- Haberler
- Politika
- Adalet Bakanı Bozdağ: 'Bugüne kadar bin 219 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı, bunlardan 284 şüpheli tutuklandı'
Adalet Bakanı Bozdağ: 'Bugüne kadar bin 219 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı, bunlardan 284 şüpheli tutuklandı'
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kahramanmaraş merkezli depremlerin andından bugüne kadar bin 219 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldığını belirterek, Bunlardan 284 şüphelinin tutuklandığını, 416 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiğini, 260 şüpheli hakkında çıkarılmış yakalama kararı bulunduğunu, şu anda gözaltı kararı verilmiş 95 şüpheli olduğunu, yurt dışında 4 şüphelinin bulunduğunu, 53 şüphelinin vefat ettiğini görüyoruz. Bu tutuklu olanların durumuna baktığımızda ise 102'sinin müteahhit, 151'inin yapı sorumlusu, 13'ünün yapı sahibi, 18'inin de binada değişiklik yapan kişiler olduğunu görüyoruz' dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kahramanmaraş merkezli depremlerin andından bugüne kadar bin 219 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldığını belirterek, "Bunlardan 284 şüphelinin tutuklandığını, 416 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiğini, 260 şüpheli hakkında çıkarılmış yakalama kararı bulunduğunu, şu anda gözaltı kararı verilmiş 95 şüpheli olduğunu, yurt dışında 4 şüphelinin bulunduğunu, 53 şüphelinin vefat ettiğini görüyoruz. Bu tutuklu olanların durumuna baktığımızda ise 102’sinin müteahhit, 151’inin yapı sorumlusu, 13’ünün yapı sahibi, 18’inin de binada değişiklik yapan kişiler olduğunu görüyoruz” dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır’daki Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde (GAMER) Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yürütülen çalışmalara ve soruşturmalara ilişkin açıklamada bulundu. Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Diyarbakır illeri başta olmak üzere sel felaketinden etkilenen vatandaşlara da geçmiş olsun dileklerini ileten Bakan Bozdağ, sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dilediğini, yaralılara acil şifalar dilediğini söyledi. Yaraların sarılması, felaketin ortaya çıkardığı sorunların giderilmesi için hükümetin gerekli adımları attığını, gerekli çalışmaları bizzat bakanların yerinde yürütmekte olduğunu belirten Bakan Bozdağ, “Diyarbakır’ımızda da bu sel felaketinden etkilenen yerler oldu. İnşallah sel felaketinin de yaralarını hızlıca saracağız. Öte yandan yaşadığımız asrın felaketi olan büyük depremin doğurduğu yıkımları ortadan kaldırmak, yaraları sarmak, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermek hususunda da hükümetimiz, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hummalı bir çalışmayı sürdürmektedir. Hem Diyarbakır’ımızda, hem de diğer illerimizde ilgili bakanlarımızın koordinatörlüğünde çalışmalar etkin bir şekilde yürütülmektedir” dedi.
“Diyarbakır genelinde deprem nedeniyle yürütülen hasar tespit çalışmaları tamamlanmıştır”
Konutların kısa sürede yapılarak teslim edilmesi için çalışmaların yürütüldüğünü aktaran Bakan Bozdağ, “İnşallah Cumhurbaşkanımızın da kamuoyuna taahhüt ettiği gibi bir yıl içerisinde vatandaşlarımız yeni konutlarında, yeni yaşam alanlarında yaşama imkanlarına kavuşacaktır. Diyarbakır özelinde ise, Diyarbakır genelinde deprem nedeniyle yürütülen hasar tespit çalışmaları, Diyarbakır merkez ilçeler ve diğer ilçelerimiz olmak üzere ilçelerimizin merkezlerinde tamamen bitmiştir. Diyarbakır merkez ilçelerimizin ise hem merkezinde hem de köylerinde diğer bir ifadeyle mahallerindeki hasar tespit çalışmaları da tamamlanmıştır” diye konuştu.
“Hasar tespit çalışmalarının askısı, askıya çıkarılması için mahalle muhtarlıklarına bugün itibarıyla gönderilmiştir”
“Diyarbakır’ımızda şu an itibarıyla yaklaşık 27 bin civarında bağımsız konutun Diyarbakır’ımızın ve Diyarbakırlı hemşerilerimizin depremden etkilenen kardeşlerimizin hizmetine sunulmak üzere yapılması planlanmakta” diyen Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
“Bu çerçevede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum Beyefendi ve ekibinin de çalışmaları devam etmektedir. Diyarbakır’da şu anda merkez ilçelerinde hasar tespit çalışmalarının askısı, askıya çıkarılması için mahalle muhtarlıklarına bugün itibarıyla gönderilmiştir. Diyarbakırlı kardeşlerimizin bu askıya çıkan hasar tespit çalışmalarını takip edip, oradaki hasar tespitlere itirazları varsa bu itirazları yasal öngörülen süre içerisinde ilgili birimlere iletmelerinde fayda bulunmaktadır. Bir yandan muhtarlıklarda askıda olacaktır. Öte yandan e-Devlet üzerinden ulaşılabilecektir. Diğer yandan da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız üzerinden de o tespitlere ulaşma imkanı olacaktır.”
Depremden etkilenen vatandaşların deprem dışındaki illere nüfuslarını nakletmeleri veyahut o illerde seçmen kaydını yaptırmaları, oy kullanmalarına, deprem nedeniyle hükümetin insanlara sağladığı hak ve imkanlardan yararlanmalarına engel olmadığını aktaran Bakan Bozdağ, “Vatandaşlarımız ülkemizin neresinde olursa olsun nüfuslarını oraya aktardıklarında veyahut seçmen kaydını yaptırdıklarında oralarda oy kullandıklarında deprem nedeniyle kendilerine sağlanan hak ve imkanlardan mahrum edilmeleri, mahrum kalmaları kesinlikle söz konusu değildir. Hak sahipliği oy kullanılan yere göre değil, deprem nedeniyle depremden etkilenen yerlere ve vatandaşlarımıza göre yasalarımız çerçevesinde tayin edilmektedir. O nedenle vatandaşlarımızın 17 Mart Cuma günü saat 24.00’e kadar demokratik haklarını kullanmaları, katılımı en üst düzeyde sağlamaları için seçmen kaydını, seçmen olarak hakkını kullanmaları için nüfus kayıtlarını bulundukları yerlere nakletmelerinde fayda vardır. Kendileri giderek yapabilecekleri gibi e-Devlet üzerinden de bunu yapma imkanları bulunmaktadır” diye konuştu.
“813 hakim ve savcıyı gönüllülük esasıyla bölgede görevlendirdik”
Depremden sonraki süreçte adalet hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi hususunda son derece ciddi tedbirler aldıklarını dile getiren Bakan Bozdağ, “Bir yandan bölgeye gönüllü pek çok hakim ve savcı gönderirken, öte yandan adli personel, adli tıp uzmanı ve teknisyenleri ve bölgenin ihtiyacı olan ne varsa bütün bunlara ilişkin görevlendirmeleri süratle yaptık ve gönüllük esasına göre bunları yaptık. Şu ana kadar 813 hakim ve savcıyı gönüllülük esasıyla bölgede görevlendirdik. İhtiyaç olduğu sürece de bölgede görevlendirmeye devam edeceğiz. Şu ana kadar yaklaşık 5 bin civarında adli personel, hakim ve savcılarımız da dahil bölgede gönüllü olarak faaliyette bulundular ve bundan sonra da dediğimiz gibi ihtiyaç olması halinde ihtiyaç olan yerlere takviye yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“Ölüm ve yaralanmanın olduğu binaların tamamında delil tespiti yapıldı ve delillendirme işlemleri sonlandırıldı”
Adli tıp uzmanları, hekimler ve adli tıp teknisyenlerinin de bölgede önemli görevlerde bulunduklarını ve çalışmaları etkin bir şekilde yürüttüklerini söyleyen Bakan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“Halen kimliklendirme konularında çalışmalarını etkin bir şeklide yürüttüklerini buradan ifade etmek isterim. Tabii deprem bölgesinde bir yandan da adli tahkikatlar başladı. Adli tahkikatları Cumhuriyet Başsavcılıklarımız resen başlattılar. Bu kapsamda delillendirme ve delil tespiti konusunda ölüm ve yaralamanın olduğu binalar tamamında delil tespiti yapıldığını ve delillendirme işlemlerinin sonlandırıldığını ifade etmek isterim. Bu kapsamda şu ana kadar Adana, Diyarbakır, Hatay, Osmaniye, Kilis, Şanlıurfa ve Elazığ olmak üzere buralarda delillendirme işlemlerinin tamamının bittiğini ifade etmek isterim. Ayrıca depremin etkilediği 16 ilçede de delillendirme işlemlerinin tamamlandığını ifade etmek isterim.”
“Bugüne kadar bin 219 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı, bunlardan 284 şüpheli tutuklandı”
Şu ana kadar toplam 9 bin 435 binanın bilirkişi incelemesinin yapıldığını ve bunlarla ilgili usul hukuku çerçevesinde gerekli adli süreçlerin tamamlandığını açıklayan Bakan Bozdağ, “Öte yandan adli soruşturmalar da demin söyledim resen başlatıldı ve bugüne kadar bin 219 şüpheli hakkında adli işlem başlatıldığını görüyoruz. Bunlardan 284 şüphelinin tutuklandığını, 416 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiğini, 260 şüpheli hakkında çıkarılmış yakalama kararı bulunduğunu, şu anda gözaltı kararı verilmiş 95 şüpheli olduğunu, yurt dışında 4 şüphelinin bulunduğunu, 53 şüphelinin vefat ettiğini görüyoruz. Bu tutuklu olanların durumuna baktığımızda ise 102’sinin müteahhit, 151’inin yapı sorumlusu, 13’ünün yapı sahibi, 18’inin de binada değişiklik yapan kişiler olduğunu görüyoruz. Adli tahkikatlar, tabii yargılama süreçleri, Anayasa ve yasalarımızın emrettiği usule uygun bir şekilde bugüne kadar sürdüğü gibi bundan sonra da aynı usulde devam edecektir” dedi.
“Deprem yaşanan illerde sürelerin durdurulmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlanmış ve bu bölgelerde 6 Nisan’a kadar sürelerin durdurulması ve ayrıca davaların görülmesi hususlarının da durmasına dair bir karar alınmıştı” hatırlatmasında bulunan Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“6 Nisan’dan sonra Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Adana, Şanlıurfa ve Osmaniye’de normalleşme sağlanıyor ve buralarda sürelerin durmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uzatılma yapılmayacaktır. Bazı illerimizin merkezlerinde sorun olan yerlerde ve bazı ilçelerimizde ise noktasal olarak belli bir süre daha uzatılacaktır. Ama illerimizin önemli bir kısmında, ilçelerimizin de pek çoğunda 6 Nisan’dan sonra süre uzatımı yapılmayacağını, adli süreçlerin deprem öncesi durumunun devam edeceğini buradan açıklamak isterim. Gerek hakim ve savcılarımız, gerek adli personelimiz, gerek avukatlarımız, gerek ise vatandaşlarımız bu hususu dikkate alarak, 6 Nisan’da adliyelerimizin deprem öncesi duruma döneceğini bilerek hazırlıklarını yapmalarında fayda olduğunu ifade etmek isterim. Yalnız Adıyaman merkez, Kahramanmaraş merkez, Hatay merkez, Malatya merkez ve bazı ilçelerde belli bir süre daha bunu uzatacağımızı da buradan ifade etmek isterim.”
Türkiye’de en çok konuşulan hususların başında kentsel dönüşüme ilişkin yargılama süreçleri ve açılan davalar ve kentsel dönüşümde dönüştürülemeyen konutların geldiğine değinen Bakan Bozdağ, “Bildiğiniz gibi kentsel dönüşüm Türkiye’nin gündemine hükümetlerimiz tarafından sokulmuş, 2012 yılında müstakil bir kanun da çıkarılmıştır. O kanunu vaktiyle Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesine götürdü ama daha sonraki süreçlerde de maalesef kentsel dönüşümü itibarsızlaştırmak, vatandaşlarımızın kentsel dönüşüme destek vermesini azaltmak veya destek vermemesini sağlamak maksadıyla kentsel dönüşüm hakkında asılsız pek çok yalan, pek çok bilgi kamuoyuna aktarıldı. Bundan etkilenen insanlarımız da oldu ve bu nedenle kentsel dönüşümle ilgili hususlar Türkiye’nin maalesef iç siyasi kavgaları nedeniyle rantsal dönüşüm olarak kamuoyuna takdim edilmeye başlandı. Ve pek çok yerde vatandaşlarımızın kent dönüşüne destek vermemelerini sağlamak maksadıyla protestolar yapan vatandaşları örgütleyen, buradan bir tuğla dahi aldırmayız diyen pek çok siyasiyi gördük ve geçmişte kayıtlar bunu açık açık ortaya koyuyor” ifadelerinde bulundu.
“5 bin 753 dava kentsel dönüşüm aleyhine açıldı”
Deprem yaşanan iller ve bunlara Ankara, İstanbul ve Kocaeli illeri de dahil edildiğinde 2015 ile 2023 arasında açılan 5 bin 753 davanın kentsel dönüşüm aleyhine olduğunu aktaran Bozdağ, “Sadece deprem yaşanan illerimiz ve buna ilave Ankara ve İstanbul, Kocaeli illerimizde. Bunlardan 5 bin 120’si sadece İstanbul’da açılmıştır. Kim açmıştır diye baktığınızda çok net söylüyorum Cumhuriyet Halk Partisi’nin arka bahçesi durumundaki kimi STK’lar, kimi başka başka belediyeler, kimi de başka başka şahıslar olduğunu görüyoruz. Ama kentsel dönüşümün Türkiye’nin hayrına olduğunu hepimiz biliyoruz. Yaşanan bu felaketler bize gösterdi ki Türkiye konut stokunu yenilemedikçe bu risk sürekli Türkiye’nin önünde durmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanının her defasında adeta yalvarırcasına vatandaştan destek istediğini gördüklerini anımsatan Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bundan sonra da biz kentsel dönüşümü başarılı bir şekilde yürütmek ve yönetmek için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz ama kentsel dönüşüm kanununu mahkemeye taşıyanlar, her kentsel dönüşüm kararını rantsal dönüşüm diye takdim edenler, vatandaşları kentsel dönüşüm aleyhine kışkırtanlar, yalan yanlış bilgiler yayarak kentsel dönüşümü engellemeye çalışanlar ve bu konuları her daim mahkemeye taşıyanlara buradan bir kez daha Adalet Bakanı olarak sesleniyorum; lütfen elinizi vicdanınıza koyun, Türkiye’nin bu dönüşümüne engel olacak yollara tevessül etmeyin. Milletin hayrına, milletin yararına, menfaatine olan işlere takoz koymak için yarışa girmeyin. Kentsel dönüşümün yapılamaması ve mahkemelere konunun taşınması, işi uzatması ve bu sırada bir felaket olması halinde burada hayatını kaybeden veya yaralanan herhangi bir insanımızın olmasının vebali, sorumluluğu bu işe takoz koyan herkesin omzunda olacaktır. Bu iş yavaşlasa da herkesin omuzunda olacaktır.”