Adalet Bakanı Gül yargı muhabirleriyle kahvaltıda bir araya geldi

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, düzenlenen kahvaltıda yargı muhabirleri ile bir araya geldi. Bakan Gül, Diyarbakır'da HDP il binası önünde eylem yapan annelerle ilgili, Anneler çocuklarına sahip çıkmaya çalışıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti çocuklarına sahip çıkmaya devam edecektir dedi.

PAYLAŞ
Malatya Sürmanşet - Malatya Sürmanşet

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, düzenlenen kahvaltıda yargı muhabirleri ile bir araya geldi. Bakan Gül, Diyarbakır’da HDP il binası önünde eylem yapan annelerle ilgili, "Anneler çocuklarına sahip çıkmaya çalışıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti çocuklarına sahip çıkmaya devam edecektir" dedi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen kahvaltıda yargı muhabirleri ile bir araya geldi. Muhabirlerle tek tek ilgilenen Bakan Gül, kahvaltı sonrası açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin FETÖ, YPG/PKK ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelesini eş zamanlı ve kararlı olarak sürdürdüğünü söyleyen Bakan Gül, "Bu mücadele hukuk çerçevesi içerisinde sürmektedir. Çünkü, devlet olmanın gereği sizin yaptığınız tüm işlem ve eylemlerin bir hukuk ve Anayasal çerçevesi içinde olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu mücadeleyi verirken de tüm kamu kurumları, kamu personeli, tüm yargı ve kolluk mensupları da hukuk çerçevesini sürdürmektedir. FETÖ ile mücadele anlamındaki kararlılık zafiyeti asla düşürmeksizin elbette devam edecek" ifadelerini kullandı.

"Kepenkleri kapatarak annelerin sesini ortadan kaldıramazsınız"

Diyarbakır’da çocukları kaybolan annelerin HDP İl Başkanlığı önünde eyleme başlaması ile ilgili de Bakan Gül, şunları kaydetti:

"Anneler çocuklarına sahip çıkmaya çalışıyorlar, Türkiye Cumhuriyeti çocuklarına sahip çıkmaya devam edecektir. Diyarbakır’daki annenin çocuğu hepimizin çocuğudur. Haftaya okul başlıyor. Koltuğunun altında kitap olması gereken çocukların koltuğunun altına silah verenlerle mücadele kararlı bir şekilde devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti, çocuklarımıza göz dikenlere, onların geleceklerine göz dikenlere, dağa çıkartarak geleceklerini söndüren, ömrünün en güzel anlarını dağda geçiren ve terör örgütüyle buluşturan tüm bu kesimlerle, bunlara destek verenlerle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Annelerin yanında yer almaya devam edeceğiz. Diyarbakır annesi edi bese ’artık yeter’ diyor. Çocuklarımızı aldınız. ’Artık bu terör son bulsun’ diye. Kepenkleri kapatarak annelerin sesini ortadan kaldıramazsınız, anneler edi bese ’artık yeter’ demeye devam ettikçe çocuklarımıza da daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağımıza inanıyoruz. Çok onurlu bir sestir. Bu feryat, bu çığlık asla önlenemeyecek. Asla kesilemeyecektir. Diyarbakır, Batman, Şırnak’taki evlatlar bizim evlatlarımızdır. Onların dağa değil okula gitmesi için her türlü desteği, her türlü kararlılığı yapacağız. Annelerin ve çocukların yanında olmaya devam edeceğiz. İstiyoruz ki hiçbir evladımız terör örgütünün kucağına değil, okullardaki öğretmenlerin kollarına gitsin. Onları oralarda görmek istiyoruz. Kararlı bir şekilde yanlarında olacağız."

"Kadına karşı şiddetin önlenmesi için çok önemli düzenlemeler yapıldı"

Kadına şiddet konusunda açıklamalarda bulunan Bakan Gül, "Şiddetin her türlüsünü, özellikle kadına ve çocuğa yönelik şiddeti büyük bir tepkiyle, büyük bir şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. Dünya’daki ortak sorun kadına yönelik şiddettir. Bu konuda ortak bir sorumlulukla mücadele etme gerekliliktir. Bu tür olaylara sıfır toleransla yaklaşıyoruz. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için çok önemli düzenlemeler yapıldı. Bu konuda Aile Bakanlığımızın uygulamasına verildiği, kadına karşı şiddetin önlenmesiyle ilgili bir kanun çıkartıldı. Bu konuda her türlü koordinasyon yapılmaktadır" diye konuştu.

"Kadına yönelik şiddete dair 2019 yılında verilen tedbir kararı sayısı 375 bin 425"

Kadına yönelik şiddete dair bu yıl verilen tedbir kararı sayısının 375 bin 425 olduğunu aktaran Bakan Gül, "Tüm dünyada bu mücadeleye bakıldığında gerçekten ortak bir sorun olduğunu görüyoruz. Biz istiyoruz ki; bu tür hadiseleri görmeyelim. Ancak, bu adli yılda da bu tür vakaların gerçekleşmesiyle tüm yargı mensuplarımızın bu konudaki titizliğe, bu konuda sıfır tolerans, etkin mücadele ve mevzuatın en etkin şekilde uygulanması için büyük bir titizlik göstereceklerdir" şeklinde konuştu.

"Yargı Reformu Strateji Belgesi 82 milyonun belgesidir"

Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin bir paketle başlayıp bitecek bir belge olmadığını vurgulayan Adalet Bakanı Gül, "Birinci yargı paketi, ikinci yargı paketi belki onuncu yargı paketi, 5 yıllık bir dönemi kapsayan bir reform sürecidir. Büyük bir kısmı kanun gerektiren, bir kısmı mevzuat gerektiren, uygulama gerektiren farklı kurumların idari uygulamasına maruz olacak düzenlemelerdir. Elbette, Meclis iradesi gerektiren konular daha düzenli olarak parlamentoda şekillenebilir. Artılar, eksiler girip çıkabilir ama tüm paydaşlarla Adalet Bakanlığı olarak bizler, Türkiye’de bu konuda söz söylemek isteyen herkesi masamıza çağırdık, beraber oturduk ve onların tüm taleplerini belgeye yansıtmaya çalıştık. Yargı reformu belgesi bir AK Parti reform belgesi değildir. Bu reform belgesi Adalet Bakanlığının belgesi değildir. Bu Yargı Reformu Strateji Belgesi Türk milletinin 82 milyonun belgesidir. Çalışmalarımızı bu hassasiyetle sürdüreceğiz. Yargı, eskiden özellikle FETÖ zamanı ve daha önceki vesayet anlayışlı zamanda birilerinin arka bahçesi ya da birilerinin güç manevrası olarak düşünülmeye çalışılan ve ele geçirilmek istenen bir merkez olarak görüldü. Oysa yargı 82 milyon millete ait bir yargıdır. Yargı, hiçbir görüşün, cemaatin, zümrenin yargısı olamaz. Yargı, bütün millete karşı ön yargısız, tarafsız ve bağımsız bir şekilde yargı olmak zorunda, geçmişteki hataların tekrarlanmaması için yoğun bir mücadele verilmektedir" dedi.

"2017’nin başından itibaren 582 bin 410 dosya uzlaşmayla sonuçlandı"

2017’nin başından itibaren 582 bin 410 dosyanın uzlaşmayla sonuçlandığını da bildiren Bakan Gül, "Savcının, hakimin önüne gelip yargılamalar uzamadı. Bu da 722 asliye ceza mahkemesinin bir yılda bakacağı iş anlamına gelmektedir" ifadelerini kullandı.

"Yıl başından itibaren elektronik tebligat sayısı 10 milyon 79 bin 541"

Elektronik tebligat kapsamında başarılı uygulamalar olduğunun altını çizen Bakan Gül, "Cep telefonu, bilgisayar veya elektronik posta, herkesin bir tebligat adresi var. Bu tebligat adresine, "mahkemeden tebligat gelmiştir" diye bir bilgi geliyor. Bunun üzerine 5 gün var. 5 günden sonra tebligat yapılmış sayılıyor. Burada, avukatlar, kurumlar zorunlu ama vatandaşlar isterse bu sistemden yararlanıyor. Mahkemeler, yılda yaklaşık olarak 40 milyon tebligat çıkartıyorlar. Hem mali hem de davaların uzaması anlamında önemli bir maliyetti. 1 Ocak’tan itibaren elektronik tebligat sayısı 10 milyon 79 bin 541, 10 milyonun üzerinde elektronik tebligat uygulanmış. Buda yaklaşık 125 milyon lira tasarruf anlamına geliyor ve 7 bin 650 yetişkin ağaç kesilmekten bu uygulamayla kurtuldu. Biz bunun artmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.

"Hiç kimse bir başkasının işlemiş olduğu suçtan dolayı suçlanamaz"

2017 yılında düzenleme olarak yapılan lekelenmeme hakkına ilişkin açıklamalarda bulunan Gül, "Temel amacımız, yargı kullanılarak bir kişi hakkında ’şu FETÖ’cüdür, şu şudur, bu budur’ gibi iftiralar insan onurunu lekeler hale geldi. Bunun kötü örneklerini görmüştük. Bir şikayet olunca soruşturma açılıyor, o kişi şüpheli oluyor, evine, iş yerine mecburen kolluk kuvvetleri gittiğinde o kişi aklansa bile "çamur at, izi kalsın" oluyordu. O site, o mahalle, o iş yerinde polis gelince ’bu adamında kapısına polis geldi, oda demek ki şöyle böyle’ diye algı oluşuyor. O algı beraat etse bile kalıyor. Ama şimdi savcılığa yapılan bu şikayetlerde bakanlık araştırıyor. Genel, soyut ifadeler, temelsiz ithamlar varsa bu konuda şüpheli bile olmuyor. Bu konuyla alakalı 203 bin 113 ihbar dosyası oluşturulmuş, bunların 111 bin 230’u soruşturma açılmasına yer olmadığına dair kararla sonuçlanmış. 111 bin 230 kişinin haberi bile yok. Devlet onlar adına, ’biz sizi lekelemiyoruz, sizi lekelemeye çalışanlara karşı sizi koruyoruz’ diye yargı, Türk yargısında ilk olan bir uygulama böylece vatandaşlarımızı lekelemeye karşı koruyor. Bir kişinin suçluluğu mahkemece asalet olmadıkça herkes masumdur. Ama burada kendi eşi, dostu başkalarına yönelik suç ve cezada genel ilkeler korunacak asli ilkelerdir. Hiç kimse, bir başkasının işlemiş olduğu suçtan dolayı suçlanamaz. Babası böyledir, kardeşi böyledir, o da böyledir. Herkes kendi suçunun cezasını çeker. Bu konuda hukuk ve yargı da bir kimsenin başka bir kimsenin suçundan dolayı cezalandırılmasına asla izin vermez. Bu konuda da büyük bir titizlikle lekelenmeme hakkı kapsamında genişleteceğiz" ifadelerini kullandı.

Konuşması sonrasında Bakan Gül, basın mensuplarıyla sohbet etti.

İhlas Haber Ajansı

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN