Diyarbakır'da filmleri aratmayan hikaye

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Adem Ekinci'nin babası, oğlu 17 yaşındayken askere göndermemek için kayıtlara ölü olarak geçirdi. Akıl sağlığı yerinde olmayan Ekinci, yaşadığını ispatlamak için mahkemeye başvurdu. Başvurusu, dava açacak ehliyeti olmadığı gerekçesiyle reddedilen Ekinci, yakınları aracılığıyla yaşadığını kanıtlamaya çalışıyor.

PAYLAŞ
Malatya Sürmanşet - Malatya Sürmanşet

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Adem Ekinci’nin babası, oğlu 17 yaşındayken askere göndermemek için kayıtlara ölü olarak geçirdi. Akıl sağlığı yerinde olmayan Ekinci, yaşadığını ispatlamak için mahkemeye başvurdu. Başvurusu, dava açacak ehliyeti olmadığı gerekçesiyle reddedilen Ekinci, yakınları aracılığıyla yaşadığını kanıtlamaya çalışıyor.

Silvan’a bağlı Yolarası Mahallesinde yaşayan Adem Ekinci’nin babası, çocuğu 17 yaşındayken askere göndermemek için kayıtlara ölü olarak geçirdi. Bu günden sonra hep yaşadığını ispatlamaya çalışan Ekinci’nin çaldığı tüm kapılar yüzüne kapandı. 43 yaşına girdiğinde kardeşi ile birlikte İstanbul’a giden Ekinci’nin çilesi burada da bitmedi. Kimliği olmadığı için hastaneye bile gidemeyen Ekinci, İstanbul’da eve hapsoldu. 23 sene İstanbul’da kalan Ekinci, kimliği olmadığı için dışarı çıkamadı. Kardeşinin emekli olması üzerine geçtiğimiz yıl tekrar Silvan’a dönen Ekinci ve yakınları, Adem’in kimliğini çıkarmak için yeniden harekete geçti. Adem’in kardeşi Yusufşah Ekinci, ağabeyinin yaşadığını kanıtlamak için Silvan Adliyesine başvurdu. Mahkeme, Ekinci’nin reşit olması nedeniyle davayı kendisinin açmasını istedi. Bunun üzerine Adem Ekinci, yaşadığını ispatlamak için mahkemenin yolunu tuttu. Mahkeme bu defa da Adem Ekinci’nin dava açacak ehliyetinin olmaması nedeni ile talebi reddetti. Ömrünün son 50 yılını kimliksiz ve ‘ölü’ olarak geçiren Adem Ekinci, yetkililerin kendisine yardım etmesini bekliyor.

Kimliği olmadığı için hastaneye gidemiyor

Ağabeyine bakan 65 yaşındaki Yusufşah Ekinci, 1995 yılında işleri nedeni ile İstanbul’a göç ettiklerini söyledi. Anne ve babasının olmadığı için Adem Ekinci’yi de beraberinde götürdüklerini kaydeden Yusufşah Ekinci, “Ancak ağabeyim konuşmakta güçlük çektiği ve kimliği olmadığı için sokağa çıkamadı. Ağabeyim mide rahatsızlığı nedeniyle salçalı ve diğer baharatlı yemekleri yiyemiyor. Sadece süt ürünleri olan yoğurt, sulu yemek dışında hiç bir şey yiyemiyor. Keşke onu hastaneye götürebilseydik o bizim için yeterliydi. Bu zorluklarla geçen 23 senelik İstanbul çilemiz emekli olduktan sonra Silvan ilçesindeki Yolarası köyümüze geri döndük. Burada da kimliği olmadığı için hastaneye götüremiyoruz. Nüfusa kayıt ettirmek için mahkemeye gittik olmadı. Mahkeme, reşit olduğu için kendisinin başvurması gerektiğini söyledi. Ancak dava açacak ehliyeti olmadığı için mahkeme davayı reddetti. Bu konuda ona bir kimlik vermesini ve rahat rahat onu hastaneye götürebilmemiz için yetkililerden ve Cumhurbaşkanımızdan yardım bekliyoruz” dedi.

Konuşmalarından güçlük çeken Adem Ekinci de bugüne kadar kimliği olmadığı için hastaneye gidemediğini, babasının kendisini askere yollamamak için ölü olarak gösterdiğini belirterek kendisine yardım edilmesini istedi.

İhlas Haber Ajansı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN