Aile Danışmanı Bilgili: 'Covid-19 salgını bireysel ve aile bütünlüğünüzü bozmasın'

Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsünden Aile Danışmanı ve Yaşam Koçu Hatice Bilgili, 'İş, özel ya da sosyal hayatın kısıtlanması insanın duygu durumunu olumsuz etkiliyor. Bu çatışma ortamını engellemek, olumsuz duygularla baş edebilmek ve kriz durumunu sağlıklı yönetebilmek için bireysel alanlarınıza ve etkinliklerinize saygı duyun. Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarınızı geliştirin' dedi.

PAYLAŞ
Malatya Sürmanşet - Malatya Sürmanşet

Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsünden Aile Danışmanı ve Yaşam Koçu Hatice Bilgili, “İş, özel ya da sosyal hayatın kısıtlanması insanın duygu durumunu olumsuz etkiliyor. Bu çatışma ortamını engellemek, olumsuz duygularla baş edebilmek ve kriz durumunu sağlıklı yönetebilmek için bireysel alanlarınıza ve etkinliklerinize saygı duyun. Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarınızı geliştirin” dedi.

Aile Danışmanı ve Yaşam Koçu Hatice Bilgili, Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını dolayısıyla evde kalan vatandaşlara önerilerde bulundu. Covid-19 salgınının tüm dünyayı etkilediğini aktaran Bilgili, salgının korku ve kaygıları arttırdığının altını çizdi. Bilgili, “Kişilerin hayatına, vücut bütünlüğüne, inanç sistemlerine ve sevdiklerine yönelik bir tehdit oluşturuyor. Bu tehdit algısı her gün alınan yeni haberlerle artıyor ve geleceğe karşı kurulan hayaller ve planlar altüst oluyor. Bununla birlikte gündelik rutinin bozulması, değiştirilmesi, dışarı çıkamamak, iş, özel ya da sosyal hayatın kısıtlanması insanın duygu durumunu olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı.

Evde kalmanın öneminden bahseden Bilgili, bu süreçte sıkıntılarla baş edebilmek için bazı önerilerde bulundu. Hayatın durma noktasına geldiği şu günlerde yaşanan olumsuzlukları en aza indirmek için empati yapılması gerektiğini hatırlatan Bilgili, “Tüm bu duygularla birlikte evde kalmaya, sevdiklerimizi, toplumu korumaya ve normal hayata devam etmeye çabalıyoruz. Aynı zamanda bir evde, dar bir alanda, sokağa çıkmadan uzun zaman geçirmek de kişileri, aile bireyleri arasındaki iletişimi zorluyor ve bu olumsuz duygularla baş edilemediğinde aile içi çatışmalara neden olabiliyor. Bu çatışma ortamını engellemek, olumsuz duygularla baş edebilmek ve kriz durumunu sağlıklı yönetebilmek için bireysel alanlarınıza ve etkinliklerinize saygı duyun. Evde farklı şeylerle uğraşmak ilişkiyi korur. Sürekli beraber aktivite yapmaya gerek yoktur, birisi kitap okurken, bir diğeri televizyon izleyebilir. Böylece ilişkiler nefes almış olur. Bireyleri, birbirlerinin davranışlarına odaklanmaktan korur. Birlikte yapılacak aktivitelerde ortak ilgi alanları olan eğlenceli şeyler tercih edin. Ortak seçilen film izleme, yemek hazırlama gibi etkinlikler olabilir. İlişkinizi ortak paylaşımınız güçlendirecektir. Beraber veya bireysel olarak yeni hobiler deneyin. Birbirinizin önerilerini direkt reddetmeyin, deneyerek yeniliklere fırsat verin. Yeni keşifler ilişkinize renk katacaktır. Birbirinizin duygu ve düşüncelerini ifade etmesine izin verin. Empatik dinleyerek, yargılamadan, sözünü kesmeden, gerçekten onu anlamaya çalışarak ve kendini ifade etmesine izin vererek dinleyin. Bu birbirinizin duygusal ihtiyacını gidermeye yardımcı olacak, kaygı ve korkularınızı azaltıp, sağlıklı yönetmenize destek olacaktır. İlişkinizin güven ortamını güçlendirecektir” şeklinde konuştu.

Sosyal medya üzerinden paylaşılan her bilginin doğru olmadığına dikkat çeken Bilgili, resmi kaynaklardan yapılacak açıklamaların beklenmesi gerektiğine de vurgu yaptı. Bilgili, “Sosyal medyada yetkisi olmayan kişilerin paylaşımını değil; resmi kurumlardan yapılan açıklamaları dinlemeyi ve izlemeyi tercih edin. Sürekli bu konuyu konuşmaktan kaçının. Yetkili olmayan kişilerin paylaşımı kaygı ve korkularınızı artıracaktır. Bu tür eylemlerden uzak durun. Bol bol sohbet edin, lakin geçmişe geri dönüp, daha önceden birikmiş, çözümleyemediğiniz olayları dile getirmeyin. Şu an bunları halletmek için uygun zaman ve ortam değildir. Anda kalarak sadece mevcut konuda sohbet edin” dedi.

Yüz yüze eğitime verilen arada çocukları olan ailelerin de onlarla etkili zaman geçirmelerinin önemli olduğunu belirten Bilgili, “Okullar da kapalı olduğu için eğer çocuk ve çocuklarınız var ise; daha fazla etkin ve verimli zaman geçirin. Ailecek vakitsizlikten daha önce yapamadığınız veya ertelediğiniz her türlü etkinliği yapmak için büyük bir fırsattır. Bunun için yine ortak karar vereceğiniz aktiviteler yapabilir ve sohbet edebilirsiniz. Bu süreçte hissedilen kaygıyı paylaşmak ve aileden destek almak da bireyleri çok rahatlatacaktır. Çocuklarınızın korkularını dinleyin ve onlarla empati kurun. İçinde bulundukları duygu ve düşüncelerini anlatmalarına fırsat verin. Yaşlarına uygun bir şekilde dürüstçe olayları anlatın. Size karşı olan güvenleri artacak ve kaygıları azalacaktır. Çocuklarınızla aile bağlarınızı güçlendirin. Çocuklar kendilerine ve ailelerine ait olan anıları sizlerden dinlemeyi ve izlemeyi çok severler. Bu sürede albümlerinizi ve doğum günü gibi özel videolarınızı beraber izleyin. Bu tür faaliyetler aile bağlarınızı güçlendirecek ve sizleri rahatlatacaktır” ifadelerini kullandı.

Daha önce başlanmış ve bir sebepten ötürü yarım bırakılmış projeleri tamamlamak için doğru zaman olduğunu belirten Bilgili, “Birikmiş, yarım kalmış projelerinizi bitirin. Uzun süredir yapmak istediğiniz yarım kalmış işlerinizi; tez yazmak, işle ilgili rapor, maillerinize cevap vermek ve temizlemek işlemini bitirmek kendinizden memnuniyetinizi artıracak ve psikolojik olarak rahatlatacaktır. Kendinizi geliştirin. Uzaktan eğitim ile almak istediğiniz eğitimlere başlayabilir veya yarım kalan eğitim var ise bunu tamamlayabilirsiniz. Bu tür faaliyetler evde çocuğunuza birlikte okul devam süreci için başlayan online eğitim sürecinde destek olacak ve çocuğunuzun motivasyonunu da arttıracaktır” açıklamasında bulundu.

Evde kalınan zamanda televizyon karşısında çok zaman harcanmaması gerektiğinin altını çizen Bilgili, “Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarınızı geliştirin. Sağlıklı ve dengeli beslenin. Televizyon karşısında sürekli zaman geçirmeyin ve abur cubur atıştırmalıkları tüketmeyin. Tüm aile fertleri olarak düzenli öğünlerinizi alın ve bol su tüketmeye gayret edin. Mümkün olduğunca ev içinde hareketli olmaya çalışın. Telefon konuşmanızı oturarak değil, ev içinde yürüyerek yapın. Uyku düzeninize dikkat edin, gece geç yatıp gündüz geç uyanmayın. Gece gündüz yaşam döngüsüne uymaya dikkat edin. Dua edin, nefes egzersizi, meditasyon ve yoga gibi gevşeme tekniklerini uygulayın. Bu sayede stresle baş etme becerilerinizi geliştirebilir ve zihin-beden dengenizi güçlendirerek rahatlayabilirsiniz. Burada önemli olan sizi dinginleştirip rahatlatan etkinliğin ne olduğunu keşfedip, bunu düzenli yapabilmektir. Size ne iyi geliyor ise onu yapın. Zihin sağlığınıza dikkat edin. Önceden Kaygı Bozukluğu, Obsesyon gibi takıntılı bir tanınız varsa ve psikiyatrik bir tedavi alıyorsanız durumunuzu yönetemediğinizi hissediyorsanız takip eden psikiyatristinizi arayıp, iletişime geçmeyi sağlayın. Takip eden uzmanınız yok ise muhakkak destek alın” ifadelerini kullandı.

Problem odaklı değil çözüm odaklı yaklaşımların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Bilgili, “Zihinsel olarak sürekli problemi düşündüğümüz zaman mevcut durumumuzu değiştiremeyiz. Problemi kabul edip, şimdi neleri farklı yapabiliriz şeklinde çözüme odaklanarak düşünmeyi uygulamaya sokmalıyız. Bu bize aynı zamanda iyi hissetmemizi de sağlayacaktır. Kendinizi içsel olarak keşfedin. Bu tür durumlar içinizdeki çocukla iletişime geçmek ve fark etmediğiniz duygu ve düşünceleri keşfetmek için çok verimli zamanlardır. ‘Ben kimim’ , ‘Neler yaptım ve neler yapmak istiyorum’ , ‘Güçlü yönlerim neler’ , ‘Neleri farklı yapabilirim’ , ‘Duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarım neler ve giderebiliyor muyum’ , ‘Kendime, sevdiklerime ve topluma katkılarım neler ve nasıl katkıda bulunabilirim’ gibi sorularla kendinizi yeniden ele alıp, ihtiyaçlarınızı belirleyip, nasıl geliştirebileceğiniz konusunda eylem planı yapabilirsiniz” önerilerinde bulundu.

Yaşanan kriz dönemini fırsata çevirmenin öneminden bahseden Bilgili, “Bu tür kriz durumlarını birbirinizi geliştirmek ve ilişkinizi güçlendirmek için fırsat olarak değerlendirin. Unutmayın, sizler partnerinizle karşı değil, aynı takımdasınız ve birlikte hareket ederek bu durumu çok iyi yönetebilirsiniz. İçinizdeki iyi niyetinizi koruyup, birbirinize sevgi ve şefkatinizi bol bol gösteriniz. Tüm bu uygulamalara rağmen kendinizi kötü hissediyor, olumsuz duygularınızı yönetemediğinizi düşünüyor ve aile içinde şiddetli çatışmalar yaşıyorsanız evinizden çıkmaya gerek kalmadan online görüşmeyle aile danışmanı, psikolog ve psikiyatristten destek alabilirsiniz” diye konuştu.

İhlas Haber Ajansı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN