Çocuklarda mesane reflüsüne dikkat

Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü'nden Op. Dr. Taner Kamacı, mesane reflüsü ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.

PAYLAŞ
Malatya Sürmanşet - Malatya Sürmanşet

Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Taner Kamacı, mesane reflüsü ve tedavi seçenekleri hakkında bilgi verdi.

Hastalığın toplumda görülme sıklığının ortalama yüzde 1 iken bu oranın sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda yüzde 50’lere kadar çıktığını kaydeden Op. Dr. Kamacı, doğuştan böbreklerinde şişme olan hastaların ortalama yüzde 30’unun sebebinin mesane reflüsü olduğunu söyledi. Op. Dr. Kamacı, “1 yaşından önce erkek çocuklarında daha sık görülür, ancak yaş büyüdükçe kız çocuklarında da görülebilme oranı artmaktadır. Mesane reflüsünde genetik faktörler ön plandadır. Dolayısıyla mesane reflü hastası olan çocukların kardeşlerinin de kontrolden geçmesi önerilmektedir. Erken teşhis ve müdahale hastalığın seyri açısından çok önemlidir. İhmal edildiği takdirde hastalık böbrek hasarına hatta böbrek yetmezliklerine neden olabilir. Çocuğunuzda bu belirtiler varsa, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu, sık sık ancak az miktarda idrar yapma, idrar kaçırma, kötü kokulu idrar, bel ve karın bölgesinde ağrı, inatçı kabızlık belirtilerini dikkate alarak bir çocuk cerrahisi uzman görüşü almak, erken tanı ve tedavi başarısı için çok önemlidir” dedi.

Özel görüntüleme yöntemleri ile tanı konulabiliyor

Voiding sistoüretrogram adı verilen görüntüleme yönteminin tanı için çok önemli olduğunu aktaran Op. Dr. Kamacı, “Voiding filmi, skopi denilen özel röntgen cihazı altında, idrar yoluna yerleştirilen steril bir kateter ile kontrast madde verilerek çekilir. Ağrılı olmayan bu işlem ile mesane reflüsünün olup olmadığı ve varsa eğer birden beşe kadar evrelemesi yapılabilir. Ayrıca voiding filmi ile mesane duvarı incelenebilir, mesanede divertikül denilen balonlaşma, mesane çıkışında darlık olup olmadığı gözlemlenebilir. Mesane reflüsü tespit edilen hastalarda reflünün derecesine, hastanın yaşına, böbreklerinde hasar ve eşlik eden başka üriner sistem hastalığın olup olmadığına göre ilaç tedavisi veya ameliyat planlanabilir. Hafif düzeydeki reflülerin zamanla kendi kendine iyileşmesi mümkündür. Ancak reflünün derecesi arttıkça kendiliğinde iyileşme şansı azalır. Bu durumda hafif düzeydeki reflü, koruyucu antibiyotik tedavisi ile takip edilirken, derecesi artmış yüksek riskli reflü çoğunlukla cerrahi müdahale gerektirir. Koruyucu antibiyotik tedavisi almasına rağmen 2 den fazla idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda da cerrahi müdahale düşünülebilir. Tedavide, halk arasında kapalı denilen sistoskopik ve açık cerrahi seçenekleri bulunmaktadır. Hastanın durumuna, yaşına, reflüsünün tek veya iki taraflı olmasına, reflünün derecesine, üreterin ve mesanenin durumuna ve eşlik eden diğer durumlara göre açık veya kapalı ameliyat yöntemlerine karar verilir. Kapalı ameliyatta sistoskopi denilen işlemle idrar yollarından kamera ile mesaneye girilir ve idrar kaçağı olan üreter ağzının hemen altına, o bölgeyi şişirerek reflüyü önleyecek bir madde enjeksiyonu yapılır. İşlem yaklaşık yarım saat sürer ve ağrısızdır. Başarı oranı oldukça yüksektir, açık ameliyata göre de birçok avantajı vardır. Açık ameliyatta ise mesane içinden veya dışından yapılan farklı işlemler ile idrar yolunun mesane içindeki yeri uzatılarak değiştirilir ve kaçak önlenir. Çocuklarda son dönem böbrek yetmezliğinin ve böbrek nakli gereksiniminin en sık sebeplerinden birisi olması nedeniyle sık idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklar mutlaka mesane reflüsü açısından değerlendirilmelidir” diye konuştu.

İhlas Haber Ajansı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN