Engelleri Kaldırmalıyız, Biz Sağlamız - Kerim BAYDAK

Engelleri Kaldırmalıyız, Biz Sağlamız


Her gün çeşitli olaylarla karşılaşıyoruz, canlı canlı yaşıyoruz.

Zaman zaman üzülüyoruz, ah-vah ediyoruz, ancak elimizden, kısmen cebimizden, yüreğimizden fazlası gelmiyor.

Sadece üzüldüğümüzle kalıyoruz.

Bazen görmezden gelerek, kendi kendimizi, oyalıyoruz, kandırıyoruz.

Karşılaştığımız bir takım manzaraları görmemek için, ya farklı taraflara bakıyor, farklı şeylerle oyalanıyoruz, ya baş belâsı olan cep telefonlarına bakıyoruz ya da yanımızdakilerle eften- püften şeylerden konuşuyoruz.

Hâlbuki hepimiz, birer engelli adayı olabileceğimizi düşündüğümüzde;  ne kadar haksızlık yaptığımızı söyleyip duruyoruz.

Öyle veya böyle gezerken, otururken, yolculuk yaparken, illa ki bir engelli kardeşimizle karşılaşabiliyoruz, belki de bizzat yaşıyoruz.

Demokrasi Parkının önünde bir arkadaşı bekliyorum.

Her zaman ki gibi randevusuna geç kalınca, zaman geçirmek amacıyla, ileri geri volta atıp duruyorum.

Karşıdan gelen iki kişi dikkatimi çekiyor.

Biri kırklı yaşlarda, diğeri genç, yirmili yaşlarda gibi!

Yaşlı olan âmâ elinde bastonu, refakat eden gencin bir eli felçli ve bir ayağı aksıyor.

Sağ eliyle âmâ adamın koluna girmiş, bana doğru, aslında şehir içi minibüsüne doğru geliyorlar.

Genç olan engelli kardeşimiz, yaşlı olan engelli âmâ kardeşimizin gören gözü olmuş durumda!

Yolcu beklemekte olan minibüse bindiriyor, tam ayrılacakken; “genç bir dakika bakar mısınız?” diyorum.

“Buyur amca” diyor.

Ayaküstü bir muhabbete giriyoruz.

“Tanıdığın mı, akraban mı?”

“Hayır”

“Ne zamandan beri getiriyorsun?”

“Anayolda trafikte bekliyordum, baktım geçemiyor, yardımcı olmak istedim. Karşıya geçirip, buraya kadar getirdim. Minibüse binerek eve gidecekmiş.”

“Başka kimse yardımcı olmadı mı?”

“Hayır, herkes geçti, bir o kaldı, ben de yardımcı olmak istedim.”

O an da kendimden utandım, yerin dibine girmek istedim o an.

Evet, biz bedenen sağlam, sapasağlamdık.

Bunun için hamd ve şükür etmek gerekirken, hakkını vermek gerekirken, biz bir engelli kardeşimize yardım etmekten bile kaçıyorduk,

Hem de gözleri görmeyen, engelli olan bir kardeşimize, yine engelli olan başka bir kardeşimiz yardım ediyordu.

Yani birilerine yardım etmek için, onlar gibi olmak mı gerekiyor?

Bunu onlar istemedi, kimse engelli yaşamak, dünyanın bir takım güzel nimetlerinden yoksun kalmak istemez.

Her yönüyle utanılacak ve derinlemesine düşünülecek, muhasebe edilmesi gereken bir durum.

He an onlar gibi olmamaya garantisi olan var mı?

Herkes gerek doğuştan, gerekse doğumdan sonra ki yaşamında, her an engelli olmaya adaydır.

Çevremizde olan engellilere rastladığımız zaman, onların eli, ayağı, kulağı, gözü, hatta düşünen beyni olmaya gayret edelim.

Engelleri kaldırmalıyız, çünkü biz sağlamız.

Engelli olmak, külfet değil, bilakis Hakim-i Mutlak’ın onlara bahşettiği bir nimettir.

Lütfen, özellikle tehlikeli durumlarda karşılaştığımız engelli kardeşlerimize yardımcı olmaya, onların içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtarmaya gayret edelim.

Unutmayın, onların mutluluğu ve sevinci, hatta size edecekleri bir dua her şeye değer.

Kerim BAYDAK

[email protected]

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
30Oca

Umudunuzu Yitirmeyiniz

23Oca

Kısmetinize Ne Düşerse

16Oca

Sağlıklı Olmak Zenginliktir

09Oca

Bilinsin İstedim!

02Oca