bağırdı çağırdı. Şimdi dolar için Filistin’i de Gazze’yi de sattı. Şimdi Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’in dizinin dibine çökmüş durumda. İçişleri Bakanı ne diyordu ’15 Temmuz’u BAE finanse etti’. Şimdi BAE’nin eteğinin altına girmiş, dolar için barışmaya çalışıyorlar. Madem 257 şehidin kanında BAE vardı, şimdi söyleyin kim ‘şerefsiz’? Mısır’da da önce Rabia icat ettiler, şimdi Mısır’la barışmak için kedi gibi dönüyorlar. Yakında Sisi’yi de Türkiye’ye davet edip kırmızı halıyla karşılarlarsa şaşırmayın.”


 
ÖNLEM ALINMAZSA YAKINDA SERVİS ESNAFI KONTAK KAPATACAK


 
“Geçen hafta Erzurum, Bayburt, Gümüşhane ve Erzincan’a gittik. Bu hafta İl ve İlçe örgütlerimizle Malatya’da şoför esnafının sorunlarını dinledik. Özellikle taşımalı sistemde yolcu taşıyan minibüsler kontak kapattı. Artık çocukları okula gidemeyecek seviyeye geldi. Servis esnafı mazot 7 TL’yken ihaleye girmişler, şimdi mazot 23 TL. Milli Eğitim yüzde 10 zam vermiş. Bu insanların hepsi fakir fukara insanlar. Önlem alınmazsa yakında kontak kapatacaklar ve olan öğrencilere olacak. Halk otobüsleri de aynı problemi yaşıyor. Devlet halk otobüsleri üzerinden engellilere, polise, memura, engellilere ağalık yapıyor. Bu insanlar otobüslere ücretsiz binmeli ama devlet bu esnafa kendi bütçesinden yardım yapmalıdır. Devletin 1000 TL’lik yardımı yetersizdir. Devlet ağalığı esnaf üzerinden yapmamalıdır.”

FAKİR FUKARAYA ‘DAVA’ DEYİP MALI GÖTÜRÜYORLAR

“Türkiye kuyruklar ülkesi oldu. Bir de Maliye Bakanı var, gözlerinin içine bakarak Türkiye’yi yönetmeye çalışıyor. Aralık ayında ‘enflasyon yakında tek haneli olacak’ diyordu. Çok yakında 2023’e ertelerler. 2023’le ilgili Lozan anlaşması bitecekmiş gibi yalanlarla milleti uyutmaya çalışıyorlar. Bir dava bellemişler, o dava fakir fukara için var. Onların tek davası para, yolsuzluk. Malatya’da şeker fabrikaları için çok bağırdık. Şeker fabrikalarını özelleştirdiler, Türkşeker’e verdiler, o özel şirketlere bu işi devretti. Şimdi Malatya’da bir AKP’li vekil şeker satışını üstlendi. O dava dava diyen AKP’li vekile ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Bu nasıl bir utanmazlıktır, izah edemiyoruz. Kendilerine oy verenler şeker kuyruklarında, pastaneler ve çay ocakları şeker bulamıyor. Bu AKP’li vekil şeker satıyor. Dava diyen de bunlar, malı götüren de bunlar.”

MALATYA TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TEMİZLİK PERSONELİNDEN ÖĞRETİM ÜYESİ YARATTI


 
“Malatya bir çiftlik gibi yönetiliyor. Bizim dışımızda ses çıkaran kimse yok. Malatya’daki yolsuzluğu, liyakatsizliğin haddi hesabı yok. Geçtiğimiz günlerde Aile, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde uyuşturucu bulundu, bir kişinin gıkı çıkmadı. Bizim zorumuzla İl Müdürü görevden alındı. Bunların arkasındaki siyasilerin ortaya çıkması lazım. Malatya’da iki üniversite var. Turgut Özal Üniversitesi olağanüstü işler yapıyor. Sakın yanlış anlamayın. Bilimsel çalışmalar değil. Üniversitede TYP kapsamında temizlik işi için alınan bir personel önce öğretim üyesi yapıldı. Bu konuda rektörün üstün yeteneğini kutluyoruz. Üniversite yolsuzluklarla gündemde. Üniversite şoför, destek personeli, bahçe bakım ve düzenlemesi, temizlik, teknisyen ve büro yönetimi personel alımında şart olarak ‘kurumsal davranış, duygu ve stres yönetimi ve liderlik sertifikasına sahip olmak’ sunmuş. Bu sertifikayı da Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nden alacakmışsın. Tam bir adrese teslim ilan. Göreceksiniz, alacakları iki elemanı da önceden belirlemiş olduklarını göreceksiniz. Her şeyi kılıfına uydurmuşlar.”

ÜNİVERSİTEYE BİR GÜNLÜK SERTİFİKALARLA AKADEMİSYEN ALINDIĞI SÖYLENİYOR

“Üniversite 2021 Yıl Faaliyet Raporuna göre; “Meyve Bahçelerinde Gübreleme Kursu ile Kapalı Tohumlu Bitkilerin Yetiştiriciliği Kursu” düzenlenmiş. Kursa 5 kişinin katılmış. Kasım ayında ilana çıkılmış. Beş bahçe bakım elemanı alınmış. Alınanların hepsi bu kursa katılan kişiler. Tereyağından kıl çeker gibi hallolmuş. 5 kişi üniversitede çalışmaya başlamış. 2021 sonunda alınan 19 4B’li personellerin tamamının da yine üniversitede verilen, Türkiye’nin başka hiçbir yerinde alınamayacak sertifika programları ile yapılmış. Daha acısı ise bir günlük sertifikalarla bile akademisyenlerin alındığı iddia ediliyor. Bir günlük eğitimle akademisyenlik. Skandal demek bile hafif kalır. Bu sertifika programları gizli saklı yapılıyor. Basına ilan verilmiyor. Sadece alacakları personellerin haberi var. Tam da AKP tipi bir uygulama. Çok yakın tanıdıklar üniversitede emekli olana kadar çalışacak, fakir fukaranın çocukları KPSS’den 90 bile alsalar atanamayacak.”

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ NİHAYET EK PROTOKOL İMZALADI

“İnönü Üniversitesi’nde de çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye’de kamu çerçeve protokolünü uygulamayan üniversitelerden biri de İnönü Üniversitesiydi. Ek protokol imzalanmadığı için Araştırma Hastanesi ve üniversitede çalışan personeller 3 bin lira maaşla geçinmek zorunda bırakıldı. Konuyu Çalışma Bakanına aktardık. Mecliste gündeme getirdik. Sendikalarla görüştük. Bu haksızlığa son verilmesini istedik. Ancak sayın rektör personelin maaşlarını artırmak yerine sendikayı değiştirmek için mücadele etti. Rektör kimliğini bir tarafa bırakı sendikalar arasında taraf oldu, şefler üzerinden işçilere gözdağı vermeyi tercih etti. Ama, İnönü Üniversitesi’nde çalışan 1556 personel için uzun süredir verdiğimiz mücadelede nihayet başarıya ulaştık. İnönü Üniversitesi Rektörlüğü ile Sağlık-İş sendikası arasında, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü’nde kamu çalışanlarının refahını arttırmak amacıyla yapılan değişiklikleri kapsayan ek protokol kısa süre önce imzalandı. TÖTM’de çalışan tüm sağlık emekçilerine hayırlı olsun. Üniversitelerimiz Malatya’mızın adını bu şekilde değil, gururumuz olacak çalışmalarla yapmasını bekliyoruz.”

Bakmadan Geçme