Bakan Dönmez:

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Çin'de elektrikli araçların satışında gözlenen yüksek artış trendinin bugün Almanya, İngiltere ve Fransa'da da açık şekilde görüldüğünü ve bunun elektrikli araçlar için pil talebini daha da artıracağını belirterek, Biz de küresel trendi ve ülkemizin gelecek ihtiyaçlarını yakından takip ediyoruz. Gelecekteki atılımlarımızın hayata geçmesi için şimdiden kolları sıvadık. Bu adımların en önemlilerinden olan ETİ Maden Pilot Lityum Üretim Tesisi'ni kurarak attık. Tabletler, telefonlar ve mobil cihazlarda batarya yapımında kullanılan lityum, yerli aracımızın bataryasında da kullanılacak kaliteye sahip olacak' dedi. Dönmez, MTA'nın yakın dönemdeki keşiflerinden Malatya Kuluncak sahasının da içerdiği lityum potansiyeli ve nadir toprak elementleriyle Türkiye için önemli bir fırsat oluşturduğunu söyledi.

PAYLAŞ
Malatya Sürmanşet - Malatya Sürmanşet

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Çin’de elektrikli araçların satışında gözlenen yüksek artış trendinin bugün Almanya, İngiltere ve Fransa’da da açık şekilde görüldüğünü ve bunun elektrikli araçlar için pil talebini daha da artıracağını belirterek, "Biz de küresel trendi ve ülkemizin gelecek ihtiyaçlarını yakından takip ediyoruz. Gelecekteki atılımlarımızın hayata geçmesi için şimdiden kolları sıvadık. Bu adımların en önemlilerinden olan ETİ Maden Pilot Lityum Üretim Tesisi’ni kurarak attık. Tabletler, telefonlar ve mobil cihazlarda batarya yapımında kullanılan lityum, yerli aracımızın bataryasında da kullanılacak kaliteye sahip olacak” dedi. Dönmez, MTA’nın yakın dönemdeki keşiflerinden Malatya Kuluncak sahasının da içerdiği lityum potansiyeli ve nadir toprak elementleriyle Türkiye için önemli bir fırsat oluşturduğunu söyledi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Madencilik Şura Çalıştayı”na katıldı. Bakanlıkta düzenlenen programda konuşan Bakan Dönmez, 2020’nin her ne kadar dünya için zor bir yıl olsa da enerji sektörü açısından müjdelerle ve rekorlarla dolu bir yıl olduğunu belirterek, “Fatih’in Karadeniz’deki keşfi, yenilenebilir enerjide tüm zamanların rekorları, madencilik sektörümüzün her türlü zorluğa rağmen hız kesmeyen üretimi, enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi hamlelerimiz, Doğu Akdeniz’de vermiş olduğumuz egemenlik mücadelesi gibi pek çok başarı 2020’yi bizler açısından farklı bir yere taşıdı. 2020’yi nasıl geçirdiğimize dair yılsonu değerlendirmelerimiz için bizler de Bakanlık olarak hazırlığa başladık” ifadelerini kullandı.

Yeni yılın hemen ertesinde mutat hale getirdikleri yılsonu değerlendirme toplantılarında bir yılı bütün detaylarıyla masaya yatırdıklarını dile getiren Bakan Dönmez, “Tabii ki bu değerlendirmelerimizi sadece Bakanlık içerisinde değil, paydaşlarımızla da birlikte yapmaya önem veriyoruz. Enerji STK’larımız, meslek odalarımız, özel sektör temsilcilerimiz ve ilişkili olduğumuz diğer kurum ve kuruluşlarımızla bu anlamda karşılıklı fikir alışverişi yapıyoruz. İnanıyorum ki Madencilik Şurası Ön Çalıştayı da 2020’nin değerlendirilmesi ve daha sürdürülebilir bir madencilik için bizlere ve sektörümüze büyük fırsatlar doğuracak. İnşallah 2021’de de Maden Şuramızın üçüncüsünü hep birlikte yapmayı arzu ediyorum” dedi.

Kamu, sektör temsilcileri ve sivil toplum örgütlerinin bir araya geldiği bu tür buluşmaların Türkiye’de madenciliğin geleceğinin ve yönünün şekillenmesi açısından oldukça önemli olduğunu bildiren Bakan Dönmez, “Bugün yasal mevzuattan madencilik potansiyelimize, çevre politikalarından madencilik teşviklerine kadar oldukça kapsamlı konuları enine boyuna irdeleyeceğiz. Sektörümüzün temel taşı olan hususlara tek tek değineceğiz. Hep birlikte madenciliğin yarınına doğru bir kazma daha vurup, daha derinlere ineceğiz” diye konuştu.

Neredeyse tüm dünya ekonomilerini derinden sarsan, daraltan ve istisnasız tüm sektörleri etkileyen bir “küresel kriz” yılını geride bıraktıklarını söyleyen Bakan Dönmez, “Ekonomik model, üretim tarzı ya da kültürel motifler ne olursa olsun, tüm dünya eski alışkanlıklarını geride bırakmak zorunda olduğunu ne yazık ki acı bir şekilde tecrübe ediyor. Her ne kadar arz-talep dalgalanmaları üretimleri etkilemiş olsa da pandemi sürecinde Türkiye dahil pek çok ülke madencilik sektörünü kritik sektörlerden biri ilan etti. Faaliyetlerin devamı için destek ve teşvik mekanizmalarını devreye soktu. Bu destek aslında madencilikle birlikte diğer yan sektörlerde de üretimin devamı açısından hayati bir rol üstlendi” şeklinde konuştu.

"Yılın ilk yarısında azalan ihracat miktarımız, yılın ikinci yarısında sektörümüzün gösterdiği performansla geçen yılı yakaladı"

Küresel ölçekte ekonomileri duraklatan pandeminin madencilik sektörüne de etkileri olduğunu vurgulayan Bakan Dönmez, şöyle konuştu:

“İhracatımız ülkemizde vakaların başladığı martta geçen yıla oranla aylık bazda yüzde 12 geriledi. Mayıs ayında ise bu düşüş aylık bazda yüzde 40’a kadar çıktı. Özellikle blok ve işlenmiş mermer ihracatımızın büyük bölümünü yaptığımız Çin’in sınırlarını kapatması bu düşüşün temel nedenlerinden biri oldu. Hamdolsun aldığımız tedbirler ve sizlerin özverileriyle bu günleri geride bıraktık ve toparlanma sürecine girdik. Normalleşme adımlarını attığımız Haziran ayıyla birlikte ihracat değerlerimiz de pozitife dönmeye başladı. Kasım sonunda geçen yıla göre toplamda sadece yüzde 4’lük bir ihracat kaybı yaşadık. Kasım 2020 itibariyle altın hariç toplam 25 milyon ton maden ürünü ihraç ettik. Böylece maden ihracatında 2019’u neredeyse yakaladık. Yılın ilk yarısında azalan ihracat miktarımız, yılın ikinci yarısında sektörümüzün gösterdiği performansla geçen yılı yakaladı. İhracattaki değer düşüşünün küresel emtia fiyatlarındaki dalgalanmalarla nasıl doğrudan ilişkili olduğunu da bir kere daha tecrübe etmiş olduk. Bakanlık olarak bu zor süreçte her zaman sizlerin yanında olduk. Gerek operasyonlara dair evrakların teslim sürelerinde gerekse bu durumdan kaynaklı cezai müeyyidelerde birçok kolaylık sağladık. Yer altı kömür işletmelerinde işçi maliyetlerine verdiğimiz destekle, emek yoğun sektör olan yer altı kömür madenciliğine verdiğimiz önemi tekrar gösterdik. Bu vesileyle bir kez daha, siz madencilerimizin her zaman yanınızda olduğumuzu, her zorlukta kanun ve yönetmeliklerin izin verdiği ölçüde çözüm bulmak için elimizden geleni yapacağımızı hatırlamak isterim.”

"Üretilecek lityum, yerli aracımızın bataryasında da kullanılacak kaliteye sahip olacak”

Pandeminin enerji sektöründe de talep tarafında çeşitli değişikliklere neden olduğunu belirten Bakan Dönmez, “2020 yılında küresel enerji talebi yüzde 5 düşerken enerji kaynaklı karbon emisyonları da yüzde 7 oranında azaldı. Fosil yakıtlar özelinde kömür, petrol ve doğal gaz taleplerinde yüzde 3 ila yüzde 8 oranında düşüşler oldu. Öte yandan, Avrupa ülkeleri elektrikli araçlara geçişi hızlandırmak için teşvik paketleri ilan ediyor. 2017 yılında Çin’de elektrikli araçların satışında gözlenen yüksek artış trendi bugün Almanya, İngiltere ve Fransa’da da açık şekilde görülüyor. Hiç şüphe yok ki bu gelişmeler ilerleyen yıllarda elektrikli araçlar için mevcut pil talebini daha da artıracak. Lityum, nikel, kobalt ve nadir toprak elementlerine olan ihtiyaç bugünkünden daha fazla olacak. Ülkemizde yerli elektrikli araç üretimi için çalışmalar da TOGG bünyesinde hız kesmeden devam ediyor. Biz de küresel trendi ve ülkemizin gelecek ihtiyaçlarını yakından takip ediyoruz. Gelecekteki atılımlarımızın hayata geçmesi için şimdiden kolları sıvadık. Somut adımları art arda atmaya başladık. Bu adımların en önemlilerinden olan ETİ Maden Pilot Lityum Üretim Tesisi’ni kurarak attık. İnşallah cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımızın da video konferans yöntemiyle iştirak edeceği açılışı gerçekleştireceğiz. İlk etapta yıllık 10 ton üretim hedefiyle kurulan tesisimiz ilerleyen süreçte 600 ton kapasiteye çıkabilecek. Tesisimizle yıllık ortalama 1000-1200 ton arası ithal ettiğimiz lityum ve bileşikleri konusunda önemli bir yerli arz sağlayacağız. Lityum, birçok farklı alanda ve özellikle yüksek teknoloji ürünlerinde kullanılmasıyla yerli teknolojinin gelişimine nitelikli bir katkı sağlayacak. Tabletler, telefonlar ve mobil cihazlarda batarya yapımında kullanılan lityum, yerli aracımızın bataryasında da kullanılacak kaliteye sahip olacak” diye konuştu.

"2019 yılı Ekim ayında temelini attığımız bor karbür tesisimiz sivil ve savunma sanayimizde ithalatı azaltma yönünde önemli bir katkı sağlayacak"

2019 yılı Ekim ayında temeli atılan bor karbür tesisinin hazır olduğunda gerek sivil sanayide, gerekse savunma sanayiinde ithalatı azaltma yönünde önemli bir katkı sağlayacağını dile getiren Bakan Dönmez, bor karbür ile birlikte borda katma değerli uç ürün zincirine bir halka daha ekleyeceklerini belirtti. Ek olarak MTA’nın yakın dönemdeki keşiflerinden Malatya Kuluncak sahasının gerek içerdiği lityum potansiyeli, gerekse nadir toprak elementleriyle Türkiye için önemli bir fırsat oluşturacağını anlatan Bakan Dönmez, “Bu keşifle birlikte ülkemizde 13 farklı nadir toprak elementi varlığı biliniyor. Yine MTA’nın laboratuvar ölçeğinde yüzde 99’un üzerinde ürettiği nadir toprak elementleri ve oksitleri bu alanda koyduğumuz hedeflerimize emin adımlarla ilerlememizi sağlıyor. Diğer taraftan, pandemi süreciyle metal fiyatlarında zaman zaman negatif yönlü dalgalanmalar olsa da altın ve gümüş gibi değerli metallerin yukarı yönlü ciddi hareketleri oldu. Biz de altın üretiminde 2018 yılından itibaren başlayan artış trendimizi devam ettiriyoruz. 2020 sonunda hedefimiz olan 40 tonun üzeri altın üretimini gerçekleştireceğiz” dedi.

Pandemiyle birlikte firmaların faaliyetlerini otonom ve dijital sistemler doğrultusunda değiştirmeye başladığını aktaran Bakan Dönmez, şunları kaydetti:

“Küresel bir gerçek haline gelen uzaktan çalışma sistemi madencilik sektöründe de uygulanmaya başlandı. 5G teknolojileri ve dijital sistem yatırımları dünyada artarak devam edecek. Nikel, bakır, kurşun ve çinko gibi metallere olan ilgi daha da artacak. Bu yılın başında temelini attığımız Çinko Metal Külçe Üretim Tesisi ve diğer yatırımlarımızla biz de bu gelişmelerin gerisinde kalmayacağız. Madencilikte uç ürünle farklılaşacağız. Milli Enerji ve Maden Politikamız doğrultusunda küresel gelişmeleri dikkate alarak madencilikte yeni adımlar atmayı sürdüreceğiz. 2020 yılına dönüp baktığımızda madencilik sektörü sahip olduğu güvenlik kültürüyle pandemi sürecini en az hasarla atlatmak için faaliyetlerini başarıyla sürdürüyor. 2021 yılında beklenen normale dönüş süreci ve küresel toparlanma eğilimiyle emtia fiyatlarında artışlar bekliyoruz. Madenlerimizi verimli ve sürdürülebilir kullanma yönündeki politikalarımızla, bu süreçte en yüksek faydayı elde edeceğiz. Ayrıca hem MTA hem de özel sektör tarafından yürütülen maden arama, geliştirme ve AR-GE faaliyetleriyle de ciddi bir potansiyeli ortaya çıkaracağız. Çevreye saygılı, iş güvenliği kurallarına sıkı sıkıya bağlı madencilik faaliyeti bizim her platformda üzerinde ısrarla durduğumuz bir konu. Bu mesele hiçbir zaman taviz vermediğimiz ve vermeyeceğimiz bir konu olacak.”

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN